Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2560 E. 2024/1597 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Satım sözleşmesine konu dairenin balkon korkuluklarının ayıplı olup olmadığı ve bundan kaynaklı tazminat talebinin yerinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dairenin balkon korkuluklarının, yapı ruhsatının alındığı tarihte yürürlükte olan imar yönetmeliğine uygun olarak inşa edildiği ve bu nedenle ayıplı sayılamayacağı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu dairenin ayıplı olduğu iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; müvekkili Yasemin’in, davalı firmanın müteahhitliğini yaptığı binanın 6. katında bulunan 23 no’lu bağımsız bölümü 20.07.2012 tarihli (harici) satış sözleşmesiyle davalıdan satın aldığını, dairenin 30.08.2014 tarihinde teslim edilerek kullanılmaya başlandığını ve tapusunun 08.09.2014 tarihinde müvekkili adına tescil edildiğini, 16.03.2015 tarihinde müvekkilleri ... Gazi ile ...’in müşterek çocukları, ... ile ...’in kardeşleri olan ...’in dairenin yatak odasında bulunan Fransız balkonun yatay döşenmiş korkuluklarından aşağı düşerek hayatını kaybettiğini, davalı tarafından imal edilen balkon parmaklıkları arasındaki mesafenin mevzuata uygun olmadığından ayıplı olduğunu ileri sürerek, müvekkilleri ... Gazi ve ... için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 50.000,00’er TL manevi tazminatın; E... ve ...için ise 20.000,00’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; dava konusu olayın meydana gelmesinde davacıların kusurlu olduğunu, olayla ilgili yürütülen ceza soruşturması sonucu alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, müvekkili firma hakkında takipsizlik kararı verildiğini, davacıya satılan bağımız bölümün ayıplı olmadığı gibi süresinde ayıp ihbarında da bulunulmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 16.03.2015 tarihinde davalı firmanın müteahhitliğini yapmış olduğu davaya konu konutun yatak odasında bulunan Fransız balkonu olarak tabir edilen balkondan davacılar Yasemin ve Hasan Gazi’nin müşterek çocukları ...’in düşmesi sonucu hayatını kaybettiği; Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturmada bilirkişi heyetinden alınan raporda; olayın meydana geldiği ebeveyn odasının zemininden itibaren 23 cm yükseklikte yapılan duvar üzerinde PVC pencerenin ve dış kısmında Fransız balkon olarak tabir edilen korkuluğun bulunduğu, pencerenin dış kısmındaki korkuluğun yüksekliğinin 90 cm olduğu, korkulukta 5 adet enleme parmaklığın bulunduğu ve parmaklıklar arasındaki boşluğun 15 cm olarak ölçüldüğü, Yönetmeliklerde parmaklık aralıklarının ne kadar olacağı hususunda belirleyici bir ölçü ve standardın bulunmadığı gibi mimari projede de böyle bir ölçü detayının bulunmadığının bildirildiği, soruşturma sonucunda ise yapı müteahhidi ve yapı denetim firmasının kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği; mahallinde yapılan keşif sonrası sunulan bilirkişi raporlarında da ana taşınmazın yapı ruhsatının alındığı 30.04.2012 tarihinde yürürlükte olan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği ve Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinde korkuluk ara mesafesine ilişkin bir hüküm bulunmadığının, dava konusu balkon korkuluklarının yapıldığı yıl içerisinde Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğine uygun yapıldığının ve bu suretle inşaatın ayıplı olmadığının bildirildiği gerekçesiyle sübuta ermeyen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili; yargılama sırasında hukukçu ve inşaat mühendisi bilirkişilerinden alınan ortak raporda, balkon parmaklıkları arasındaki mesafenin dava tarihinde yürürlükte olan 03.07.2017 tarihli Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin 38/4 üncü maddesinde belirtilen standarda uygun olmadığının bildirildiği, inşaat mühendisince bu rapora ihtirazî kayıt konularak ayrıca düzenlenen raporda ise balkon korkuluklarının yapıldığı yıl içerisindeki Planlı Alanlar Yönetmeliği’ne uygun olduğu yönünde görüş bildirildiği, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesini talep etmelerine rağmen reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu; Borçlar Kanunu’nun 69 uncu maddesine göre bina yapan davalı müteahhidin kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu, Devletin veya ilgili kurumların balkon korkulukları arasındaki standardı belirlememiş olmasının bu sorumluluğu ortadan kaldırmayacağını, 4721 sayılı TMK’nın 1 inci maddesi uyarınca korkuluk mesafe aralığıyla ilgili mevzuatta bir düzenleme yoksa hakimin örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendi vicdanına göre karar vermesi gerektiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; müvekkili lehine eksik vekâlet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ceza soruşturması sırasında konusunda uzman bilirkişi heyetinden alınan raporda, dava konusu taşınmazda imalattan kaynaklanan bir ayıp bulunmadığının tespit edildiği; Mahkemece yapılan yargılama sırasında, uzman bilirkişi heyetinden alınan raporda da, dava konusu taşınmazın balkon korkuluklarının imalat/satış tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuata uygun olarak imal edildiğinin belirlendiği; dava konusu taşınmazda imalattan kaynaklı bir ayıp bulunmadığı anlaşıldığından davacı tarafça, davalıdan maddi ve manevi tazminat talep edilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince anılan gerekçeyle davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı; reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden, yargılama sırasında vekil vasıtasıyla temsil edilen davalı taraf lehine, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekâlet ücretine hükmedilmesinin de yerinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; istinaf itirazlarını tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu dairede imalattan kaynaklı bir ayıp bulunup bulunmadığı ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarının çelişkili olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4 üncü maddesi,

2. Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’nin 38 inci maddesinin dördüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen Mahkeme kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle ceza soruşturması ile yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında; dava konusu dairenin bulunduğu binaya dair yapı ruhsatının alındığı 30.04.2012 tarihinde yürürlükte olan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde, Fransız balkon olarak tabir edilen balkonlarda imal edilecek parmaklıklar arasında bulunması gereken mesafeye ilişkin bir hükmün yer almadığının bildirilmesine; dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 03.07.2017 tarihli Yönetmelikte ise korkuluk yüksekliklerinin 90 cm’den 110 cm’e yükseltildiğinin, korkuluk aralarının eskiden 20 cm, 18 cm veya 15-16 cm arası uygulanırken bu mesafenin 10 cm’ye düşürüldüğünün, dava konusu balkon korkuluklarının ise yapıldığı yıl itibariyle anılan Yönetmelik hükümlerine uygun olarak imal edildiğinden, dava konusu dairenin ayıplı olmadığının ve bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmadığının anlaşılmasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine; kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.