Logo

3. Hukuk Dairesi2023/1868 E. 2024/2407 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıya ait aracın çarpması sonucu yaralanan polis memurlarına ödenen nakdi tazminatın davalıdan rücuen tahsili isteminin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yaralanan polis memurlarının kaza nedeniyle herhangi bir maluliyetlerinin bulunmaması ve raporlu oldukları dönemlerde maaş ve fazla mesai ücretlerini almış olmaları nedeniyle herhangi bir gerçek zararlarının olmadığı, bu nedenle de zarar koşulu gerçekleşmediğinden davalının haksız fiil sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/37 E., 2021/56 K.

Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, 13.06.2008 günü ring görevini ifa ederken davalı ...'ın sürmüş olduğu kamyonun arkadan çarpması sonucu polis memurları ... ve ...'ın yaraladığını, davalı hakkında Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/172 esasında kamu davası açıldığını, yapılan yargılama neticesinde sanık (davalı) hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonunun 22.12.2010 tarih ve 2010/397 sayılı kararı ile yaralanma nedeniyle polis memurları olan ...'a 1.649,19-TL, ...'a 5.647,30 TL, . ...'ya 8.470,95 TL ve ...ş'a 11.294,60-TL olmak üzere toplam 27.107,04 TL tazminat ödenmesine karar verildiğini, belirtilen paraların 12/01/2011 tarihinde ödendiğini belirterek 27.107,04 TL tazminatın ödeme tarihi olan 12/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, müvekkilinin ZMMS poliçesi bulunmasına rağmen davanın sadece müvekkiline yöneltildiğini, davacının şu ana kadar aracın sigortalı bulunduğu sigorta şirketine başvurup başvurmadığının araştırılmasını ya da müvekkilinin sigortacısı olan Aviva Sigorta A.Ş. nin davaya dahil edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 18/09/2014 tarih ve 2011/23 E.- 2014/51 K. sayılı kararı ile; zararın haksız eylemin meydana geldiği tarihte gerçekleştiğinden davalının sorumluluğunun da olay tarihinde başladığı, tazminatın haksız eylem tarihindeki miktar esas alınarak belirlenmesi gerekeceğinden olay günündeki verilere göre ve bu bağlamda olay günündeki kat sayılara göre davacının davalıdan talep edebileceği rucüen tazminat miktarının toplam 22.565,42- TL olduğu anlaşılmakla, davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraflar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay Kapatılan 17. Hukuk Dairesinin 24.10.2017 tarih 2015/2094 E.-2017/9492 K. sayılı ilamı ile: davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, “Dava, 2330 sayılı Kanun gereği ödeme yapan davacı idarenin ödediği bedelin, zarara neden olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.

Davalı sürücü meydana gelen gerçek zarardan sorumlu olup davacının 2330 sayılı Kanuna göre yaptığı hesaplama davalı yönünden bağlayıcı değildir. Yasada ödemelerin rücu edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Davanın kaynağı Borçlar Kanunu'dur.

Somut olayda hükme esas alınan 21.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda kazada yaralanan polisler için ödenen nakdi tazminat miktarları olay tarihindeki en yüksek devlet memuru brüt aylığına göre hesaplanmış olup aktüeryal hesaplama yapılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.

Bu durumda mahkemece BK hükümlerine göre yaralanan polislere ödenmesi gereken tazminat miktarları (gerçek zarar) yönünden konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı, açıklamalı, denetime uygun ve aktüeryal hesaplama tekniğine göre rapor alındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmadan sonra alınan bilirkişi raporunda, polis memurlarının kaza nedeniyle herhangi bir maluliyetlerinin bulunmadığı, bu nedenle polis memurlarının sürekli iş göremezlik zararlarının bulunmadığı, nakdi tazminat komisyon kararına esas alınanan iş göremezlik raporlarında ise polis memuru ...'ın 3 gün, ...t'ın 10 gün, ...'nın 15 gün ve ...'ın 45 gün raporlu oldukları ve çalışamadıkları, dosyaya giren maaş bordrolarına göre, polis memurlarının raporlu oldukları dönemde de maaşlarını aldıkları ve bu yönden herhangi bir maddi zararlarının bulunmadığının tespit edildiği, polis memurlarının raporlu oldukları dönemde de fazla mesai ücretlerini aldıkları ve bu yönden herhangi bir maddi zararlarının bulunmadığı, buna göre polis memurlarının, maluliyetlerinin bulunmadığı, raporlu oldukları dönemlerde de herhangi bir kazanç kayıplarının bulunmadığı veya geçici iş göremezlik zararlarının da bulunmadığı tespit edildiği, somut olayda, polis memurlarının herhangi bir gerçek zararlarının bulunmadığı anlaşıldığından, yani zarar koşulu gerçekleşmediği için davalının haksız fiil sorumluluğu bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, mahkemenin red kararı ve gerekçesinin hatalı olduğunu, bu kararın emsal kararlara da aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava dışı kişiye yapılan nakdi tazminat ödemesinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanunu'nun ''Nakdi Tazminat'' kenar başlıklı 3 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

a)( Değişik 1/4/1998- 4356/1 Md.) Ölenlerin kanuni mirasçılarına, en yüksek Devlet Memuru brüt aylığının (ek gösterge dahil) 100 katı tutarında,

b) (Değişik 1/4/1998- 4356/1 Md.) Yaşamak için gerekli hareketleri yapmaktan aciz ve hayatını başkasının yardım ve desteği ile sürdürebilecek şekilde malül olanlara 200 katı, diğer engelli hale gelenlere (a) bendinde belirtilen tutarın %25'inden %75'ine kadar, yaralananlara ise %20'sini geçmemek üzere engellilik ve yaralanma derecesine göre,

Nakdi tazminat ödenir.

Bu nakdi tazminatın tespitine esas tutulacak aylık; tazminat verilmesine dair karar tarihindeki en yüksek Devlet Memuru aylığının (ek gösterge dahil) brüt tutarıdır.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve özellikle uyulmasına karar verilen bozma ilamında belirtildiği şekilde bilirkişiden alınan raporda yer alan değerlendirmelere ve tüm dosya kapsamına göre mahkeme kararının usul ve kanuna uygun olduğu görülmekle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple,

Temyiz olunan Mahkeme kararının 108 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,

6100 saylı Kanun' Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.