"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/226 E., 2020/684 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; dava dışı Özçakırlar Grup Gıda Paz. İnş. Taah. Teks. Turzm. San. Tic. Ltd. Şti. ile davacı banka arasında 05.03.2012 tarihli 100.000,00 TL tutarlı ve 22.03.2012 tarihli 200.000,00 TL tutarlı iki adet genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, söz konusu sözleşmeye davalının müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi borcunun tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini belirterek, icra takibine vaki itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiş, davacı Banka Akbank T.A.Ş. ile Girişim Varlık Yönetimi A.Ş. arasında 31.12.2014 tarihinde düzenleme şeklinde alacak temlik sözleşmesi akdedildiği görülmüştür.
II. CEVAP
Davalı vekili; icra takibine dayanak kredi sözleşmelerinde davalının ve yetkili ortağının imzasının bulunduğunu ancak limited şirket için alınan krediye ilişkin sözleşmede davalının kişisel ve müteselsil sorumluluğunu doğuracak bir beyan ve yazısının bulunmadığını, hesap kat ihtarının taraflarına tebliğ edilmediğini, ayrıca müteselsil kefaletten sorumlu olduklarının kabulü halinde dahi TBK'nın 586 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca borcun tahsili için ihtarname gönderilerek, borcun verilen süre dahilinde ödenmemesi halinde kefile başvurulabileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.06.2015 tarihli ve 2017/525 E., 2015/408 K. sayılı kararıyla; davacı bankanın kredi kartı kullandırırken borçlu ile ayrı bir sözleşme ile davalı kefilin imzasını almadığı, davalı kefilin imzası bulunmayan kredi kartı sözleşmesi nedeniyle dava dışı firmanın kredi kartı borcundan sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile bu husus yönünden davanın reddine, davalının ticari artı para çek bedeli ve taksitli ticari kredi ile ilgili olarak kredi sözleşmesinin tarafı olan dava dışı borçlu şirketin kullandığı krediden kefil sıfatıyla kefalet limiti kapsamında sorumlu olduğu gerekçesiyle bu husus yönünden davanın kısmen kabulüne, Ankara 23. İcra Dairesinin 2013/11215 sayılı dosyasında, 62401 nolu ticari artı para kredisi ile ilgili olarak, 10.676,78 TL asıl alacak, 749,24 TL işlemiş faiz, 37,46 TL BSMV toplamı 11.463,48 TL alacağa yönelik itirazın iptali ile, takibin bu miktar için asıl alacağa 10.07.2013 olan takip tarihinden itibaren yıllık %53,28 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 i oranında BSMV uygulanmak suretiyle devamına, 1800002 nolu çek bedeli kredisi ile ilgili olarak, 2.090,00 TL asıl alacak, 198,66 TL işlemiş faiz, 9,93 TL BSMV, 198,90 TL masraf toplamı, 2.497,49 TL alacağa yönelik itirazın iptali ile, takibin bu miktar için asıl alacağa 10.07.2013 olan takip tarihinden itibaren yıllık %72,00 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 i oranında BSMV uygulanmak suretiyle devamına, 1900001 nolu taksitli ticari kredi ile ilgili olarak, 57.293,56 TL asıl alacak, 3.612,15 TL işlemiş faiz, 180,61 TL BSMV olmak üzere toplam 61.086,32 TL alacağa yönelik itirazın iptali ile, takibin bu miktar için asıl alacağa 10.07.2013 olan takip tarihinden itibaren yıllık %26,64 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 i oranında BSMV uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 03.12.2018 tarihli ve 2017/693 E., 2018/6244 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece kredi kartı sözleşmesinde davalının kefalet imzasının bulunmaması sebebiyle davalıdan kredi kartı borcunun tahsili isteminde bulunamayacağı belirtilmiş ise de; davalının da imzasının bulunduğu 05.03.2012 tarihli 100.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinin 17 nci maddesinde kefalet ve kefillerin sorumluluğu maddesinde; ''...ayrıca bankamız sözleşmesine istinaden verilen kredi kartının kullanımından...müşterek müteselsil kefil sıfatıyla sorumludur.'' hükmünün bulunduğu, yine kredi kartı borcuna dayanak Business kredi kartı sözleşmesinden sonra düzenlenen 09.03.2012 tarihli kredi sözleşmesinin başlık kısmında söz konusu kartın şirket kredi kartı olarak şirket tarafından belirlenecek kart kullananlara sağlanması amacıyla ticari hizmet sözleşmesi ve eki ile ayrılmaz parçasının olduğu, yine 32 nci maddede aynı hükme yer verildiği hususları dikkate alındığında Mahkemece her iki sözleşme hükümlerinin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği belirtilerek hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kabul edilen kısım ile ilgili hüküm, temyiz edenin sıfatına ve bozma ilamının içeriğine göre kesinleştiğinden bozma sonrası yargılamanın davanın reddedilen kısmına yönelik olarak sürdürüldüğü, bankacı bilirkişi tarafından, taraflar arasında mevcut sözleşmenin ilgili maddelerinin, takip öncesi ve takipten sonra yapılan ödemelerin, yasal mevzuat çerçevesinde ayrıntılı olarak değerlendirildiği, gerekçeli ve denetime elverişli olarak dosyaya sunulan 29.01.2020 tarihli raporda; davacının 5526 0912 0690 2945 nolu kredi ile ilgili takip tarihi itibariyle 9.978,48 TL ana para, 2.524,16 TL işlemiş faiz, 203 TL %5 BSMV toplamı 12.705,64 TL alacaklı olduğunun belirlendiği, dava tarihi itibariyle ise takip tarihinden sonra yapılan ödemeler düştükten sonra asıl para alacağının bulunmadığı, davacının takip tarihi itibari ile talep edebileceği işlemiş faiz tutarının 2.524,16 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 04.06.2015 tarihinde verilen önceki kararın ilgili bölümü davalı tarafından temyiz edilmeyip, davacı tarafından da temyiz konusu yapılmamakla bozma ilamına içerik olarak kesinleşmiş olmakla, hükmün bu bölümüyle ilgili ayrıca karar verilmesine yer olmadığına, Ankara 23. İcra dairesinin 2013/11215 esas sayılı dosyasında 5526 0912 0690 2945 nolu krediye yönelik istek kalemiyle ilgili davada davanın kısmen kabulü ile, 2.524,16 TL işlemiş faiz ve 26,64 TL % BSMV toplamı 2.550,80 TL'ye yönelik itirazın iptaliyle bu miktar için takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalının dava dışı şirket ile dava dışı temlik eden banka arasında imzalanan ticari kredi sözleşmesine kefil olduğunu, dava dışı borçlu ile imzalanan axess business kart sözleşmesinin 32 nci maddesinde de belirtildiği üzere bu sözleşmenin ticari hizmet sözleşmesinin ayrılmaz parçası olduğunu, ticari kredi kartlarının genel kredi sözleşmelerine dayanarak kullanıldığını, bu nedenle daha önce itirazlarında da belirtmiş oldukları üzere davalının 5526 0912 0690 2945 nolu kredi kartı borcundan sorumlu olduğunu, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu ve davalı borçlunun borca itirazının yerinde olmadığının sabit hale geldiğini, dava dışı Özçakırlar...Ltd.Şti. ile dava dışı banka arasında genel taahhütname imzalandığını ve davalı tarafından bu sözleşmeye müşterek müteselsil kefil sıfatıyla imza atıldığını, dava konusu alacak ticari krediden kaynaklandığından faiz oranının davacı ve banka arasında akdi ilişki ile belirlendiğini, tarafların uygulanacak faiz miktarı konusunda mutabakata vardıklarını, taraflarca belirlenenin aksine yeni bir faiz oranının tespit edilmesi ve bu orana göre hesap yapılarak hüküm kurulmasının hukukumuzun temel ilkelerinden olan sözleşme serbestisi ilkesine aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; kredi borçlarının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun (BKKK) 26 ncı maddesinin üçüncü fıkrası.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar; karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli ve denetime elverişli olmasına göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere.
10.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.