Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2028 E. 2024/54 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kiralanan işyerine yapılan masrafların davalıdan tahsili istemine ilişkin alacak davasının reddine dair kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davanın hem zamanaşımından hem de ispat eksikliğinden reddedilmesi doğru görülmeyip, zamanaşımı def'inin öncelikle incelenmesi ve sonucuna göre davanın esasının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/521 E., 2023/5 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkillerinin davalı ile imzaladıkları 01.01.2007 tarihli iki ayrı kira sözleşmesi ile alışveriş merkezi içinde yer alan iki ayrı dükkanı kiraladıklarını, kiralananların maliyetinin ve kârının ne şekilde paylaşılacağına ilişkin ek sözleşme imzaladıklarını, kiralananların içinde yer aldığı işletmenin 2007 yılı Eylül ayında davalı şirket tarafından kapatıldığını ancak işletmeye yapılan masraf bedelinin gönderilen ihtarnamelere rağmen davalı tarafından ödenmediğini, tüm harcamalarının reeskont faizi ve amortisman bedelleri ile birlikte tahsili gerektiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 122.000,00 TL’nin reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacıların dayanak gösterdiği kira sözleşmeleri ile ek sözleşme asıllarının ibraz edilmediğini, sözleşme taraflarının kim olduğu ve hangi sözleşmeye istinaden ne kadar alacak talebinde bulunulduğunun açık olmadığını, taleplerin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 16.10.2015 tarihli ve 2014/461 E., 2015/665 K. sayılı kararla; taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 09.05.2011 tarihli ve 2022/2406 E., 2022/4277 K. sayılı ilamla; "...uyuşmazlığın kira sözleşmeleri ve ek sözleşmelerin feshine dayalı alacak istemine ilişkin olduğu, davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce 03.01.2011 tarihinde açıldığından mahkemenin uyuşmazlığın çözümünde görevli olduğu gözetilerek işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyaya kazandırılan 05.12.2014 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak, davacılar tarafından yapılan ödemelerin tespitinin mümkün olmadığı, davacıların alacak iddialarını ispatlayamadıkları, ayrıca iddia olunan ödemeler yönünden zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; denetime elverişli olmayan raporun hükme esas alındığını, ticari ilişkiden kaynaklı ödemeler yapıldığını ve buna dair delillerin dosyada yer aldığını, 28.09.2001 tarihli sözleşmede "kira sözleşmesinin ekidir." veya "ek sözleşme" ifadesi olmadığından bahisle davanın reddedilmesinin kabul edilemeyeceğini, sözleşmenin eki mahiyetinde olduğunun içeriğinden anlaşıldığını, ihtilaf sözleşmeden kaynaklı olduğundan on yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, dava açılması ile zamanaşımının kesildiğini, dosyaya ibraz edilen tutanaklar, faturalar ve makbuzlar değerlendirilmeksizin karar verildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kiralanana yapılan harcamaların iadesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 142 ve 294 üncü maddeleri.

2. 11.04.1940 gün ve 1939/15 Esas, 1940/70 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

1. 6100 sayılı Kanun’un 294 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca; mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir.

2. Esasa ilişkin nihai kararlar (hüküm), hâkimin maddi hukuk kurallarını uygulayarak uyuşmazlığın esasını inceleyerek verdiği kararlardır. Yani davada ileri sürülen taleplerin maddi hukuk açısından incelenerek esas bakımından kabul veya reddine ya da kısmen kabul ve kısmen reddine ilişkin kararlardır. Esasa ilişkin nihai karar ile taraflar arasındaki uyuşmazlık esastan sona erer ve hüküm kesinleşince (kesin hüküm ortaya çıkınca), artık o dava konusu uyuşmazlık hakkında, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak yeni bir dava açılamaz; açılırsa, kesin hükümden dolayı reddedilir.

3. Bu aşamada “zamanaşımı” konusuna da kısaca değinmekte fayda bulunmaktadır. Özel Hukukta teknik bir kavram olan “zamanaşımı” alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden, dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade etmektedir.

4. Zamanaşımının sonucu; alacak hakkına son verme değil, onu eksik borç hâline getirme olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak belirtmek gerekir ki, alacağın salt zamanaşımına uğramış olması, onun eksik bir borca dönüşmesi için yeterli olmayıp borçlunun kendisine karşı açılmış olan alacak davasında alacaklıya yönelik bir def'î de bulunması gerekir. Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamalarına göre, zamanaşımı hukukî niteliği itibariyle, maddi hukuktan kaynaklanan bir def'i olup usul hukuku anlamında ise bir savunma aracıdır.

5. Bilindiği gibi, zamanaşımı savunması davanın ve yargılamanın herhangi bir safhasında ileri sürülürse, esas girilmeden öncelikle incelenmek ve sonuca bağlanmak; eğer gerçekleşmişse, artık esas hakkında incelemeye ve yargılamaya devam olunmayıp, davanın zamanaşımından reddine karar vermek gerekir.

6. Aynı konu 6100 sayılı Kanun'un 142 inci maddesinde düzenlenmiş olup bu maddede; "Ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, hâkim tahkikata başlamadan önce, hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def’ileri inceleyerek karara bağlar." düzenlemesi bulunmaktadır.

7. 11.04.1940 gün ve 1939/15 E., 1940/70 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere; "Davalı zamanaşımı def'inde bulunmuşsa, öncelikle işin esasına girilmeden bu konuda karar verilmesi gerekir. Davada zamanaşımı bulunduğu kabul edildiğine göre, dava öncelikle zamanaşımı yönünden reddedilecek iken, esası da incelenmek suretiyle karar verilmiş olması doğru değildir. "

5. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece, davaya konu edilen alacağın davacılar tarafından hem ispatlanamadığı hem de zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davanın hangi neden ve gerekçeyle reddedildiğinin hiçbir kuşku ve tereddüde mahal vermeyecek biçimde açık ve net bir şekilde ortaya konulmadığı görülmektedir (6100 sayılı Kanun md.297).

6. Bu bağlamda, zamanaşımı hususu incelenip, davalının zamanaşımı def'i reddedilmeden, davanın esasına yönelik bir inceleme yapılamaz. Mahkemece hangi gerekçeyle davanın reddine karar verildiğinin açıklanması, zamanaşımından dolayı davanın reddine ilişkin hüküm kurulması halinde aynı anda ve birlikte davanın esasına yönelik de reddine karar verilemeyeceğinin gözetilmesi gerekirken, davanın hem zamanaşımından hem de ispatlanamadığından reddedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

7. Kabule göre de; davacı tarafın alacak iddiası, sözleşme kapsamında kiralananların inşaat maliyetine ilişkin yapılan ödemenin iadesine ilişkin olup, taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesine bağlı olarak gerçekleşmektedir. Bu nedenle, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 125 inci madde hükmüne göre on yıllık zamanaşımı süresine tabi olup bu sürenin tahliyeden başladığının gözetilmemesi de doğru değildir.

8. Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca davacılar yararına BOZULMASINA,

2. Bozma sebebine göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

08.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

359,80 TL PHİ