"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/478 E., 2019/1182 K.
DAVA TARİHİ : 15.09.2014
Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; taşınmazda 01.06.2009 tarihli sözleşme uyarınca kiracı olan davalının 09.09.2009 tarihinde yaşanan sel felaketini gerekçe göstererek sözleşmeyi tek yanlı ve haksız olarak feshettiğini, tahliye tarihi itibariyle 18 günlük kira borcunun ödenmediğini, feshin haklı nedene dayanmadığını, mücbir sebep durumunda tarafların nasıl hareket edeceğinin sözleşmenin 14 üncü maddesinde tanımlandığını, davalının sözleşme hükmüne aykırı olarak konuyu hiçbir şekilde müzakere etmeden doğrudan sözleşmeyi feshetme yolunu tercih ettiğini, feshin sözleşme koşullarına uygun olmadığını, tahliye sırasında kiralanana zarar verildiğini ileri sürerek; anahtar teslim tarihi olan 18.01.2010 tarihi itibariyle 18 günlük kira alacağı, fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 10.000,00 TL hor kullanma tazminatı ve erken fesih nedeniyle 10.000 USD kira tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; 09.09.2009 tarihinde meydana gelen sel felaketi nedeniyle kiralananın zemin katının sular altında kaldığını, iletişim sektöründe faaliyet gösteren şirketin bütün iletişim sistemlerinin zarar gördüğünü, bu nedenle sözleşmenin üç ay öncesinden keşide edilen ihtarname ile 31.12.2009 tarihinde sonlandırıldığını, anahtarın notere bırakıldığını, feshin haklı nedene dayandığını, yaşanan sel felaketi nedeniyle taşınmazın kullanılamaz hale geldiğini, büyük kayıplar yaşadığını, kiralananın yakınında bulunan derenin her zaman için sel riski taşıdığını, bu riskin kiraya veren tarafından giderilmesinin mümkün olmadığını, hor kullanma iddiasının gerçeği yansıtmadığını, bilirkişinin tespit ettiği zararın mücbir sebepten kaynaklandığını, kiralananı eski hale getirme yükümlülüğü olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 14.02.2013 tarihli ve 2011/256 E., 2013/39 K. sayılı kararıyla; kiralananın dere kenarında olup, sürekli sel tehdidi altında bulunması hususunun davalı için mücbir sebep oluşturduğu, davalı tarafın 3 ay öncesinden de fesih ihbarda bulunarak sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği anlaşıldığından haksız feshe dayalı tazminat talebinin reddi gerektiği, davacı tarafça yapılan tespitte taşınmazın boşaltılmış olduğunun bilindiği, davacı tarafın anahtarları teslim almadığı, bunun üzerine 31.12.2009 tarihli noter emanet tevdii tutanağı ile davaya taşınmazın anahtarlarının teslim edildiği anlaşıldığından 18 günlük kira bedel talebinin reddi gerektiği, taşınmazda zarar olduğunun tespit edildiği ancak ıslah olmadığıdından bilirkişi zarar hesabına ilişkin bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesine gerek olmadığı gerekçesiyle; taleple bağlı kalınarak, davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL hor kullanma tazminatının kabulüne, diğer taleplerin reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin 25.006.2013 tarihli ve 2013/7157 E., 2013/11038 K. sayılı ilamıyla; davacının tüm, davalının ise sair temyiz itirazları reddedilerek, kiralanana zarar verildiği iddiası ile ilgili olarak alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, kiracının münhasıran kötü kullanımından kaynaklanan hasar ve zarardan sorumlu olduğu, iddia edilen zararın mücbir sebep kapsamında sel olayından ileri geldiğinin saptanması halinde davanın reddi gerektiği, bu durumda Mahkemece bilirkişiden yeni rapor alınarak varlığı saptanan hasarın hor kullanmadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 12.11.2015 tarihli ve 2014/399 E., 2015/677 K. sayılı kararıyla; verilen kira sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle açılan tazminat davasının ve 18 günlük kira bedeli için açılan alacak davasının reddine, taşınmaza hor kullanım nedeniyle verildiği iddia olunan zarar nedeniyle açılan tazminat davasının kabulü ile 54.195,00 TL nin 07.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 11.02.2019 tarihli ve 2017/8319 E., 2019/921 K. sayılı ilamla; verilen ilk kararın lehine bozulan davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu, Mahkemece davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilerek daha yüksek miktarda tazminata hükmedildiği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
C. Temyiz Olunan Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 06.05.2016 tarihli ve 2015/1 E., 2016/1 K. sayılı ilamıyla; "Her ne sebeple verilirse verilsin, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarihli ve 1948-3 E., 1944-10 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesine gerek olmadığına" karar verildiğinden, bozmadan sonra yapılan ıslaha değer verilemeyeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile kira sözleşmesinin haksız fesih nedeniyle açılan tazminat davasının ve kira bedelinin alacağı için açılan davanın reddine, hor kullanım nedeniyle oluşan tazminat talebinin kabulü ile 10.000,00 TL maddi tazminatın 07.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; yargılama sırasında yürürlüğe giren kanun değişikliği ile artık bozmadan sonra ıslahın mümkün olduğunu, yasal düzenleme ile ilk bozmanın araştırma bozması olup eksik incelmeye dayandığını ve davalı yararına bozma olmadığını, ilk kez ıslah hakkının kullanıldığını, 18 günlük kira alacağı ve haksız feshe dayalı 6 aylık kira tazminatı taleplerinin kabulü gerektiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kira sözleşmesinin haksız feshine dayalı tazminat, kira alacağı ve hor kullanımdan kaynaklı tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 266 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle bozma ilamı kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlere ilişkin yeniden inceleme yapılamayacağının, Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda karar verildiğinin ve bozma kararı sonrası ıslah yapılabileceğine dair 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 6100 sayılı Kanun'un 170 inci maddesinde yapılan değişikliğin yürürlük tarihinin karar tarihinden sonra olduğunun anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440
ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık
olmak üzere,
22.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.