Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2205 E. 2024/1926 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından ödendiği iddia edilen taşınmaz satış bedelinin davacıya ulaşmadığı iddiasıyla açılan itirazın iptali davasında, yetkisiz kişiye yapılan ödemenin borcu sona erdirip erdirmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Vekaletsiz kişiye yapılan ödemenin ifa yerine geçmeyeceği ve davalının kötü niyet tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ve feri müdahil vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı ve feri midahil vekillerinin başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli, feri müdahil vekili tarafından duruşmasız temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 11.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davalı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin İstanbul İli, ... İlçesi, Kalenderhane Mah. 668 ada, 24-25 ve 42 parsel nolu taşınmazlardaki hisselerini 09.09.2013 tarihinde 374.976,67 TL bedelle davalıya sattığını, davalının satış bedelini 3. şahıs olan diğer hissedar ...'na ödediğini kabul ettiğini, bu şahsın satış bedelini almaya temsil ve ilzama yetkisinin bulunmadığını, söz konusu satış bedelinin davalı tarafından müvekkiline ödenmediğinden, davalı tahsili için aleyhine İstanbul 30. İcra Müdürlüğünün 2017/34059 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek; vaki itirazın iptaline, davalının % 40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili; davaya konu hisselerin satışının davacı tarafından bir kısım hissedarlara vekaleten kendi adına asaleten satışının yapıldığını, ilgili parsellerin satış bedellerinin her bir hissedara ayrı ayrı yapılmayarak toplam satış bedelinin müvekkili tarafından ...'nun hesabına ödendiğini, davacının hissesine isabet eden 374.976,67 TL'lik satış bedelinin de devir işleminin yapıldığı 09.09.2013 tarihinde ...'nun davacının payına düşen bedeli davacının hesabına yatırdığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı yanında feri müdahil olarak yer alan ... vekili; davacının dava konusu olan 668 ada 24, 25 ve 42 parsellerdeki hisselerini 09.09.2013 tarihinde asaleten davalı vakfa satışını ve devrini gerçekleştirdiğini, müvekkilinin 09.09.2013 tarihinde taşınmazlardaki hisselerinin satışını gerçekleştiren ve aynı zamanda vekil sıfatı ile de işlem yapan davacıya 706.206,00 TL'yi hem kendi hissesi hem de vekaleten yapmış olduğu satışlardan kaynaklı olarak taşınmaz satış bedellerini havale etmesi üzerine bu taşınmazların satışını gerçekleştirdiğini, bu satışlara ilişkin resmi senette davacının satış bedelini tamamen ve nakden aldığını kabul ettiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; feri müdahil sıfatıyla dosyada yer alan Cemal'in davacıyı temsilen işlem yapma konusunda yetkili olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı, ...tarafından 706.266,00 TL tutarında bir ödeme davacıya yapılmışsa da ödemenin sebebinin belirsiz olup, bu ödemenin taşınmaza ilişkin olduğunun ispat yükünün de davalı yana ait olduğu, ödemenin davacıya yapılmış olduğu hususunun ispat edilemediği, kusurlu bir şekilde herhangi bir vekaleti veya yetkiye ilişkin belgesi olmayan bir kişiye ödeme yapılmış olsa dahi böyle bir ödeme nedeniyle davalının borcunu ifa etmiş sayılamayacağı ve davacıya ödemenin ...tarafından yapıldığı iddiası da ispat edilemediği, davacı tarafça icra takibinden önce davalı tarafa borca ilişkin herhangi bir ihtar yapılmadığı, alacağın likit olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, İstanbul 30. İcra Müdürlüğü'nün 2017/34055 E sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile, takibin 374.976,67 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağın %20'si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve feri müdahil vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı vekili; davacının satış bedelinden hissesine düşen kısmı tam ve eksiksiz aldığını, vakfın davacıya borcu bulunmadığını, satışın yapıldığı gün ...tarafından satıştan hemen sonra davacıya paranın gönderildiğini, yatan paranın başka nedenlerden kaynaklanan bir borç alacak ilişkisi olduğunun davacı tarafça ispatlanamadığını, dinlenen tanık beyanlarının dikkate alınmadığını ve bunun gerekçesinin açıklanmadığını, soyut iddialara dayalı karar verildiğini, resmi satış senedinde satış bedelinin nakden ve tamamen almış olduğunu, icra inkar tazminatının kabulüne karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, kararı kabul anlamına gelmemekle birlikte Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar vermesine ve talepleri olmasına rağmen reddedilen miktar üzerinden lehlerine tazminata hükmedilmemiş olmasının da hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Feri müdahil vekili; mahkemece verilen kararın mevcut delillerin hatalı bir şekilde değerlendirilmesi ve resmi şekilde yapılan satış senedine itibar edilmemesi nedenleriyle yerinde olmadığını, davacının ileri sürdüğü iddialarını ispatlayamadığını, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının hisseli malik olduğu bir kısım taşınmazların 09.09.2013 tarihinde davalıya satışının gerçekleştiği, dava dışı Cemal'e davalı tarafından banka havalesi yolu ile taşınmaz satış bedeli açıklamalı olarak ödeme yapıldığı, davacı ...'a yine dava dışı ...tarafından banka havalesi ile bir miktar para gönderilmiş ise de bu paranın hangi amaçla gönderildiğine dair herhangi bir açıklama mevcut olmayıp bu haliyle mevcut bir borcun ödenmesi niteliğinde olduğu, davalının satış bedelini, yetkisi olmayan 3. kişiye ödeyerek ifa yükümlülüğünden kurtulamayacağı, davalının davacıya taşınmaz satış bedelini ödediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davalı ve fer'i müdahilin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve feri müdahil vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, istinaf itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

Feri müdahil vekili, istinaf itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taşınmaz satış bedelinin ödenmemesi sebebiyle alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 46 ncı ve 102 nci maddesi.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (HGK) 09.06.2004 tarihli ve 2004/4-362 E., 2004/347 K. sayılı kararı.

3. HGK'nın 13.06.2019 tarihli ve 2017/19-928 E., 2019/658 K., 01.03.2017 tarihli ve 2015/1048 E., 2017/380 K. sayılı kararları.

4. Dairemizin 29.11.2022 tarihli ve 2022/1786 E., 2022/9048 K. sayılı ilamı

5. Dairemizin 10.07.2023 tarihli ve 2022/6498 E., 2023/2058 K. sayılı ilamı

3. Değerlendirme

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 46 ncı maddesinde; "Bir kimse yetkisi olmadığı hâlde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar.

Yetkisiz temsilcinin kendisiyle işlem yaptığı diğer taraf, temsil olunandan, uygun bir süre içinde bu hukuki işlemi onayıp onamayacağını bildirmesini isteyebilir. Bu süre içinde işlemin onanmaması durumunda, diğer taraf bu işlemle bağlı olmaktan kurtulur." denilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun(HGK) 09.06.2004 tarih 2004/4-362 E.-2004/347 K. sayılı kararı; "818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 457 ve ardından gelen maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe bir ödeme vasıtasıdır. Havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin aksini, havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını ileri süren havaleci (muhil) bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür." şeklindedir.

3.''Hemen belirtilmelidir ki, alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İİK’nın 67. maddesi anlamında ‘haksız’ ise de, ‘kötü niyetli’ olarak kabul edilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur." (HGK'nun 13.06.2019 tarihli ve 2017/19-928 E., 2019/658 K., 01.03.2017 tarihli ve 2015/1048 E., 2017/380 K. sayılı kararları.)

4. Tarafların iddia, savunma, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine, yukarıda belirtilen hukuk kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeler ile vekil olmayan kişiye yapılan ödemenin ifa yerine geçmeyeceği, kötü niyet tazminat koşullarının da oluşmadığının anlaşılmasına göre de davalı vekili ile feri müdahil vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.