Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2512 E. 2024/387 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haksız azil nedeniyle hak kazanılan akdi ve karşı vekalet ücretinin miktarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın önceki bozma kararına uygun şekilde, taraflar arasındaki iki ayrı vekalet ücret sözleşmesini dikkate alarak ve usuli kazanılmış hakları gözeterek hesaplama yapması ve hüküm kurması nedeniyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/450 E., 2023/46 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkilleri ile davalı şirket arasında 01.07.2001 yılından bu yana vekalet ilişkisi bulunduğunu, bir sureti Bursa Barosu arşivinde bulunan 01.07.2001 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi hükümleri gereğince, Bursa Barosu Asgari Ücret Tarifesinde yer alan oranlar üzerinden vekillik ve danışmanlık hizmeti hususunda anlaşma yapıldığını, hukuki danışmanlık hizmeti ile baktıkları dava ve icra takipleri devam ederken davalı şirket yönetiminde değişiklik olduğunu ve hiçbir kusurları olmaksızın avukatlık sözleşmesinin davalı şirket tarafından tek taraflı olarak 10.12.2013 tarihinde sonlandırıldığını, ileri sürerek müvekkillerinin haksız azli nedeniyle tahsil edemedikleri vekillik ve karşı vekillik ücret alacakları için başlatılan Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2014/161 E. sayılı dosyasına konu 90.000,00 TL alacak ve ferilerine vaki haksız itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiş, 21.12.2022 tarihli beyan dilekçesi ile; 17.08.2012 tarihli sözleşmeden önce yapılan dava ve iş takipleri için 01.07.2001 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi uygulanacağından müvekkillerinin 21.800,00 TL+2.100,00 TL=23.900,00 TL avukatlık ve karşı vekil ücret alacaklarının bulunduğunu, 17.08.2012 tarihli sözleşmeden sonra yapılan dava ve icra takipleri için 35.867,20 TL karşı vekil ücreti alacaklarının bulunduğunu, her iki sözleşme uyarınca müvekkillerinin 23.900,00 TL+ 35.866,80 TL olmak üzere toplam 59.767,20 TL avukatlık ve karşı vekil ücreti alacaklarının bulunduğunu belirtmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşmeye göre, karşı taraftan tahsil edilecek vekalet ücreti dışında ayrıca bir ücreti alınmayacağının kararlaştırıldığını savunarak davanın reddini istemiştir

III. MAHKEME KARARI

Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.11.2015 tarihli ve 2014/99 E., 2015/458 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 10.04.2019 tarihli ve 2018/4773 E., 2019/4760 K. sayılı ilamıyla, icra inkar tazminatı yönünden kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

3. Dairemizin 13.04.2021 tarihli ve 2020/8583 E., 2021/4053 K. sayılı ilamıyla; davalının sair karar düzeltme taleplerinin reddinin gerektiği belirtilerek, taraflar arasında 01.07.2001 tarihli ve 13.08.2012 düzenleme ve 17.08.2012 Baroya bildirim tarihli 2 adet ücret sözleşmesinin bulunduğu, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 01.07.2001 tarihinden 17.08.2012 tarihine kadarki işler için 01.07.2001 tarihli avukatlık ücret sözleşmesine göre, bu tarihten haksız azil tarihi olan 10.12.2013 tarihine kadar ise 17.08.2012 Baroya bildirim tarihli sözleşmenin esas alınarak ve ücrete dair 5 inci maddesinin, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin altında kalması nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesiyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre yapılan hesaplama kabul edilerek sonuca gidildiği, anılan sözleşmenin "Ücret" başlıklı 3 üncü maddesinde; "...Yukarıda belirtilen bu mesaisine karşılık olmak üzere kurum tarafından avukata aylık 850,00 TL(KDV dahil) ödenecektir." düzenlemesinin olduğu, "Özel Hükümler" başlıklı 5 inci maddesinde ise; "Alınan senet karşılığında karşı vekalet ücreti hariç müvekkilden ayrıca dava başına ya da icra takibi için vekalet ücreti alınmayacaktır." düzenlemesinin yer aldığı, Baroya bildirilen 13.08.2012 tarihli sözleşmenin ücrete ilişkin hükümlerinin geçerli olduğu, azlin haksız olduğu tespitinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak anılan bu sözleşmeye göre yapılan hesaplamada, sadece karşı yan vekalet ücretine hak kazanıldığı, akdi vekalet ücretinin talep edilemeyeceği hususu dikkate alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek davalının karar düzeltme taleplerinin kabulü ile Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 10.04.2019 tarihli "düzelterek onama" ilamının kaldırılmasına, temyiz edilen hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 16.09.2021 tarihli ve 2021/255 E., 2021/401 K. sayılı kararla; sözleşme hükümlerine uygun olan 17.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre, davacı tarafın sadece karşı yan vekalet ücretine hak kazandığı, akdi vekalet ücretinin talep edilemeyeceği, Yargıtay bozma ilamına göre davacı tarafın sadece karşı yan vekalet ücretine konu alacak yönünden davalı taraf hakkında icra takibi yapabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2014/161 E. sayılı takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 37.967,20 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; karara karşı, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 19.04.2022 tarihli ve 2021/8367 E., 2022/3743 K. sayılı ilamında; davalının tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddinin gerektiği belirtilerek, Mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmasına rağmen anılan bozma ilamında işaret edildiği şekilde davaya konu ücret sözleşmelerine göre ayrı ayrı hesaplama yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde her iki sözleşmeden de sadece karşı yan vekalet hak ücretine kazanıldığı kabul edilmek suretiyle hüküm tesisi edilmiş olması nedeniyle hükmün davacılar yararına bozulmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıların vekalet sözleşmesi kapsamında ücret alacağına hak kazandığı, Yargıtay bozma ilamındaki eksikliklerin giderildiği, davaya konu ücret sözleşmelerine göre ayrı ayrı hesaplama yapılarak, usuli kazanılmış müktesap haklar da dikkate alınarak davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2014/161 E. sayılı takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 59.767,20 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili; sözleşmenin özel hükümlerinde "Alınan ücret" diye belirtilen 850,00 TL KDV dahil brüt danışmanlık ücretinin davalı tarafça hiç ödenmediğini, sözleşmenin "Ücret" başlıklı 3 üncü maddesinde; "...Yukarıda belirtilen bu mesaisine karşılık olmak üzere kurum tarafından avukata aylık 850,00 TL(KDV dahil) ödenecektir." düzenlemesinin olduğunu, "Özel Hükümler" başlıklı 5 inci maddesinde ise; "Alınan ücret karşılığında karşı vekalet ücreti hariç müvekkilden ayrıca dava başına ya da icra takibi için vekalet ücreti alınmayacaktır." düzenlemesinin yer aldığını, ücret alınmaması olgusunun danışmanlık ücreti karşılığında olup, ücretsiz dava görüleceğine dair bir ibarenin bağlı olduğu şartın gerçekleşmemesi durumunda, müvekkillerinin ücret talep etme hakkının olacağını, aksi halde müvekkillerinin hem danışmanlık ücretini hem de dava vekalet ücretini alamamış olacağını, Mahkemenin hiçbir yazı bilimciye göndermeden el yazısı ile yazılmış ibarenin ücret değil senet olduğuna karar vererek hatalı ve gerçek dışı bir yorumda bulunduğunu, doğmamış hukuki yardımların karşılığının peşin ödendiği yargısının kabul edilemeyeceğini, Mahkemenin, danışmanlık ücretlerinin senetle ödenip ödenmediğini araştırmadığını, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin karar düzeltme ilamına esas aldığı danışmanlık hükmünün geçersiz olduğunu, ilk hükme esas alınan 17.06.2015 tarihli bilirkişi raporu doğru olduğundan bu rapor uyarınca 62.0518,16 TL avukatlık ücreti ve 37.967,20 TL karşı vekil ücreti olmak üzere toplam 100.025,36 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; davacıların müvekkili şirketin eski sahibinin kardeşi ve yeğeni olduğunu, aynı zamanda şirketin yönetiminde de yer aldıklarını, dolayısıyla davacılar tarafından Baroya teslim edilen hissedarı oldukları şirket ile yaptıkları 13.8.2012 tarihli vekalet ücreti sözleşmesinde asgari ücretin altında aylık ve maktuen ücret tayin edilmesinin son derece doğal olduğunu, karşı taraftan vekalet ücreti alacağı tahsil edilmeden tahsil edilmiş gibi ödenmesine karar verildiğini, davacıların tahsil ettiği vekalet ücreti için daha önce bir kısım serbest meslek makbuzu kestiğini ifade ettiğini ve bu makbuzların da dosyaya bir örneğinin ibraz edildiğini, raporda ise ibraz edilen ve edilmeyip de tahsil edilen vekalet ücreti makbuzlarının hesaplamaya dahil edilmediğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; haksız azil nedeniyle hak kazanılan akdi ve karşı yan vekalet ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ve 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı.

3. Değerlendirme

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Temyizen incelenen kararın; bozma ilamında belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve yeterli olduğu, taraflar arasında 01.07.2001 tarihli ve 13.08.2012 düzenleme ve 17.08.2012 Baroya bildirim tarihli 2 adet ücret sözleşmesinin bulunduğu, Mahkemece 01.07.2001 tarihinden 17.08.2012 tarihine kadarki işler için 01.07.2001 tarihli avukatlık ücret sözleşmesine göre akdi ve karşı yan vekalet ücretine hükmedildiği, 17.08.2012 tarihinden haksız azil tarihi olan 10.12.2013 tarihine kadar ise 17.08.2012 Baroya bildirim tarihli sözleşmenin esas alınarak ve ücrete dair 5 inci maddesinde yer alan düzenlemeye göre sadece karşı yan vekalet ücretine hükmedildiği, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılamayacak olduğu anlaşılmakla taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi geregince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

24.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.