"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2009 E., 2023/93 K.
DAVA TARİHİ : 09.05.2019
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/414 E., 2022/497 K.
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali ve menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin Giresun'da faaliyet gösteren ... Eczanesi'nin sahibi ve mesul müdürü olduğunu, davalı kurum tarafından 30.04.2019 tarihli yazı ile müvekkilince kuruma fatura edilen 11 sigortalıya ait 31 adet reçetedeki ilaçların hastalar tarafından alınmadığı ve kullanılmadığı, bu reçete eklerindeki 10 adet ilaç kullanım raporunun da şeklen uygun ise de içerik olarak sahte olduğu gerekçesiyle taraflar arasında imzalanan 2016 yılı Eczane Protokolü uyarınca müvekkili aleyhinde 31 adet reçete bedeli toplamı 16.819,23 TL’nin 10 katı tutarında 168.192,30 TL cezai şartın tahsiline ve yazılı olarak uyarılmasına karar verildiğini, ayrıca yersiz ödendiği iddiasıyla 16.819,23 TL reçete bedelinin de iadesinin istendiğini, ancak müvekkilince herhangi bir sahtecilik yapılmadığı gibi söz konusu reçetelerdeki ilaçların da hastalara teslim edildiğini, kurum işleminin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalı kuruma borçlu olmadığının tespiti ile kurum işleminin iptalini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava konusu cezai işlemin müvekkili kuruma gelen şikayet üzerine yapılan inceleme sonucunda tesis edildiğini; davacı eczacının, davaya konu reçetelerdeki ilaçları hiç kullanmayan, reçeteleri yazan doktorlara hiç gitmeyen kişiler adına ilaç çıkışı yapıp müvekkili kurumdan haksız şekilde para tahsil ederek sebepsiz zenginleştiğini, basiretli bir tacir gibi hareket etmemesi nedeniyle kusurlu olup hakkında uygulanan kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında imzalanan 2016 yılı Protokolünün 5.3.10 uncu maddesinde, eczacı ya da eczane çalışanlarınca kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak kuruma sahte reçete fatura edilmesi halinde reçete bedelinin 10 katı cezai şart uygulanarak eczacının uyarılacağı; 4.3.6 ncı maddesinde ise protokolün 5.3 üncü maddesinde düzenlenen hallerde reçete bedellerinin ödenmeyeceği ve kurumca yapılan yersiz ödeme olması halinde faiziyle birlikte tahsil edileceğinin düzenlendiği; tüm dosya kapsamı itibariyle davacı eczacının kuruma sahte reçete/rapor fatura etme fiilinde kastının veya fiile iştirakinin bulunduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığı, eczanesince karşılanan reçeteleri ve ilişik raporları kuruma fatura etmeden önce kontrol etmek durumunda olsa da bilirkişi raporunda dava konusu reçetelerin iğfâl kabiliyetini hâiz olduğunun belirlendiği, davacının kontrol etse dahi eczanesine gelen sahte reçetelerin kuruma fatura edilmesini önleme imkânının bulunmadığı anlaşıldığından, davacı hakkında protokolün 5.3.10 uncu maddesi uyarınca uygulanan cezai şart ve uyarı işleminin yerinde olmadığı, protokolün 4.3.6 ncı maddesinin öncülü olan “kasıtlı olarak kuruma sahte reçete fatura etme” fiili gerçekleşmediğinden, kurumca uygulanan cezai yaptırım ile reçete bedelinin yasal faiziyle tahsili işleminin de haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı kurumun davacı hakkında uygulanan 30.04.2019 tarihli cezai şart, uyarı ve reçete bedellerinin iadesine ilişkin işleminin iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kurum vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraflı ve davacıyı korumaya yönelik olup hukuki nitelendirme de yapıldığından bu rapora dayalı olarak karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili kurum denetmenlerince tutulan tutanakların aksinin yazılı delille ispatının gerektiğini, hasta ve/ya hasta yakını olan tanıkların imzasını da içeren ifadelerin geçerliliğinin bilirkişi raporunda değerlendirilmesinin doğru olmadığını, tüm usûlsüzlüklere davacının sebebiyet verdiğini ve sözleşmeye aykırı davranan davacı hakkında sözleşme hükümlerine göre cezai işlem uygulandığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyadaki belgeler, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre İlk Derece Mahkemesi kararında davanın esası ile ilgili tarafların gösterdiği ve hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kurum vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacı eczacı hakkında, davalı kuruma sahte reçete fatura edildiği gerekçesiyle uygulanan uyarı, cezai şart ve reçete bedellerinin iadesine ilişkin kurum işlemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesinin birinci fıkrası.
İlaç Teminine ilişkin 2016 yılı Eczane Protokolü
3. Değerlendirme
1. Taraflar arasında imzalanan ... Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2016 yılı Eczane Protokolünün 5.3.2 nci maddesi; "Eczacının, Kuruma fatura ettiği reçetelerde bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine ya da yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilaçların teslim edildiği yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 (beş) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak hastanın ilacı aldığını beyan etmesi durumunda bu madde hükmü uygulanmaz.”; 5.3.5 inci maddesi ise "Hasta veya hasta yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetelerin Kuruma fatura edildiğinin tespiti halinde ilaç bedelinin 10 (on) katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı uyarılır. Tekrarı halinde reçete bedelinin 20 (yirmi) katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 6 (altı) ay süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak, Kurum tarafından yapılacak soruşturma neticesinde hastaya teslim edilmek üzere hastanın ilaç alım tarihinden itibaren 60 (altmış) günü geçmeyecek sürede ilaçların eczanede bekletildiğinin saptanması halinde bu madde hükmü uygulanmaz." şeklinde düzenlenmiştir.
Söz konusu Protokolün 5.3.10 uncu maddesinde ise “Eczacı ya da eczane çalışanlarınca kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak kuruma sahte reçete fatura edilmesi halinde reçete bedelinin 10 katı cezai şart uygulanarak eczacının uyarılacağı”; 4.3.6 ncı maddesinde de “Protokolün 5.3 üncü maddesinde düzenlenen hallerde reçete bedellerinin ödenmeyeceği ve kurumca yapılan yersiz ödeme olması halinde faiziyle birlikte tahsil edileceği” düzenlenmiştir.
2. 2016 yılı Eczane Protokolünün 5.3.2 ve 5.3.5 inci maddelerindeki sorumluluğu bilerek sözleşmeyi imzalayan ve basiretli bir tacir gibi davranması beklenen eczacının, ilaçların tesliminde kendisinden beklenen özeni göstermesi ve ilaçların teslim edildiği kişinin hasta ya da yakını olduğunu gösterir belgenin ibrazını istemesi gerekmekte olup, anılan madde hükümlerinin uygulanabilmesi için hasta ya da yakınına teslim edilmeyen ilaçlara ait reçetelerin kuruma fatura edilmiş olması yeterli olduğundan, eczacı ya da çalışanlarının kastı veya dahli aranmaz.
3. Yukarıda yapılan bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda, davaya konu rapor ve reçetelerin iğfal kabiliyetini haiz olup davacı eczacının sahtecilik eylemine ilişkin herhangi bir kasıt ve kusurunun bulunmadığının bildirilmiş olmasına ve söz konusu raporun taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olup davacının, davalı ... zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak sahte reçete/rapor fatura ettiği yönündeki savunmanın ispatlanamamış olmasına göre davalı kurum tarafından 2016 yılı Eczane Protokolünün 5.3.10 uncu maddesi uyarınca davacı hakkında uygulanan cezai şart ve uyarı işleminin iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş; bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
4. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı eczacı tarafından, davalı kuruma fatura edilen reçeteler ile bunların bir kısmına ilişik raporların adına düzenlendiği hasta ve/ya yakınlarının tanık olarak ifadesine başvurulmuş; tanıklardan ... ile oğlu ..., ..., ... ve ...’in reçetelerde ismi yazılı doktorlara muayene olduklarını ve bu doktorlarca yazılan reçetelerdeki ilaçları davacıya ait ... Eczanesinden aldıklarını doğruladıkları; tanıklardan ..., ..., ..., ..., ..., oğlu ..., ..., ..., ... ve ...’in ise reçetelerde ismi geçen doktorlara muayene olmadıklarını, reçete eklerindeki raporların adlarına çıkartılmadığını ve reçete muhteviyatındaki ilaçları da almadıklarını beyan ettikleri; tanık ..., ... ve ...’in ise davacı eczacıdan daha önce ilaç aldıklarını, ancak aradan zaman geçmesi nedeniyle reçetelerde ismi geçen doktorlara muayene olup olmadıklarını ve reçete muhteviyatındaki ilaçları alıp almadıklarını hatırlamadıklarını belirttikleri anlaşılmıştır.
5. Bu durumda Mahkemece; anılan tanık beyanlarına göre, davacı eczacı tarafından davalı kuruma fatura edilen 11 sigortalıya ait 31 adet reçetedeki ilaçların hastalar tarafından alınmadığı ve kullanılmadığı, bu reçete eklerindeki 10 adet ilaç kullanım raporunun da içerik olarak sahte olduğu sabit olduğundan, davalı kurumun 2016 yılı Eczane Protokolünün 5.3.2, 5.3.5 ve 4.3.6 ncı maddeleri uyarınca davacı eczacıya ödenen reçete bedelleri toplamı 16.819,23 TL’nin kuruma iadesi istemine ilişkin işleminin yerinde olduğu anlaşılmakla, bu yöndeki kurum işleminin iptaline dair davacı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın tümden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş; açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.