Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2543 E. 2024/730 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Noterin araç satış işlemindeki ihmali nedeniyle davacı tarafından açılan tazminat davasının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tazminat davasında ceza zamanaşımının yalnızca fail bakımından uygulanabileceği, davada dolandırıcılık suçunu işleyen dava dışı kişilere ilişkin ceza zamanaşımı süresinin uygulanmasının mümkün olmadığı değerlendirilerek, davacının temyiz isteminin reddiyle direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1656 E., 2023/378 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ordu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/17 E., 2022/13 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının, ...adına kayıtlı ... plakalı aracın Ordu 5. Noterliğinin 02.02.2010 tarihli ve 923 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile satın aldığını, daha sonra aracın satış işlemlerine konu olup en son ... adına tescil edildiğini, aracın ...adına kayıtlı iken ...isimli şahsa sahte evraklar ile kiralandığını ve aracı kiralayan...nin gerçek isminin ...olduğunu, yani sahte evraklar ve sahte kimlikle kiralanan aracın yine sahte imza ve sahte ehliyet kullanılarak noterde davacıya satıldığını, aracın Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/111 E. (2010/104 E.) sayılı dosyası üzerinden yargılama sonunda ... tarafından gerçek malike geri verildiğini, satış esnasında kullanılan ehliyetteki bilgiler ile aracın asıl kayıt maliki...nun gerçek bilgilerinin birbirini tutmadığını, işlemi yapan noterlikçe işlem sırasında satıcı olarak görünen ...adına tanzim edilmiş sahte ehliyetin incelenmediğini, ehliyet bilgilerinin sistemden kontrol edilmediğini, gerekli kimlik araştırmasının yapılmadığını, imzalar tamamen farklı olmasına rağmen noterce incelenmediğini, işlemi yapan davalı noterin eğer ibraz edilen sahte ehliyeti inceleseydi doğum tarihi ve yeri sütununun hemen yanında işlemi yapan memurun sicil numarasının dahi olmadığını fark edebileceğini, nitekim noterlerin yasa gereği ibraz edilen resmi belgeleri incelemek gerekirse her türlü inceleme ve kimlik tespitini yapmaya yetkili olduğunu, bu hali ile satış işlemini yapan noterin aracın satılmasından dolayı uğranılan zarardan doğrudan doğruya kusursuz sorumlu olduğunu, araç satış sözleşmesinde yazılı araç satış bedeli 15.000,00 TL olup, ayrıca araç satış masraflarının da davacıdan alındığını, araca kasko ve trafik sigortası da yaptırıldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 15.000,00 TL maddi tazminatın noterde satış işleminin yapıldığı 02.02.2010 tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Sigorta şirketi vekili; davacının aracın satışı nedeni ile uğradığı bir zararının bulunmadığını, davacının dava konusu aracı satın aldıktan 20 gün sonra dava dışı ...a sattığını, daha sonra aracın ilk maliki ...adına düzenlenen sahte kimlikle satıldığı ortaya çıkınca davacının amcası ...'ın kendi isteği ile ...ın zararını gidermek için sahteciliği bile bile aracı ...dan satın aldığını, aracın gerçek maliki olan ...ise ...'a tescil iptal davası açarak aracını geri aldığını, davacının aracı ...a satıp satış bedelini aldığını, tazminat davası açmasında hukuki yararı da olmadığını, şirketin pasif husumet ehliyeti olmadığını, sigorta şirketine doğrudan dava açamayacağını, davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi gerektiğini, noterlikçe işlem sırasında gereken tüm özenin gösterildiğini, davacının otomobil ticaretiyle ilgilenen, otomobil piyasasını bilen basiretli biri olduğunu, yeni aldığı aracı 20 gün gibi kısa bir sürede aldığı bedelden daha yüksek bir fiyata satmasının davacının bu işle yakından ilgilendiğini gösterdiğini, illiyet bağının kesildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Noter; satış işleminin üzerinden 10 yılı aşkın süre geçmekle davanın zamanaşımına uğradığını, ceza zamanaşımının davaya uygulanma olanağı bulunmadığı gibi davanın ceza davasında sanık olan kişiler aleyhine açılmış bir dava da olmadığını, davacının aracı satın aldıktan yaklaşık 20 gün sonra... isimli kişiye satın aldığı bedelden daha yüksek bir bedelle satılması nedeniyle herhangi bir zararının bulunmadığını, ayrıca Ordu Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/309 E. sayılı dava dosyasındaki 23.10.2014 tarihli gerekçeli kararda ve dava dosyasındaki beyanlarında katılan ...'ın beyanında aracı gerçekte kendisinin satın aldığını, ödenen satış bedellerini kendisinin ödediğini, kendisinin üzerine çok araba olması nedeniyle aracı yeğeni ... adına aldığını beyan ettiğini, beyanların davacı tarafından araç için bir bedel ödenmediğini ortaya koyduğu gibi ayrıca... isimli kişiden aracı ...'ın geri almış olmasının da bu hususu doğruladığını ve satışın muvazalı olduğunu gösterdiğini, yine aracın... isimli kişi adına tescil edildikten sonra aracı satın alan ... tarafından açılan davada verilen kararın olayda illiyet bağının kesilmesi nedeniyle bozulmasına ve ... tarafından açılan davanın reddedilmesine karar verilmesi gerekçesiyle bozulduğunu, ileri sürülen hususların tümü gerçek dışı olduğunu, satış işleminin gerekli özen ve dikkat gösterilerek gerçekleştirildiğini, araç malikine ait bilgiler ile nüfus kayıt sisteminden sorgulanarak gelen bilgilerin birbirini teyid ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın dayanağı haksız fiil olup noterde işlem yapılan tarih 02.02.2010 olduğundan suç tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60 ıncı maddesine göre zamanaşımı süresinin, zarar görenin zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacak olan 1 yıllık kısa süreli zamanaşımı; olay tarihinden itibaren işleyecek 10 yıllık kesin süreli zamanaşımı ve fiilin aynı zamanda suç oluşturduğu durumlarda uygulanacak olan uzamış (ceza davası) zamanaşımı süreleri olduğu, ceza davası zamanaşımının uygulanabilmesi için öncelikle zarar veren eylemin Ceza Kanunu ya da ceza hükmü taşıyan özel kanunda suç olarak düzenlenmiş olması gerektiği, somut olayda, davalı noter hakkında herhangi bir soruşturma yapılmamış olup üzerine atılı eyleminin ihmal sureti ile görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı, 5237 sayılı TCK’nın 66 ncı maddesinin (e) bendi gereğince uygulanması gereken dava zamanaşımı süresi 8 yıl olduğundan, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60 ıncı maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekeceği, açılış tarihi dikkate alındığında davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; ceza zamanaşımının devreye girmesi için soruşturma yapılmasına dahi gerek olmadığını, suç teşkil eden eylemin varlığının yeterli olduğunu, şahıslar hakkında açılan ceza davasının tamamen davalı noterden kaynaklı olduğunu, eğer işlem düzgün yapılmış olsa idi böyle bir olayın içinde kalmayacağını, davalı noterin ceza davasında katılan konumunda olduğunu, buna rağmen konu ceza davası zamanaşımının bu olaya uygulanmayacağı kararının hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, noterin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60 ıncı maddesi,

2. 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 162 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle tazminat davasında ceza zamanaşımının fail bakımından uygulanması söz konusu olmakla dava dışı şahıslar bakımından söz konusu olan dolandırıcılık suçuna dair zamanaşımı süresinin eldeki davada uygulanmasının mümkün olmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.