Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2255 E. 2024/1595 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Avukatın, davalıları temsil ettiği davadan kendi isteğiyle çekilmesi nedeniyle talep ettiği vekalet ücretinin ödenip ödenmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı avukatın davadan haklı nedenle çekilmesinin Avukatlık Kanunu'nun 164/son maddesi uyarınca vekalet ücretine hak kazandırdığı ve davanın sonucunun beklenmesine gerek olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki vekâlet ücreti alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; avukat olarak görev yapmakta olup, davalıların iştirak halinde maliki olduğu taşınmazlarla ilgili davalılara vekâleten Adalar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/9 E. sayılı dosyasıyla Maliye Hazinesi ve Orman İdaresi aleyhine tazminat davası açtığını, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş ise de davalı Hazinenin itirazı üzerine istinaf incelemesini yapan Bölge Adliye Mahkemesince, yeniden hesaplama yapılması için kaldırma kararı verildiğini bunun üzerine yerel Mahkemenin 2019/77 E. sayılı dosyasıyla yargılamaya devam edildiğini; 11.11.2020 tarihli duruşmaya bilgisi dışında, davalıları kendisiyle beraber temsil etmek üzere ikinci bir avukatın katıldığını, ikinci avukatın da katıldığı bu duruşmada, davaya ikinci avukatın iştirak etmesine muvafakatinin bulunmadığını zapta yazdırmak suretiyle bildirdiğini, başka bir avukatın görevlendirilmesi nedeniyle davalılarla arasındaki güven ilişkisinin zedelendiğini, bu sebeple vekillikten çekildiğine dair yazısını dosyaya sunarak davalılara tebliğe çıkartılmasını sağladığını, ayrıca Sapanca Noterliğinin 12.11.2020 tarihli ihtarnamesi ile davalıları bilgilendirdiğini, vekillikten çekilme dilekçesi sunulduktan sonraki duruşmada Adalar Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile 3.454.199,35 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verildiğini, buna göre davalılardan 345.419,00 TL taraf vekâlet ücreti ile 123.156,00 TL karşı vekâlet ücreti olmak üzere toplam 468.575,00 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek, 468.575,00 TL vekâlet ücreti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; müvekkillerince dava dışı Salim Yılmaz’a verilen vekâletnameler ile ".. belirtilen taşınmazlarla ilgili olarak açılacak maddi tazminat davalarındaki fer’ileri ile birlikte tüm hakların %50'sini; dava öncesi, dava süreci, dava sonrası ya da icra takibi esnasında, bedelsiz olarak dilediği kişi ya da kişilere temlik etmeye,… avukatı vekil tayin etmeye ve avukat ile dilediği şartlarda vekâlet ücret sözleşmesi akdetmeye yetkili olarak …” Salim Yılmaz'ı vekil olarak tayin ettiklerini, Salim’in de Bakırköy 17. Noterliğinin 26.10.2015 tarihli ve 18770 sayılı vekâletnamesi ile davacı avukatı vekil tayin ederek aynı şekilde temlik yetkisi verdiğini, müvekkilleri ile davacı arasında geçerli bir vekâlet ücret sözleşmesi bulunmadığını, noter vekâletnamelerinde tüm hakların %50'sinin temlik edileceğine dair verilen yetkilerin kanuna uygun yapılmış bir ücret sözleşmesi sayılamayacağını, ayrıca davanın dayanağı olan Adalar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/77 E. 2021/32 K. sayılı kararına karşı davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan kararın henüz kesinleşmediğini, karar kesinleşmeden vekâlet ücretinin belirlenmesi mümkün olmadığından davanın sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Avukatlık Kanunu’nun 172 nci maddesi uyarınca ilk avukatın, yeni bir avukat atanmasına karşı muvafakatı bulunmadığına dair beyanının, iş sahibine usulüne uygun tebliğ edilmiş olduğunun tespiti halinde iş sahibinin, yeni avukat atanmasına muvafakat etmeyen ilk avukata ücretin tamamını ödemekle yükümlü olduğu; somut olaya gelince, taraflar arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi bulunmadığı, davalıların davacı avukat tarafından temsil edildiği Adalar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/9 E. sayılı dava dosyasında, davacı avukatın son olarak katıldığı 11.11.2020 tarihli duruşmaya kadar geçen süre içerisinde keşfin yapılmış olup bilirkişi raporunun alındığı ve bu raporda dava konusu taşınmazların değerinin 3.454,199,35 TL olarak belirlendiğinin anlaşıldığı, anılan Mahkemece dava değeri olarak baz alınan bu miktar üzerinden bilirkişiden alınan 24.05.2022 tarihli rapora göre de, taraflar arasında yazılı vekâlet sözleşmesi bulunmadığından, davacı avukatın hak kazandığı vekâlet ücretinin %10 akdi vekâlet ücreti olan 345.419,00 TL ile karşı taraf vekâlet ücreti olan 123.166,99 TL toplamı 468.575,00 TL olarak hesaplandığı, iş bu raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunduğu gerekçe gösterilerek; davanın kabulü ile 468.575,00 TL akdî ve yasal vekâlet ücreti toplamının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar vekili; taraflar arasında geçerli bir avukatlık ücret sözleşmesi bulunmaması nedeniyle vekâlet ücretinin, Adalar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/9 E. sayılı dosyası üzerinden davanın açıldığı 26.01.2016 tarihi itibariyle geçerli olan tarife hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini; davanın dayanağı olan Adalar Asliye Hukuk Mahkemesi kararına karşı davalı Hazine tarafından temyiz yoluna başvurulduğundan kararın henüz kesinleşmediğini, bu karar kesinleşmeden vekâlet ücretinin belirlenmesinin mümkün olmadığını; davacının müvekkilleri tarafından azledilmediğini, kendi isteğiyle vekillikten çekilmiş olup, vekâlet ücretine hak kazanmadığını; arabulucu tarafından düzenlenen 18.02.2021 tarihli son tutanağa göre, müvekkillerine yapılan tebligatların karşı tarafın eline ulaşmadan ve tebligatın ulaşması beklenmeden, görüşme yapılamadığından anlaşmanın sağlanamadığı gerekçesiyle toplantının sona erdiğine karar verildiğini, bu hususun ilgili mevzuata aykırı olduğunu, dava şartı olarak arabulucuya başvurunun tamamlanmadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi bulunmadığından, 1136 sayılı Kanun’un 164/4 üncü maddesi uyarınca, asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından, davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktarın avukatlık ücreti olarak belirlenmesi gerektiği; Adalar Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.02.2021 tarihli ve 2019/77 E. 2021/32 K. sayılı dosyasında, yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu taşınmazların değerinin 3.454.199,35 TL olarak tespit edildiği; öte yandan, 1136 sayılı Kanun’un 172 nci maddesi gereği iş sahibinin, yeni avukat atanmasına muvafakat etmeyen ilk avukata ücretin tamamını ödemekle yükümlü olduğu; davalıların belirlenen vekâlet ücretinin miktarına ve belirlenme yöntemine ilişkin açık bir istinaf itirazının bulunmadığı da gözetildiğinde, davacı vekilin, dava değeri olarak ilgili Mahkemece belirlenen taşınmazın değeri üzerinden %10 akdi vekâlet ücreti ile yasal vekâlet ücreti toplamı 468.575,00 TL ücrete hak kazandığının anlaşıldığı; davacının istifasının haklı olduğunun kabulüne göre artık davacı avukatın, dosyalardan elini çekmiş olması nedeniyle 1136 sayılı Kanun’un 164/son maddesi hükmü uyarınca akdi vekâlet ücretini ve karşı yan vekâlet ücretini talep edebileceği, bu sebeple davalı tarafın Adalar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/77 E. sayılı dosyasının sonucunun bekletici mesele yapılmasına ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı;

2. Arabuluculuğa müracaat sonrasında atanan arabulucunun, görevini gereği gibi yerine getirdiğini denetlemek, arabulucu tarafından yapılan işlemlerin yeterliliğini ve uygunluğunu değerlendirmek hususunda, uyuşmazlık sonrasında açılan davada Mahkeme hakimine verilen bir görev ve yetki düzenlenmediği; Mahkemece, yapılacak incelemenin, açılan davanın arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı, arabuluculuk dava şartına tabi ise davadan önce yerine getirilip getirilmediği, 6325 sayılı Kanun'un 18/A maddesine uygun şekilde görevlendirilen arabulucu tarafından düzenlenen arabuluculuk son tutanağının bulunması halinde, davaya konu uyuşmazlıkların her biri yönünden arabulucuya müracaatlarının bulunup bulunmadığı ile sınırlı olduğu, Mahkemenin bunlar haricinde arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesi sırasındaki arabulucu tarafından yapılan iş ve işlemelerin uygunluğunu ve yeterliliğini denetleyemeyeceği, bu sebeple davalı tarafın arabuluculuk son tutanağına ilişkin istinaf itirazının da yerinde bulunmadığı;

3. Bu itibarla, İlk Derece Mahkemesi dosyasında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği ve ihtilafın doğru olarak tanımlandığı anlaşılmakla, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçe gösterilerek, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili; istinaf itirazlarını tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 502 nci maddesi ile 504 üncü maddesi,

2. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 163, 164 ve 172 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

Yukarıda belirtilen kanun hükümleri doğrultusunda, temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacı avukatın istifasının haklı olduğuna ilişkin kabulün yerinde olup, davalılar adına vekâlet görevini yürüttüğü davadan artık el çekmiş olması sebebiyle 1136 sayılı Kanun’un 164/son maddesi hükmü uyarınca akdi vekâlet ücreti ile karşı yan vekâlet ücretine hak kazandığının, bu sebeple davanın dayanağı olan Adalar Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenmesine gerek bulunmadığının, kaldı ki Uyap’tan yapılan sorgulamada söz konusu Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın, derecattan geçmek suretiyle 08.3.2023 tarihinde kesinleştiğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun bulunduğundan, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.