Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2082 E. 2024/201 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirketler tarafından inşa edilen ve sonrasında TEDAŞ'a devredilen elektrik dağıtım tesisi giderlerinin davalılardan tahsili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketler tarafından yapılan enerji nakil hattının BEDAŞ tarafından işletildiği, mülkiyetinin ise TEDAŞ'a ait olduğu ve davacıların 3. kişi olarak aralarındaki işletme hakkı devir sözleşmesi ile bağlı olmadığı gözetilerek, TEDAŞ'ın da pasif husumet ehliyetine sahip olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/23 E., 2023/404 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/487 E., 2022/533 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince; davanın davalı ... yönünden husumetten reddine, davalı BEDAŞ yönünden kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılardan BEDAŞ vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılardan BEDAŞ vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; davacı şirketlerin, 2009 yılında bitirilmesi planlanan Bakırköy Ataköy 6. Kısım 59 Ada, 61-62-63 parsellerde inşa edecekleri konut ve alışveriş merkezi site merkezinde yer alacak bağımsız bölümlerin elektrik enerjisi ihtiyacı için davalı ...'a bağlı ve Avrupa yakası elektrik temininden sorumlu BEDAŞ'a başvuruda bulunduğunu ancak BEDAŞ'ın tekel hakkını kullanarak şartname adı altında sağlanacak olan enerjinin teknik altyapısının davacılar tarafından yapılmasını ve daha sonra bu tesislerin işletme ve bakım karşılığında kendisine devrini talep ettiğini, o anki zorunluluklar nedeniyle bu altyapının davacılar tarafından inşa edildiğini, 29.06.2007 tarihinde söz konusu tesislerin davalı ...'ın mülkiyetine geçirildiğini ancak şartname hükümlerinin Anayasa ve çeşitli mevzuat hükümlerinin emredici şartlarına aykırılık taşıması nedeniyle mutlak butlanla batıl olduğunu, davacı şirketlerin davalılardan 2.509.585,22 TL faturalı alacakları ve 2.350 metre yer altı kablo döşeme işi ile işçilik, kazı, inşaat işi karşılığı, bilirkişi tarafından tespiti gereken belirsiz alacakları bulunduğunu ileri sürerek; 2.509.585,22 TL faturalı alacakları ile diğer tespit edilecek belirsiz alacaklarının tesisin inşa tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı BEDAŞ vekili; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca talebin zamanaşımına uğradığını, imzalanan işletme hakkı devir sözleşmesi gereği dağıtım tesislerinin mülkiyetinin diğer davalı ...’a ait olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı ile müvekkili arasında herhangi bir bağlantı ya da sistem kullanım anlaşması bulunmadığından, dava konusu dağıtım tesis bedelinin defaten ödenmesinin talep edilemeyeceğini, isteme konu alacak kalemlerinin de fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; imzalanan 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi uyarınca diğer davalı BEDAŞ'ın dağıtım faaliyetlerini yürüttüğü dönemde gerçekleşen her türlü iş ve işlemlerden sorumlu olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı taleplerinin afaki olduğunu, taraflar arasında yatırımın dağıtım tarifesi bedelinden düşülerek yapılacağına ilişkin bir anlaşmanın bulunup bulunmadığı, sistem kullanım ve bağlantı anlaşmasının yapılıp yapılmadığı, yapılan tesisin yenileme ve genişleme projeksiyonu içerisinde bulunup bulunmadığı ve davacı tarafın mahsup talebinin başlangıçta red edilip edilmediği hususlarında bir açıklık bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme elverişli bulunan 10.02.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda dava konusu abonelik talep eden tarafından inşa edilmiş elektrik dağıtım tesislerine ait geri ödemelerde, 2014 yılı sonrasını kapsayan Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliğine göre, elektrik dağıtım şirketinin kullanıcı tarafından tesis edilmiş elektrik dağıtım tesis bedelini tesisin devir alınmasını takip eden aydan itibaren bir yıllık süreçte en çok 12 taksit halinde ödemesinin gerektiği, elektrik dağıtım şirketinin ödeme sorumluluğunu tesisi devir aldığı ayı takip eden aydan başlamak üzere zamanında yerine getirmediği, davacının beyan etmiş olduğu elektrik dağıtım tesisine ait faturalardaki işlere ait projeleri için toplam 2.509.585,22 TL tutarında faturalı yatırım harcaması hesap edildiği, yine söz konusu Yönetmeliğin 21 inci maddesinde tesis bedelinin iadesi ve uygulanacak kurallar başlığı altında yapılan düzenlemede, geri ödemeye konu tutar için "3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre belirlenen kanuni faiz oranı uygulanır." hükmünün getirildiği ve davalı ...'a husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle; davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı BEDAŞ yönünden davanın kabulü ile 2.509.585,22 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte

davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların 2.350 metre kablo tesisi ile "işçilik, kazı, inşaat kısımları" için belirsiz alacak taleplerini atiye terk etmiş olması ve başlangıçta bunlar yönünden harç yatırılmamış olması sebebiyle bu talebi yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılardan BEDAŞ vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı BEDAŞ vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, hükme esas bilirkişi heyeti raporunda hukuki mütalaada bulunulduğunu, davada davacı tarafın yapımı tamamlanan tesislerin bedellerini talep ederken iddiasının inşa edilen tesislerin mülkiyetine dayandığını, davaya konu edilen bedelin ödenmesi halinde mülkiyetin TEDAŞ uhdesinde kalacağından kendileri yönünden davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, dava tarihi itibarıyla talebe konu olacak muaccel bir alacak bulunmadığını, bağlantı ya da sistem anlaşması yapılmadan bedel iadesinin yapılamayacağını, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, ilgili Elektrik Piyasası Bağlantı ve Sistem Kullanım Yönetmeliği gereği dava konusu bedellerin istenemeyeceğini, davacı tarafın yapılan şartlara ilişkin olarak herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi sözleşme koşullarına ilişkin olarak herhangi bir aşamada ihtirazi kayıt öne sürmediğini, ayrıca bilirkişi raporunda %20 indirimle ilgili değerlendirme yapılmadığını, atiye bırakılan talep yönünden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini, bakiye 128.572,32 TL harç yatırmalarına rağmen Mahkeme kararında bundan bahsedilmediğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesinde görülen 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan davanın açıldığı, 2.350 metre kablo ve kazı vs alacak taleplerinin davacı tarafça atiye bırakıldığı, Mahkemece alınan bilirkişi raporunda uygulanması gereken ve istinaf iade kararında belirtilen ilgili kanun ve yönetmelikler ayrıntılı vurgulanıp değerlendirilerek, davacının beyan ettiği elektrik dağıtım tesisine ait faturalardaki işlere ait projeleri için toplam 2.509.585,22 TL'lik faturalı yatırım harcaması hesaplandığı, dava konusu yatırım tutarının inşa tarihi ve kullanılan malzemeler göz önüne alındığında piyasa rayiç bedelleri içerisinde kaldığının tespit edildiği, konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporu taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bulunduğundan, Mahkemenin davacı alacağının belirlenme şeklinin ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olduğu, dava konusu alacak yönünden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, davalı şirketler arasında düzenlenen 24.07.2016 tarih işletme devir hakkı sözleşmesinin (7.5) maddesinde, dağıtım faaliyetinin şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun BEDAŞ'a ait olduğu düzenlendiğinden husumete ilişkin istinaf talebinin de yerinde olmadığı, atiye bırakılan işçilik kazı vs gider için belirsiz alacak talebine dair kısma yönelik, daha önce açılmamış sayılmasına karar verilen bu alacak talebi yönünden, davacı BEDAŞ vekilinin ilk istinaf talebinde vekalet ücreti yönünden istinaf talebinin bulunmadığı ve buna dair kararın önceden kesinleşmesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilen dava kısmına dair son kararda davalı BEDAŞ lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde de hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılardan BEDAŞ vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yapımını üstlendikleri inşaat projesinin elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla davacı şirketler tarafından inşa edilen ve sonrasında davalılardan TEDAŞ'a devredilen dağıtım tesisi için yapılan giderin davalılardan tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 57 nci maddesi,

2. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 125 ve 413 üncü maddeleri,

3. Emsal nitelikteki Dairemizin 18.01.2013 tarihli ve 2022/6404 E., 2023/49 K. ile 21.02.2022 tarihli ve 2022/6672 E., 2022/9749 K. sayılı ilamları,

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.11.2009 tarihli ve 2009/16-428 E., 2009/483 K. sayılı ilamı.

3. Değerlendirme

1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, davaya konu tesisin davalı BEDAŞ tarafından yapılması gerekirken davacı şirketler tarafından yapılmış olması nedeniyle pasif husumet ehliyetinin bulunmasına, dava konusu tesisin inşa edilerek devredildiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 818 sayılı Kanun'un 125 inci maddesinde hüküm altına alınan on yıllık zamanaşımı süresinin dolmamış olmasına göre, davalı BEDAŞ'ın husumete ve zamanaşımına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Yukarıda yer verilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ilamında da açıkladığı üzere, rücu davası ile davalılar arasındaki iç ilişki ve usul ekonomisi dikkate alındığında, davalı BEDAŞ'ın diğer davalı ... hakkında verilen ret kararını temyizde hukuki yararı bulunmaktadır.

3. Elektrik dağıtım piyasasının en temel aktörü TEDAŞ tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tabi, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı, elektrik dağıtımıyla, elektriğin tüketicilere perakende satışı ve tüketicilere perakende hizmeti verilmesiyle iştigal eden bir iktisadi devlet teşekkülüdür. Doğal tekel niteliğindeki elektrik dağıtım faaliyeti 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun (4628 sayılı Kanun) öncesinde TEDAŞ tarafından gerçekleştirilmekte iken, 4628 sayılı Kanun uyarınca, dağıtım sektörünün, EPDK tarafından verilen dağıtım lisanslarıyla bölgesel tekeller olarak işletilmesi öngörülmüştür. 17.03.2004 tarihinde Yüksek Planlama Kurulunun 2004/3 sayılı kararıyla onaylanarak yürürlüğe giren "Elektrik Enerjisi Sektörü Reformu ve Özelleştirme Stratejisi Belgesi" (Strateji Belgesi) ile elektrik dağıtım ve üretim alanları için özelleştirme girişimi başlatılarak özelleştirme uygulamalarına dağıtım sektöründen başlanacağı belirtilmiş, Strateji Belgesi'ndeki eylem planına uygun olarak Özelleştirme Yüksek Kurulunun 02.04.2004 tarihli ve 2004/22 sayılı kararıyla TEDAŞ, özelleştirme programına alınmıştır. Bu kapsamda, söz konusu Yüksek Planlama Kurulu kararı ekinde yer alan dağıtım bölgelerinin şirketleştirilmesinin tamamlanarak TEDAŞ'ın hissedarı olduğu ve dağıtım, perakende satış hizmeti yürüten 20 dağıtım şirketi oluşturulmuştur. İşlem tarihinde yürürlükteki haliyle 4628 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, "TEDAŞ'ın faaliyet alanında yer alan ve dağıtım faaliyeti için gerekli olan işletme ve varlıklar üzerinde, mülkiyeti saklı kalmak kaydı ile TEDAŞ ile belirlenen dağıtım bölgelerinde faaliyet göstermek üzere kurulan elektrik dağıtım şirketleri arasında işletme hakkı devir sözleşmesi düzenlenebilir." kuralı uyarınca, TEDAŞ ile %100 hisselerine sahip olduğu 20 elektrik dağıtım şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine yönelik idarî sözleşme niteliğine sahip "İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi" imzalanmış ve Özelleştirme Yüksek Kurulunun 07.11.2005 tarihli ve 2005/125 sayılı kararıyla da; sermayesinin %100'ü TEDAŞ'a ait olan ve elektrik dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansı ile TEDAŞ'ın uhdesinde bulunan dağıtım sisteminin işletme hakkına sahip olan veya ileride sahip olacak dağıtım şirketlerinin hisselerinin blok olarak satış yöntemi ile özelleştirilmesine karar verilmiştir. Diğer davalı BEDAŞ'da bu kapsamda belirlenen 20 dağıtım bölgesinden birinde kurulan bir dağıtım şirketidir.

4. 4628 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde, TEDAŞ'ın özelleştirilmesine ilişkin olarak; "Bakanlık, TEDAŞ, Elektrik Üretim Anonim Şirketi, bunların müessese, bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarının özelleştirilmesine yönelik öneri ve görüşlerini Özelleştirme İdaresi Başkanlığına bildirir. Özelleştirme işlemleri, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümleri dairesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yürütülür.(Ek fıkra: 10.05.2006-5496 S.K./4.mad.) TEDAŞ'ın faaliyet alanında yer alan ve dağıtım faaliyeti için gerekli olan işletme ve varlıklar üzerinde, mülkiyeti saklı kalmak kaydı ile TEDAŞ ile belirlenen dağıtım bölgelerinde faaliyet göstermek üzere kurulan elektrik dağıtım şirketleri arasında işletme hakkı devir sözleşmesi düzenlenebilir.

Bu özelleştirme uygulamaları çerçevesinde, bu Kanunda belirtilen piyasa faaliyetlerinde yer alan gerçek ve tüzel kişilerden, yabancı gerçek ve tüzel kişiler elektrik üretim, iletim ve dağıtım sektörlerinde, sektörel bazda kontrol oluşturacak şekilde pay sahibi olamazlar.

(Ek fıkra:09.07.2008-5784 S.K./4.mad.) Elektrik Üretim Anonim Şirketi ve/veya müessese, bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıkları özelleştirme programına alınsa bile bunların bağlı oldukları Bakanlık veya kurumları ile ilgileri ve mülkiyetinin bağlı bulundukları kurum ve/veya kuruluşlara aidiyeti aynen devam eder. Ancak, bu kuruluşların özelleştirmeye hazırlanmalarına yönelik teknik, mali, idari ve hukuki işlemler, personele ilişkin işlemler ve özelleştirilmelerine ilişkin iş ve işlemler, 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilir. Ancak bu kuruluşların ve bu kapsamda oluşturulabilecek yeni anonim şirketlerin yönetim kurulu başkanlığı ve üyelikleri, denetim ve tasfiye kurulu üyelikleri ve genel müdürlükleri ile ait oldukları kuruluşlardan ayrı olarak özelleştirme programına alınan ve anonim şirkete dönüştürülmelerine gerek görülmeyen müesseselerde, müessese müdürlükleri ve yönetim komitelerine, işletme ve işletme birimlerinde bunların müdürlüklerine yapılacak atamalar ve bu görevlerden alınma işlemlerine ilişkin olarak Başbakana teklifte bulunma yetkisi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına aittir. Başbakan bu maddeyle ilgili yetkisini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına devredebilir." düzenlemesine yer verilerek, TEDAŞ ile belirlenen dağıtım bölgelerinde faaliyet göstermek üzere kurulan elektrik dağıtım şirketleri arasında işletme hakkı devir sözleşmesi imzalanması ancak konusunu oluşturan yapı ve tesisler üzerinde TEDAŞ 'ın mülkiyet hakkı saklı tutularak mümkün kılınmıştır.

5. 4046 Sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un 18/A maddesinde özelleştirme yöntemleri düzenlenirken, kiralama ve işletme hakkının devredilmesi de özelleştirme yöntemleri arasında gösterilerek ayrı ayrı belirtilmiş, 18/A-b maddesinde kiralama "kuruluşların aktiflerindeki varlıklarının kısmen veya tamamen bedel karşılığında ve belli bir süre ile kullanma hakkının verilmesidir." şeklinde, 18/A-c maddesinde İşletme Hakkının Verilmesi "Kuruluşların bir bütün olarak veya aktiflerindeki mal ve hizmet üretim birimlerinin-mülkiyet hakkı saklı kalmak kaydıyla bedel karşılığında belli süre ve şartlarla işletilmesi hakkının verilmesidir." şeklinde tanımlanarak, her iki durum birbirinden ayrılmış ve işletme hakkının "belirli süre" ile devredilebileceği kabul edilmiştir. İşletme hakkının devredilmesinde esas olan, bir malın kullanımı değil, Kamu İktisadi Kuruluşu tarafından hali hazırda yürütülmekte olan hizmetlerinin, işletme hakkını devralan tarafından yerine getirilmesine devam edilmesi ve hizmetlerin iyileştirilmesidir.

6. Bu duruma göre, dava konusu enerji nakil hattının davalı ...'ın faaliyet alanında yer alan ve dağıtım faaliyeti için gerekli işletme ve varlıklardan olduğu konusunda şüphe bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla enerji nakil hattının mülkiyet hakkı, yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri uyarınca davalı ...'a aittir.

7. Somut olayda; davacılar, davalılardan TEDAŞ'ın maliki haline geldiği, diğer davalının ise işletme hakkı devir sözleşmesiyle işletmekte bulunduğu enerji nakil hattından kaynaklı alacağın tahsili isteminde bulunmuşlardır.

8. Her ne kadar, davalı şirketler arasında sorumluluğa ilişkin düzenlemeler içeren işletme hakkı devir sözleşmesi var ise de; davacılar 3. kişi konumunda oldukları bu sözleşme hükümleri ile bağlı değildir. Sözleşme ancak iç ilişkide, diğer bir anlatımla sözleşmenin tarafları arasında uygulanabilir.

9. Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince; davacılar tarafından inşa edilen enerji nakil hattının davalı BEDAŞ tarafından işletildiği, mülkiyet hakkının ise davalı ...'a ait olduğu gözetilerek, davalıların müteselsilen sorumlu oldukları bedelin belirlenmesi gerekirken, TEDAŞ'ın pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı yönündeki yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

10. Bozma nedenine göre, davalı BEDAŞ'ın sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı BEDAŞ vekilinin husumet ve zamanaşımına yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davalı BEDAŞ vekilinin diğer davalı ...''a yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

3. İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davalı BEDAŞ yararına BOZULMASINA,

4. Bozma nedenine göre, davalı BEDAŞ vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararınn bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.