"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/698 E., 2022/512 K.
Taraflar arasında Mahkemede birleştirilerek görülen alacak, itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı ve davalı... Yakıt ve Petrol Ürünleri San. Tic. A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl davada, müvekkilinin davalılardan ..........., San. Tic. Ltd. Şti. (Palmiye Şti.) vekili olarak diğer davalı... Yakıt ve Petrol Ürünleri San. Tic. A.Ş. (...A.Ş.) aleyhine alacağın tahsili amacıyla İstanbul 2. İcra Müdürlüğünün 2010/18873 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı borçlu ...nin alacağın l.l24,08,TL'lik kısmını kabul ederek kalan kısmına itiraz ederek takibi durdurduğunu, İstanbul 39. Ticaret Mahkemesinin 2011/151 E. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığını, tarafların kendi aralarında gizli olarak sulh yaptıklarını ve müvekkili olan davalı Palmiye Şti. yetkilisi ile diğer davalı ...A.Ş. vekilinin Mahkemeye müracaat ederek feragat dilekçesi verdiğini, aynı gün duruşma açılarak feragat nedeniyle davanın reddedildiğini, her ne kadar feragat dilekçesi verilmiş ise de tarafların sulh olduklarını, davalıların vekalet ücretinden müşterek ve müteselsil olarak sorumlu olduklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL vekalet ücretinin feragat tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen İstanbul 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/268 E. sayılı dosyasında; İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/526 E. sayılı dosyasında yapılan yargılamada müvekkilinin davalılardan 168.234,75 TL vekalet ücret alacağı olduğunun tespit edildiğini, bakiye vekalet ücret alacağından dolayı davalı şirket ile birlikte ............. Şti aleyhinde İstanbul 29.İcra Müdürlüğünün 2017-11404 E. sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibinde bulunulduğunu, borçlu şirket vekilinin borca itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek; takibin devamına, davalı-borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle takip konusu alacağın %20 oranında icra inkar tazminatı ile mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı .......,Şti. davaya cevap vermemiştir.
2. Davalı ...A.Ş. vekili asıl davaya ilişkin olarak; davanın feragat nedeniyle sonuçlandığından husumetin kendilerine yöneltilemeyeceğini, ortada yazılı bir sulh sözleşmesinin bulunmadığını, feragatin sulhun bir şartı olarak gerçekleştiğine dair bir durum olmadığını, birleşen davaya yönelik olarak da huzurdaki davanın ek dava niteliğinde olup, bağımsız yeni bir dava olduğunu, asıl davada verilen kararın Yargıtay incelemesinde olup kesinleşmediğini, asıl dosyada davalı şirket adına şirket ortaklarından ......., ile ........,Şirketi arasında İstanbul Beyoğlu 57. Noterliğinde imzalanan 17 Nisan 2012 tarihli Sulh ve İbra protokolünün davalı şirket vekillerince yargılama aşamasında dosyaya sunulmamasının kısmi davada hatalı karar çıkmasına yol açtığını, sulh ve ibra protokolünün ancak karar düzeltme dilekçesi ile birlikte dosyaya ibraz edildiğini, Yargıtay içtihatları gereğince de ekte sunulan sulh ve ibra protokolünden de anlaşılacağı gibi tarafların sulh oldukları tutarın 40.000,00 TL olduğunu dolayısıyla Avukatlık ücretinin sulh olunan 40.000,00 TL esas alınarak belirlenmesi gerektiğini, bu nedenle kısmi davada sulh ve ibra protokolü bilinmediğinden dolayı 20.000,00 TL olarak hüküm kurulduğunu, bu tutarın da icra takibi nedeniyle davacıya ödenmiş olduğunu, bu nedenle huzurdaki ek davaya konu olabilecek avukatlık ücret alacağının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.10.2015 tarihli, 2012/526 E, 2015/339 K. sayılı kararı ile davanın kabulüne, 168.234,75 TL alacaktan fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 20.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen karara yönelik süresi içinde davacı ve davalı ...A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 24.05.2017 tarihli ve 2016/1293 E., 2017/6257 K. sayılı kararıyla mahkeme kararı onanmış, karara karşı davalı ...A.Ş. vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulması sonucunda ise; (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 16.05.2019 tarihli 2017/7000 E., 2019/6255 K. sayılı kararıyla; "...Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 20.03.2019 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 2017/6 Esas ve 2018/9 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, Avukatlık Kanununun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin dahil olmadığına karar verilmiştir. Bilindiği üzere İçtihadı Birleştirme Kararları bağlayıcı olup resen dikkate alınması gerekmektedir. O halde Mahkemece, davalı... Yakıt ve Petrol Ürünleri San. Tic. A.Ş.’nin davacı avukatın akdi vekalet ücretinden sorumluluğunun bulunmadığı gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir." gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 17.04.2012 yılından imzalanmış olan protokolün; 14.06.2017 tarihine dek mevcut olmadığının ileri sürülmesi karşısında yargılamanın aleyhe sonuçlanması endişesi ile ortada bir protokolün varlığından bahsedilmesinin gerek dürüstlük kuralı kapsamında değerlendirilen çelişkili davranış yasağına gerekse de Hukuk Muhakemeleri Kanununun 29 uncu maddesince taraflara yüklenen yükümlülüğe aykırılık teşkil ettiği, 17.04.2012 tarihli "Sulh ve İbra Protokolü"nün dikkate alınamayacağı huzurdaki davada gerçek sulh miktarının tespit edilebilmesinin mümkün olmadığı, davalı ...A.Ş.'nin, Avukatlık Kanunu'nun 165 inci maddesi hükmü gereğince yalnızca 164/son hükmünde düzenlenen karşı yan vekâlet ücretinden sorumlu olduğu, davacının, davalı ...A.Ş.'den mashup ile birlikte 42.267,100 TL karşı yan vekâlet ücreti alacağının bulunduğunun bilirkişi raporunda hesaplandığı gerekçesiyle asıl davada davacının davasının kabulü ile 20.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, birleşen davada davanın kısmen kabulü ile İstanbul 29.İcra Müdürlüğünün 2017/11404 E. sayılı dosyasında davalıların yapmış olduğu itirazın kısmen kaldırılmasına, takibin 42.267,10 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ...A.Ş. vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; dava tarihindeki yasal düzenleme ve yerleşik Yargıtay içtihatları göz ardı edilerek; birleşen davada davacı lehine düşük miktarda vekalet ücretine hükmedilmesinin ve davalı lehine ücreti vekalet taktir edilmemesi gerekirken, karar sonrası tavzih kararı ile rakamsal olarak düzeltilse dahi 16.895,15 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin ayrıca hesaplanan Mahkeme masrafının tamamının davalıdan tahsiline karar verilmemesinin hatalı olduğunu, müvekkilimin davalılardan olan vekalet ücreti alacağının hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplandığını, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatının kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2.Davalı vekili; asıl dava dosyasında sulh sözleşmesi dosyaya sunulmadığından dolayı sanki taraflar arasında 40.000,00 TL üzerinden bir anlaşma yokmuş gibi Ticaret Mahkemesindeki dava konusu tutarın esas alındığını, oysa karşı yan vekalet ücretinden sorumluluğun tarafların sulh olduğu tutar üzerinden olduğunu, avukat olarak takip ettiği birleşen dava dosyasının ek dava olduğunu, ek dava dosyasında söz konusu Sulh Sözleşmesinin dosyaya ibraz ettikleri halde, Mahkemece bu sözleşmedeki tutarın dikkate alınmadığını, yargılama masraflarının da Mahkeme hatalı şekilde davalı üzerinde bırakıldığını, icra takip dosyasında asıl davaya konu alacak tutarı ve tüm fer'ilerinin icra masrafları ile birlikte icra dosyasına davalı tarafından ödendiği halde yeniden hüküm kurulması ve ödeme hususunun ilamda belirtilmemesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmayıp hükme esas alınamayacağını belirterek Mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekil olarak takip edilen davanın taraflarının sulh olması nedenine dayalı akdi ve karşı yan vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Avukatlık Kanunu'nun 165 inci maddesi.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 05.10.2018 tarihli ve 2017/6 Esas, 2018/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Kararın; uyulan bozma ilamında belirtilen şekilde alınan bilirkişi raporu doğrultusunda verilmiş olduğu, sulh sözleşmesinin uzunca bir süre inkar edilmesinin akabinde dosyaya sunulmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu, bu nedenle Mahkemece davacı vekil tarafından takip edilen dava dosyasındaki değer üzerinden vekalet ücreti hesaplanmasının yerinde olduğu ve özellikle davalı tarafından icra dosyasına yapılan ödemelerin infazda nazara alınacağının anlaşılmasına göre, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Eldeki davada; davacı, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre davalı ...A.Ş. yönünden akdi vekalet ücretini de talep etmekte haklıdır. Ancak yargılama sırasında Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 05.10.2018 tarihli ve 2017/6 Esas 2018/9 Karar sayılı kararıyla, sözleşmenin tarafı olmayan kişinin akdi vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı yönünde verilen karar uyarınca davalı ...A.Ş.'nin akdi vekalet ücretinden sorumlu olmayacağı gerekçesiyle bu davalı yönünden akdi vekalet ücretinin reddine karar verilmesi doğru olmakla birlikte, reddedilen tutar üzerinden davalı ...A.Ş. lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve ayrıca yargılama masraflarının davalı üzerinde bırakılması gerekirken kısmen kabul-kısmen ret hükümüne göre oranlanması doğru olmayıp, bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacının sair, davalının tüm temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Davacı vekilinin birleşen davaya ilişkin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 4-B bendinde yer alan “Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince davalı yararına tayin ve takdir olunan 42.267,10 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,” ibaresinin hükümden çıkartılmasına,
3. Davacı vekilinin birleşen davaya ilişkin yargılama masraflarına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının 4-C bendinde yer alan "Davacı tarafından yapılan 300 TL bilirkişi ücreti, 106,50 TL posta pulu olmak üzere toplam 406,50 TL yargılama giderinin red ve kabule göre hesap olunan 46,33 TL sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine," ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "Davacı tarafından yapılan 300 TL bilirkişi ücreti, 106,50 TL posta pulu olmak üzere toplam 406,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine," ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
6100 saylı Kanun' Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.