"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/651 E., 2022/1819 K.
DAVA TARİHİ : 23.10.2015
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/1217 E., 2019/164 K.
Taraflar arasındaki cezai şart alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kurum vekili; Malatya’da faaliyet gösteren ve davalıya ait ... Eczanesinin de aralarında bulunduğu bir kısım eczaneler tarafından, ... Devlet Hastanesi anteti ile düzenlenmiş sahte sağlık kurulu raporlarına istinaden tanzim edilmiş reçetelerin kuruma fatura edildiğinin tespit edildiğini, söz konusu sağlık raporlarının başka eczanelerce de kullanılmış olduğunun saptanması üzerine kurum müfettişince yürütülen soruşturma sonucu düzenlenen 12.07.2011 tarihli raporda, ilgili eczanelerce 2009 yılı reçetelerinin ... Devlet Hastanesi tarafından düzenlenmiş gibi provizyon sistemine girildiğinin belirlendiğini, bu konuda Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da soruşturma başlatıldığını, kriminal inceleme neticesinde eczane çalışanları ...'ın bazı reçetelerde imzasının olduğunun saptandığını, yapılan tespitler sonucu ... Eczanesi mesul müdürü davalı ile adı geçen eczane çalışanları ve ... ilaç firması mümessili ... ... sahte reçete düzenlenmesi ve kuruma fatura edilmesi işlemlerini birlikte ve organize bir şekilde gerçekleştirdikleri yönünde kanaat oluştuğunu, tespiti yapılan 130 adet sahte reçetenin toplam tutarı olan 79.270,51 TL ile 2009 yılı İlaç Temini Protokolünün 6.3.19 uncu maddesi gereği kurum zararının 10 katı olan 792.705,10 TL cezai şartın ödenmesi için davalıya bildirimde bulunulduğunu, davalı tarafından 79.270,51 TL ana para ile faizinin büyük bir kısmı ödenmiş ise de cezai şartın ödenmediğini ileri sürerek, 792.705,10 TL cezai şartın bildirimin yapıldığı 08.08.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; zaman aşımı itirazında bulunmuş; esasa ilişkin ise sahte olduğu iddia edilen rapor ve reçetelerin müvekkilinin bilgisi dışında düzenlendiğini, mesleki tecrübesizliğinden faydalanılarak iradesinin hile yoluyla fesada uğratıldığını, davacı kurumu kasten ve bilerek zarar uğratmasının söz konusu olmadığını, sahtecilik fiiline iştirak ettiği iddiasının açık, somut bilgi ve belgelerle kanıtlanması gerektiğini, ayrıca talep edilen cezai şart miktarının aşırı olup, müvekkilinin ekonomik yıkımına sebep olacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının eczacı olup 2009 yılında Malatya'da ... Eczanesini açtığı ve SGK ile ilaç teminine yönelik sözleşme imzaladığı, çalıştırdığı eczanede dava dışı ... ... ve ilaç mümessili ... ... ile birlikte ... Devlet Hastanesinde görevli nöroloji uzmanı doktor ... ... ve...ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde görevli doktor ...'in adını ve kaşesini kullanarak, ...’un temin ettiği ve davalının akrabaları olan dava dışı kişiler adına sahte reçete ve rapor düzenleyerek SGK'dan ilaç bedeli tahsil ettikleri; reçetelerin arkasına yazılan “ilacı aldım” cümlelerinin hastalar tarafından yazılmadığının ceza dosyasında sabit olduğu, bu kişilerin anılan doktorlar tarafından muayene edilmediği gibi ilaç da tavsiye edilmediği, davalının bu reçete ve raporlar ile temin ettiği ilaçları bir süre saklaması için dava dışı ...’ya verdiği ve ... ile ...’e baskı yaparak bu eylemleri kimseye söylememelerini istediği, ...’nın Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına başvurması üzerine tüm bu olayların ortaya çıktığı gerekçe gösterilerek; alınan heyet bilirkişi raporu, SGK ile davalı arasında düzenlenen sözleşme hükümleri ve davalının usulsüzlük sebebiyle haksız elde ettiği kazanç miktarı dikkate alınmak suretiyle davanın kabulüne ve 792.705,10 TL cezai şart alacağının 08.08.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davaya konu cezai şartın hukuki olabilmesi için sahte olduğu iddia edilen reçete ve raporların müvekkili tarafından düzenlenmiş olması gerektiğini, ancak müvekkilinin mesleki tecrübesizliğinden faydalanılarak iradesinin hile yoluyla fesada uğratıldığını, davacı kurumu bilerek ve kasten zarara uğratmasının söz konusu olmadığını; 2009 yılı Protokolü hükümlerine göre, sahte reçete ve raporun, eczacının kastı dışında üçüncü kişilerin dahli ile kuruma fatura edilmiş olması halinde davaya konu cezai şartın uygulanamayacağını, somut olayda da müvekkilinin yapılan sahtecilikten bilgisi olmadığını, bu işlemlerin çalışanı ... tarafından gerçekleştirildiğini, Mahkemece bu şahsın müvekkili aleyhindeki beyanlarının esas alınarak kabule karar verildiğini, Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/173 E. sayılı ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, ayrıca müvekkili hakkında uygulanan cezai şart miktarının da fahiş olup ekonomik mahvına sebep olacağını, bu hususta değerlendirilme yapılmadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamındaki delillerden ve özellikle ceza dosyası kapsamındaki beyanlardan, davalı eczacı çalışanları ...'ın iştiraki ile dava konusu reçetelerin hastaların bilgisi dışında düzenlendiğinin ve davalı eczane tarafından kuruma fatura edilmek suretiyle kurumun zarara uğratıldığının anlaşıldığı, davalı eczacının protokol hükümlerine aykırı davrandığının sabit olup, yargılama sırasında uzman heyetten alınan ve uygulanan cezai işlemin yerinde olduğunu tespit eden taraf, Mahkeme ve yasa yolu denetimine açık bilirkişi raporu doğrultusunda verilen kararın, dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan, iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirilerek verilmiş olup, usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf itirazlarını tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacı kurum tarafından, davalı hakkında uygulanan cezai şartın yerinde olup olmadığı ve davalının üzerine atılı sahtecilik suçu nedeniyle aleyhinde verilen ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74 üncü maddesi,
2. 2009 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokolün 6.3.19 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. 2009 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokolün 6.3.19 uncu maddesi; “Eczacı ya da eczane çalışanlarınca, Kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak Kuruma sahte ilaç fiyat kupürü veya sahte reçete veya sahte rapor fatura edildiğinin tespiti halinde, reçete bedelinin 10 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve iki yıl süreyle sözleşme yapılmaz. Uygulanacak cezai şart 10.000,00 TL'den az olamaz. Ancak, söz konusu sahte kupür veya sahte reçete veya sahte raporun eczacının kastı dışında üçüncü kişilerin dahli ile Kuruma fatura etme işlemi gerçekleştirilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
2. Somut olaya gelince; Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/173 Esas sayılı ceza dosyasının incelenmesinde Mahkemece, davaya konu rapor ve reçetelerde hasta olarak ismi geçen şahısların tanık olarak ifadelerine başvurulduğu ve tanıkların ifadelerinde “adlarına çıkarılan raporların ve reçetelerde yazılan ilaçların kendileriyle bir ilgisinin bulunmadığını, bahsi geçen hastane ve sağlık ocaklarından kendi adlarına rapor çıkarttırmadıklarını ve reçetelerde yazılı ilaçları almadıklarını” ifade ettikleri; imza incelemelerine ilişkin kriminal raporlarda da dava konusu rapor ve reçetelerde yer alan imza ve yazıların hasta olarak adı geçen kişilere ait olmadığının tespit edildiği; davalı eczacının da aralarında bulunduğu sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik ve kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçlarından yapılan yargılama sonunda da davalı eczacı ...’ın üzerine atılı suçları gerçekleştirdiği gerekçesiyle mahkumiyetine karar verildiği, ancak kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
3. Bu itibarla, temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ceza davasında, davaya konu rapor ve reçetelerde hasta olarak adı geçen şahısların tanık olarak alınan ifadelerinde açıkça, adlarına çıkartılmış olan raporları kendilerinin çıkarttırmadığını ve reçetelerde yazılı ilaçları almadıklarını beyan etmeleri karşısında, ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenmesine gerek bulunmadığının ve hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunun taraf ve yargı denetimine elverişli olup, davacı kurum tarafından davalı eczacı hakkında uygulanan cezai işlemin yerinde olduğunun belirlendiğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun bulunduğundan, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.