"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2861 E., 2022/3209 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Tüketici Mahkemesi
SAYISI : 2018/287 E., 2020/420 K.
Taraflar arasındaki alacak, sözleşmenin iptali, tapu iptali-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle incelemenin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir
Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı Ons Tüketim Malları Oto. Gıd. İnş. Paz. ve Tic. A.Ş. vekili Avukat İpek Aslan'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin.........., Residence Konut Projesi kapsamında Ankara İli, Gölbaşı İlçesi, ...Köyü, 118012 Ada, 1 Parsel üzerine inşa edileceği vaad edilen Residence konutlarından, 760 nolu bağımsız bölümü 280.000,00 TL bedelle, 30.04.2015 tarihinde davalı Ons Tüketim A.Ş.den ön ödemeli konut satış sözleşmesiyle satın aldığını, konut satış bedelinin 140.000,00 TL'sini bağlı kredi ile davalı Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş.den 30.04.2015 tarihinde çekilen konut kredisi ile karşıladığını, satışa konu taşınmazın teslim tarihinin 30.09.2016 olduğunu, vaad edilen teslim tarihine yaklaşık 3 ay kala, yani 27.06.2016 tarihinde, müvekkilinin davalı şirkete gönderdiği ihtar ile şirketin yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle, ön ödemeli satış sözleşmesinden döndüğünü bildirerek, imzalanan sözleşme uyarınca davalıya ödenmiş olan 280.000,00 TL konut satış bedelinin, 2.800,00 TL KDV tutarının, 11.612,50 TL tapu masraflarının ve satın alınan konut için yapılmış olan diğer tüm ödemelerin yasal faizi ile birlikte iadesini talep ettiğini, şirketin bağımsız bölümün teslimi tarihini Ekim 2017 olarak revize ettiğini bir kısım mağdurlara yazı ile davacıya da sözlü olarak bildirdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı Albarakatürk yönünden kredi taksitlerinin ödemesinin tedbiren durdurulmasına, müvekkili tarafından davalılara ödenmiş olan konut satış bedelinin, KDV tutarının, tapu masraflarının, bağlı kredi tutarının, faizlerinin, sigorta ve dosya giderlerinin ve satın alınan konut için yapılmış olan tüm ödemeleri şimdilik 10.000,00TL'sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve dava konusu taşınmazın tapu kaydının yüklenici firma adına tescilini karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 18.09.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 207.415,25 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. vekili; davacı ile müvekkili Banka arasında bağlı kredi ilişkisi olmadığını, davacıya kendisinin bulduğu ve belirlediği bir taşınmazın alımı ile ilgili olarak talebi üzerine müvekkili tarafından sadece konut finansmanı sağlandığını, Bankanın sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, bağlı kredi ilişkisi kurulmadığının davacı ile müvekkili Banka arasında imzalanan sözleşmelerden de anlaşıldığını, Bankanın kullandırmış olduğu konut finansmanını dava konusu taşınmaza hasretmediğini, davacı tarafından alınacak herhangi bir konut için kullandırdığının açık olduğunu, Ön Ödemeli Satışlar Hakkında Yönetmeliğe göre satıcı tarafından bankaya satış bedelinin iade edilmemesi durumunda bankanın müşteriye karşı yerine getirmesi gereken bir yükümlülüğünün söz konusu olmadığını, dava konusu talep ve iddiaların Banka yönünden 1 yıllık hak düşürücü sürede talep edilmediği savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı Ons Tüketim A.Ş. vekili; alacak belirlenebilir olduğundan kısmı dava açılamayacağını, diğer davalı Banka ile müvekkili şirket arasında bağlı kredi kullandırılacağına ilişkin bir anlaşma bulunmadığından davacı ile banka arasındaki kredi sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davacı ile imzalanan gayrimenkul satış sözleşmesi gereği, taşınmazın davacı adına tescil edilmiş olduğunu, ön ödemeli konut satışlarında yasaya göre, resmi olarak tescili yapılan ve teslimi gerçekleşen taşınmazlar için davacı tarafın sözleşmeden cayma/dönme hakkı bulunmadığını, imzalanan sözleşmeye göre söz konusu taşınmazın 30.09.2016 tarihinde teslimi gerekirken 15.07.2016 tarihinden itibaren ilan edilen OHAL nedeniyle teslimde gecikme yaşandığını, OHAL ilanının teslimde gecikmeye sebebiyet verecek bir durum olup,bu hususun gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 13. maddesinde mücbir sebepler başlığı altında açıkça yazıldığını ve mücbir sebeplerden birinin somut olayda OHAL meydana gelmesi halinde bu hallerin ortaya çıkmasından sona ermesine kadar geçen sürenin teslim tarihine ekleneceğinin belirtildiğini, dolayısıyla gayrimenkul tesliminin gecikmesinde müvekkili şirketin bir kusuru bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece yapılan keşif marifetiyle dava konusu inşaatın natamam olduğu, A,B,C bloklarının betonarmesinin yapılmış ve başkaca inşaat yapılmamış olduğu, halen inşaatta herhangi bir faaliyetin devam etmediğinin tespit edildiği ve sözleşmede belirlenen 30.06.2016 konut teslim tarihinin geçmiş olması nedeniyle tüketicinin ön ödemeli konut satış sözleşmesinden 45 inci madde gereğince dönmekte haklı olduğu, 45/2 maddesi gereğince satıcının üzerine düşen yükümlülükleri gereğince yerine getirmediğinin keşif ve bilirkişi raporlarıyla sabit olması nedeniyle tüketiciden herhangi bir bedel talep edemeyeceği, davalı satıcı şirketin sözleşme ile belirlenen teslim tarihinin 30.09.2016 olması karşısında OHAL tarihine kadar taşınmazın büyük ölçüde tamamlanmış ve teslime hazır olması gerekirken keşif tarihinde dahi inşaatın tamamlanmadığı ve devam dahi etmediği nazara alındığında mücbir sebep savunmasına mahkemece itibar edilmediği, davalı satıcı şirketin tüketiciden sözleşme gereğince aldığı bedelin tamamını ödemesi gerektiği, davalı Banka yönünden yapılan değerlendirmede, davacı ile davalı banka arasında 30.04.2015 tarihinde Konut Finansman Kredi Sözleşmesi yapıldığı, 140.000,00 TL tutarlı kredi sözleşmesi imzalandığı, tüketicinin bu sözleşmeye binaen davalı bankaya 61.352,83 TL ödeme yaptığı, davalı banka tarafından kredinin davalı şirket tarafından yapımı gerçekleştirilen ...projesi kapsamında konut kredi kullandırıldığı, yüklenici satıcı ile davalı banka arasında söz konusu ...Projesi Garanti Sözleşmesi adı altında protokol imzalandığı, bu garanti sözleşmesinin 4/1-a maddesi gereğince satıcı(yüklenici) firmanın tüketicinin kredi kullanmak istemesi halinde davalı bankaya yönlendirileceğinin hüküm altına alındığı, sözleşmenin 5/6 maddesinde tapuların müşteri adına kaydına ve banka lehine ipotek tesisine müteakip bankanın kefil sıfatının sona ereceğinin hüküm altına alındığı anlaşılmakla davalı bankanın konut finansman kredisini münhasıran ...projesi için kullandırdığı, satış vaadi sözleşmesi ile konut finansman kredisi sözleşmeleri arasında objektif açıdan ekonomik birliğin mevcut olduğu, Konut Finansmanı Sözleşmeleri Yönetmeliğinin 15 inci maddesi gereğince davalı bankanın kullandırmış olduğu konut finansman kredisinin bağlı kredi olarak kabul edilmesi gerektiği, 15/3 maddesi gereğince de konutun hiç veya gereği gibi teslim edilmemesi nedeniyle tüketicinin, Tüketici Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen seçimlik haklarından biri olan sözleşmeden dönme ve bedel iadesine ilişkin talebi nedeniyle 1 yıl müteselsilen sorumlu olduğu, davanın sözleşmedeki teslim tarihinden itibaren 1 yıl içinde davasını açtığı, davalı tarafların tüketicinin ödediği bedelden müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile konut finansmanı kredi sözleşmesi ile gayrimenkul satış sözleşmesinin iptaline, davacı tarafından davalı bankadan kullanılan kredi nedeniyle davalı bankaya ödenen 140.000,00 TL alacağın temerrüt tarihi olan 27.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı Ons Tüketim A.Ş.den, diğer davalı Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. yönünden ise bu alacağın 130.000,00 TL'sine ıslah tarihi olan 18.09.2020 tarihinden, 10.000,00 TL'sine ise dava tarihinden işleyen avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı tarafından davalı Ons Tüketim Malzemeleri Otomotiv Gıda Pazarlama ve Ticaret A.Ş.ye ödenen 67.415,25 TL bedelinin temerrüt tarihi olan 27.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine, davacı adına oluşan tapu kaydının iptali ile davalı Ons Tüketim A.Ş. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, Mahkeme tarafından hak düşürücü sürenin hesaplanmasında hataya düşüldüğünü, davacının Bankaya karşı talebini yöneltmesi gereken 1 yıllık sürenin dava tarihi itibariyle geçtiğini, davacı ile davalı arasındaki teslim süresinin revize edilmesi hususunun davalı Bankayı bağlamayacağını, kredinin bağlı kredi olduğuna dair tespitleri içeren bilirkişi raporlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kredinin bağlı kredi olmadığını, avans faizine hükmedilmesinin yanlış olduğunu belirterek, Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tüketicinin, davalı Bankanın anlaşmalı proje olarak tanıttığı siteden konut satın aldığı, davalılar arasındaki protokol ve kredi sözleşmesi içeriği göz önünde bulundurularak davacıya kullandırılan konut kredisinin bağlı kredi niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği, dava tarihi 18.07.2018 olmakla beraber, teslim tarihinin 30.09.2016 olarak belirlendiği ve fakat davalı şirket tarafından aynı siteden konut alan dava dışı mülk sahibine gönderilen 16.08.2016 tarihli yazı ile teslim tarihinin Ekim 2017 olarak revize edildiği göz önüne alındığında, davanın davacı tarafından hak düşürücü süre içinde açıldığı, davalı Banka'nın tacir ve dava konusunun davalının ticari işletmesiyle ilgili bulunması nedeniyle, hüküm altına alınan bedeller için avans faizine hükmedilebileceği anlaşılmakla, Mahkemece verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı ile davalı yüklenici arasındaki konut satış sözleşmesi uyarınca konutun süresinde teslim edilmemesi, diğer davalı bankadan kullanılan kredinin de bağlı kredi olması nedeniyle sözleşmelerden dönme, tespit, alacak, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6502 sayılı Kanun'un 11, 35 ve 44 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içerisinde yer alan ve davalılar arasında imzalanan garantörlük sözleşmesi, kullanılan kredinin davalı şirket hesabına aktarılmış olması, inşaatın tamamlanması seviyesi dikkate alındığında kullanılan kredinin bağlı kredi kapsamında olduğu anlaşılmıştır.
2. Davacı ile davalı ONS Tüketim Malzemeleri Otomotiv Gıda Pazarlama ve Ticaret A.Ş. arasında düzenlenen Gayrimenkul Satış Sözleşmesinde bağımsız bölümün teslim tarihi 30.09.2016 olarak kararlaştırıldığı, ancak davalı firmanın alıcılara gönderdiği yazılar ile teslim tarihinin Ekim 2017 tarihine ertelediği hususunun bildirildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı Bankaca, davalı satıcı şirketin teslim süresinin revize edildiğine ilişkin tek yanlı beyanının Bankayı bağlamadığı, bu nedenle davanın Banka açısından hak düşürü süre içerisinde açılmadığı ileri sürülmüş ise de; 6502 sayılı TKHK'nın 1 inci maddesinde; "Bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, konutun teslim tarihinin revize edildiğine ilişkin bildirimin davalı Bankaya yapılmamış olması tüketici aleyhine sonuç doğuramaz. Kaldı ki, Bankaya teslim tarihinin revize edildiğine ilişkin bilgilendirmede bulunmak da davalı satıcı şirketin yükümlülüğündedir. Bu durumda kanunun amacına aykırı olacak şekilde davalı Bankaya bildirimin yapılmaması hususu davacı tüketici açısından aleyhe değerlendirilemeyecek olup, konutun teslim tarihi Ekim 2017 olarak kabul edilerek davanın kanunda öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespiti yerinde olmakla davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
17.100,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı Albaraka Türk Katılım Bankası A.Ş.den alınıp davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.