"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Lodem İnş. Malz. İm. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun kabulüne ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın ... yönünden kabulüne, davalı Lodem İnş Malz. İm. San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle ve incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı ... Condominium ....Klinik ve Akman İş Merkezi Binası ...Plaza Yöneticiliği vekili Av. ... ile davalı Lodem İnş Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili Av. ...'nin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2016/4022 E. sayılı dosyasından müvekkiline haciz ihbarnameleri gönderildiğini, müvekkilinin davalıya hiçbir isim altında bir borcu bulunmadığını, asıl borçlu ...'in müvekkil plaza yönetiminin bir dönem yönetiminde bulunduğunu, yönetimde bulunduğu dönem içinde yönetim görevi sebebi ile bir ücret almadığı gibi site yönetimi ile başka bir ticari ilişkisinin de mevcut olmadığını, ticari bir alacak ve borç ilişkisi olmadığı halde yöneticiliğin banka hesaplarına haciz uygulanmasının kötü niyetli bir işlem olmasının yanında haksız ve sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını ileri sürerek, davacı yöneticiliğin borçlu olmadığının tespiti ile sebepsiz zenginleşen davalılardan 211.151,80 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek bankalar arasındaki en yüksek avans faizi ile tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Lodem İnş. Malz. İm. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili; İİK.89/5'e göre dava açılması için ödenmiş bir paranın olması gerektiğini, fakat henüz davalıya ödenmiş bir meblağ bulunmadığı için davanın dava şartı yoksunluğundan reddinin gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... vekili; davayı kabul ettiklerini, müvekkilinin 2016 yılı sonuna kadar site yönetiliciliği yaptığını, ancak şu anda site yönetimi ile bir ilgisi olmadığını beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının kanuni defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, dolayısıyla defterlerin delil niteliğine haiz oldukları, davacının yevmiye defterleri ile muhasebe muavin defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve ilgili dönem muhasebe kayıtları ile birbirini doğruladığı, davalı borçlu ...'in, davacı Yöneticilikten herhangi bir alacağı olmadığı gibi, Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2017/16433 Esas sayılı dosyasında icra takibine konu olan 3.018,75 TL tutarında ödemediği aidatlardan kaynaklanan borcunun olduğu, davaya konu olan borcun, davacı Yöneticiliğince ait olmadığı, Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2016/4022 takip sayılı dosyasına toplam 157.313,61 TL ödemede bulunduğunun anlaşılıdığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacının Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2016/4022 takip sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının bu icra dosyasına ödediği toplam 157.313,61 TL'nin 125.313,61 TL'sinin ödeme tarihi olan 28.05.2018, bakiyesinin 21.06.2018 ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı ... İnş. Malz. İm. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; her iki davalı yönünden hukuki nedenlerin farklı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişinin yaptığı incelemenin davalı ...'in davacı yönetimden alacaklı olup olmadığı yönünde olduğunu, fakat müvekkiline karşı açılan davanın kabul edilebilmesi için müvekkilinin davacının takip borçlusuna borçlu olmadığını bilmesine/bilebilecek durumda olmasına rağmen kötüniyetle ve onu hataya düşürerek borcun kendi zimmetinde sayılmasını sağladığının ispatlanması gerektiğini, dosyada müvekkilinin kötüniyetini ispatlayacak hiçbir delil sunulmadığı gibi bu yönde bir iddiada bile bulunulmadığını, davalı ...'in davacı site yönetiminin yönetim kurulu başkanı olduğunu ve huzur hakkı aldığını, davacı yönetime haciz ihbarnamesi gönderilme nedeninin bu olduğunu, davalı ...'in cevap dilekçesi ve ekinde sunduğu genel kurul tutanakları ile sabit olduğu üzere ...'in davacı site yönetiminden her ay düzenli huzur hakkı aldığını, müvekkilinin alacağına kavuşmak için borçlusunun her ay düzenli aldığı huzur hakkını haczetmek istediğini, fakat davacı apartman yönetiminin haksız ve kötüniyetli biçimde ...'in aldığı huzur hakkını dosyaya bildirmekten imtina ettiğini ve haciz ihbarnamesine rağmen ...'e huzur hakkı ödemeye devam ettiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldılarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafça davalı alacaklı şirketin, kendisinin takip borçlusuna borçlu olmadığını bilmesine/ bilebilecek durumda olmasına rağmen kötüniyetle onu hataya düşürerek borcun kendisinin zimmetinde sayılmasını sağladığı iddia edilmediği gibi, dosyaya bu yönde delil ve belge sunulmadığı, buna göre İlk Derece Mahkemesince; davacı tarafça davalı alacaklı şirketin kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davalı şirket yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, borçlunun davacıya borçlu olup olmadığı konusunda alınan bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK'nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararını düzelterek, davalı ... tarafından istinaf yoluna başvurulmaması nedeniyle kesinleşen hususlar dikkate alınarak yeniden esas hakkında karar verilerek, davanın davalı ... yönünden kabulüne, davacının Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2016/4022 takip sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının bu icra dosyasına ödediği toplam 157.313,61 TL'nin 125.313,61 TL'sinin ödeme tarihi olan 28.05.2018, bakiyesinin 21.06.2018 ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'den tahsili ile davacıya ödenmesine, davanın davalı Lodem İnş. Malz. İm. San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davacının, Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2016/4022 E. sayılı dosyasında davalılardan Lodem İnş. Ltd. Şti.ne borçlu olan diğer davalı/borçlu ...'e borcu bulunmadığı gibi ...'den alacak olduğunu, davalı şirket tarafından diğer davalı ...'in borcu sebebi ile sadece müvekkiline haciz ihbarnamesi gönderilmesinin, davalı borçlu ...'in icra dosyasının hiçbir aşamasında yapılan işlemlere itiraz etmemesinin dahi davalı borçlunun diğer davalı şirkete olan borcunu müvekkile ödettirme kastıyla, her iki davalının birlikte kötü niyetli olarak hareket ettiğini açıkça gösterdiğini, davalı borçlunun alacağın varlığını ispat etmesi gerektiğini, davalı şirketin alacağını ispat edemediğini, davalılar arasındaki alacak - borç ilişkisi de kesin olarak ispat edilemediğinden davanın her iki davalı açısından da kabulü gerekirken, davalı şirket hakkındaki davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İİK'nın 89/5 maddesine dayalı olarak borçlu olmadığının tespiti ve ödenen tutarın istirdatı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89/5 inci maddesi.
2. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 22 nci maddesi.
3.Değerlendirme
1. İİK 89/5 maddesinde; "üçüncü şahsın, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde 65 inci madde hükmünün uygulanacağı ve her hâlde üçüncü şahsın, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebileceği" düzenlenmiştir. İİK.89/3. maddesinde ise; “üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Somut uyuşmazlıkta, alacaklı-davalı şirketin kötüniyetli olduğuna ilişkin dosya kapsamında delil mevcut olmayıp, icra takibinde haciz ihbarnamesinin gönderilmiş olması da alacaklının kötüniyetli olduğunu ispat için tek başına yeterli değildir. Zira yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler gereğince haciz ihbarnamesi gönderilen 3. şahsın bu borca itiraz hakkı vardır. Hal böyle olunca Mahkemece verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığıdan, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. İİK'nın 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrasındaki özel düzenleme gereğince açılan menfi tespit davaları maktu harca tabidir. Ancak menfi tespitle birlikte istirdat talebinin de bulunduğu davalarda yalnızca hüküm altına alınan miktar üzerinden nisbi karar ve ilam harcının hesap edilmesi gerekmektedir. 492 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi gereğince; davalı ... vekilinin Mahkemenin ilk duruşmasından önce davayı kabul ettiklerine dair beyanları da gözetilerek; istirdatına hükmedilen alacak miktarı üzerinden karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, dava dilekçesinde talep edilen miktar üzerinden harca hükmedilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinin hükümden çıkartılarak yerine "Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken (10.746,00 TL karar ilam harcının 1/3'ü) 3.582,00 TL karar ve ilam harcının, başlangıçta alınan 3.605,95 TL'den mahsubu ile bakiye kalan 23,95 TL'nin davacıya iadesine" cümlesinin yazılması suretiyle, 3 numaralı bendinin hükümden çıkartılarak, yerine; "Davacı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırılan harçtan 3.582,00 TL ile 31,40 TL başvurma harcı toplamı 3.613,40 TL'nin davalı ...'den tahsili ile davacıya ödenmesine'' cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
17.100,00 TL Yagıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp, davalı Lodem İnş Malz. İm. San. ve Tic. Ltd. Şti.ne verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.