"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/409 E., 2022/78 K.
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar vekili, davalının murisinin ......, İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. (...... Şti.) nezdinde çalışmakta iken geçirdiği iş kazası sonucu vefat etmesi nedeni ile davalı ve diğer mirasçı tarafından, ... ve ......, Şti. aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine ilamın icra takibine konu edildiğini, icra takibi ile haciz tazyiki altında kalındığından, davalı taraf ile 25.02.2014 tarihinde protokol düzenlendiğini, protokol ile belirlenen bedelin taksitlendirildiğini ve taksitlerin birinin ödenmemesi halinde protokolün geçersiz sayılacağının belirtildiğini, taraflarınca Mayıs 2014 ayında ödenmesi gereken taksidin ödenememesi nedeni ile protokolün geçersiz hale geldiğini, bu sırada aleyhlerine açılan tazminat davasında verilen kabul kararının, Yargıtay incelemesinden bozularak geldiğini, bozma sonrasında mahkemece protokolün iptali için ayrı bir dava açılması için süre verildiğini ve süresinde işbu davanın açıldığını belirterek eski hale iade ile tanzim edilen 25.02.2015 tarihli protokolün iptaline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili, davayı kabul etmediklerini, Borçlar Yasasına göre bir sözleşmenin yorumlanması ve değerlendirilmesinde akdedildiği şartlara bakılması gerektiğini, iptali istenilen protokolde davacı borçlunun daha fazla olan borcundan müvekkili tarafından indirim kabul edildiğini ve çok ciddi miktarda indirim yapıldığını, davacı borçlu lehine müvekkili aleyhine bir sözleşme oluşturulduğunu, indirimli borç miktarı üzerinden taraflar anlaşarak borcun taksitlerle ödenmesi konusunda mutabık olduğunu, taksitlerden birinin ödenmemesi halinde sözleşmedeki indirimin gerçersiz olacağını ve protokol imzalanmadan önceki indirimsiz hali ile borcun ödeneceğini, taksitlerin birinin ödenmemesi halinde icra dosyası alacağı üzerinde yapılan davacı borçluya sağlanan avantaj ve indirimin ortadan kalkacağını, protokolün tamamen geçersiz hale gelmeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.12.2015 tarihli ve 2015238 E., 20151887 K. sayılı kararıyla; davacı ... yönünden aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine, davacılar Serka İnşaat San. Tic.Ltd Şti ve ... yönünden ise; davanın kabulü ile taraflar arasında tanzim edilen 25.02.2014 tarihli protokolün iptaline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 25.02.2021 tarih ve 20205019 E.- 20211933 K. Sayılı ilamı ile; davacılar, “Taraflar arasında icra takibine konu alacağın ödenmesi için şarta bağlı bir protokol düzenlenmiştir. 25.02.2014 tarihli Protokolün 4 üncü maddesinde taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde protokolün iptal olacağı, icra takibinin aynen devam edeceği kararlaştırılmıştır. Buna göre, protokolün iptali halinde takibin aynen devam edeceği kararlaştırılmış olduğundan bu hükmün uygulanması gerekir. Ayrıca ilamlı icraya konu mahkeme kararının bozulması halinde izlenecek prosedür, İİK 36. maddede belirtilmiştir. İcranın geri bırakılması için verilecek süre başlıklı 36. maddede ilâma karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehni veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehni veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir. Bu süre ancak zorunluluk hâlinde uzatılabilir. denilmektedir. Ayrıca, davacılar tarafından protokolün yapılması sırasında iradeyi etkileyen ehliyet, irade sakatlığı, muvazaa ve sahtecilik vb bir iddia da ileri sürülmemiştir. Tüm açıklanan bu nedenler ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak, davacıların davalı ile yaptıkları protokolün iptali için iş bu davayı açtıkları taraflar arasında icra takibine konu alacağın ödenmesi için şarta bağlı bir protokol düzenlendiği, 25.02.2014 tarihli Protokolün 4 üncü maddesinde taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde protokolün iptal olacağı, icra takibinin aynen devam edeceği kararlaştırılmış olduğundan bu hükmün uygulanması gerektiği, davacılar tarafından protokolün yapılması sırasında iradeyi etkileyen ehliyet, irade sakatlığı, muvazaa ve sahtecilik vb bir iddia da ileri sürülmediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili, red kararının hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen protokolün iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve özellikle daha önceki bozma ilamları ile kesinleşen hususlarda yeniden temyiz incelemesi yapılmasının mümkün olmadığının anlaşılmasına göre mahkeme kararının isabetli olduğu görülmekle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple,
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi gereğince ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 saylı Kanun' Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
18.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.