"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki ayıplı hizmete dayalı maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince; davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; müvekkillerinin murisi Bülent Özdemir'in üyesi olduğu Hizmet İş Sendikasının düzenlediği seminere katılmak üzere 21.12.2017 tarihinde davalı şirkete ait Diva İsib Termal Resort Hotel'e giriş yaptığını, oteldeki restoranda öğle yemeğini yedikten sonra odasına geçip istirahat ettiğini, daha sonra arkadaşlarıyla birlikte otelin havuzuna indiklerini, bir süre yüzdükten sonra hareketsiz kaldığını fark etmeleri üzerine arkadaşları tarafından havuzun dışına çıkartıldığını, kendisine etrafta bulunanlarca kalp mesajı ve suni teneffüs yapıldığını, otelde ilk yardım eğitimi almış can kurtaran veya görevli bir doktorun bulunmadığını; olay esnasında 112 Acil Servisin de arandığını ancak ambulans şoförünün aracın anahtarını içeride unuttuğundan istasyonun yedek anahtarını almak için evine gittiğini, ambulansın gecikmesi sebebiyle arkadaşının özel aracı ile acile intikalinin sağlandığını, Kozaklı Acil Servisi ile otelin yaklaşık 1 km mesafede olduğunu, ambulansın olayın ihbarından 1-1,5 dakika sonra otele intikal etmesi gerekirken yaklaşık yarım saat sonra intikal ettiğini, zamanında müdahale edilemediğinden Bülent'in hayatını kaybettiğini; olay nedeniyle davalı ambulans şoförü ... ile otel müdürü Hüseyin Terzioğlu hakkında Nevşehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/134 E. sayılı dosyasında kamu davası açıldığını ileri sürerek; müvekkillerinin uğradığı maddi zarara ve duydukları manevi acıya karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı eş Şerife için 100.000,00 TL manevi ve 1.000,00 TL maddi; müşterek çocukları Ahmet Sefa ve Merve Gül için 75.000,00’er TL manevi ve 1.000,00’er TL maddi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı şirket vekili; müteveffa Bülent Özdemir'in öğle yemeğini yedikten sonra iki saat içeresinde havuza girilemeyeceğine ilişkin ikazlara aldırış etmeden havuza girdiğini, bu sırada ani kalp krizi geçirmesi neticesinde bir daha su üstüne çıkamadığını, davacı tarafın müvekkiline ait otelde ilk yardım eğitimi almış bir cankurtaran ya da görevli bir doktor bulunmadığına ilişkin iddialarının doğru olmadığını, otelin Kültür ve Turizm Bakanlığı belgeli bir tesis olmayıp, Belediyeye bağlı olduğunu ve Kaplıcalar Yönetmeliği uyarınca uzman doktorun otelde sürekli bulunmasının gerekmediğini, usul ve yasaya uygun bir şekilde işletilmekte olup, olay anında Bülent'e ilk müdahalenin havuz operatörü ve ilk yardım uzmanı ... tarafından yapıldığını, acil tıp teknisyeni olarak çalışan ...’ın ise mesai saatlerinin 16:00-00:00 olup, olayın meydana geldiği 14:30’da otelde bulunmamakta ise de hemen otele çağrıldığını, ayrıca 112 Acil Servise de hemen haber verildiğini, ancak Bülent’in kendisinde mevcut kalp damar hastalığı nedeniyle kalp krizi geçirmesi sonucu hayatını kaybettiğini, olayda müvekkili otelin herhangi bir kusurunun olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ...; davalı şirket vekilinin savunmalarını tekrar ederek, davalı otelin sorumlu müdürü olduğunu ve olay sonrası gerekli tüm müdahalelerin yapılmasını sağladığını, olayın meydana gelmesinde herhangi bir ihmal ya da kusurunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ambulans şoförü ... aleyhindeki davanın, asıl davadan tefrik edilerek Mahkemenin 2021/63 Esasına kaydedildiği belirtilmiş; esas yönünden yapılan yargılama sonunda; davalıların, müteveffanın ölümünde kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti için bilirkişi heyetinden alınan raporda, müteveffanın geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamının yitirmesiyle sonuçlanan olayın, kendisinde daha önceden var olan ve bünyesinden kaynaklanan kalp damar hastalığından kaynaklandığının ve davalıların ölüm neticesine bir etkisi olmadığının bildirildiği; olaya ilişkin olarak yapılan ceza yargılaması sonucunda Nevşehir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/246 E., 2020/122 K. sayılı kararıyla davalılar hakkında beraat kararı verildiği; bu davada aldırılan ATK raporunda da müteveffanın kendisinde mevcut kalp rahatsızlığı nedeniyle öldüğünün tespit edildiği; gerek mevcut dava dosyasında gerekse ceza dava dosyasında alının raporlar arasında çelişki bulunmadığı, somut davada her türlü tedbirin alınsa dahi müteveffanın ölümüne engel olunup olunamayacağının bilinemeyeceği ve ölüm neticesi ile davalıların ihmali eylemleri arasında uygun illiyet bağı ve kusurun varlığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; davalıların sorumluluğunun yasal düzenlemeler ile belirlendiğini, Kaplıcalar Yönetmeliğinin 14 üncü maddesi uyarınca davalı tesiste uzman hekim ve sağlık personelinin tam zamanlı çalıştırılma zorunluluğunun bulunduğunu, ancak bu zorunluluğun yerine getirilmediğinden otelin sorumlu müdürü davalı ...’in ihmalî davranışının icraî davranışa denk gelecek şekilde müteveffanın ölümüne sebebiyet verdiğini; hükme esas alınan bilirkişi raporunun temel aldığı Adli Tıp 8. İhtisas Kurulu raporunda, ambulansın üç dakika içerisinde olay yerine ulaşmasının mümkün olmadığı ve bu sebeple kişinin ölümü ile davalıların ihmali arasında illiyet bağının bulunmadığının bildirildiğini, ancak bu raporun kendi içerisinde çelişkiler içermekte olup, müteveffaya ilk yardım sertifikası bulunan otel çalışanı ile olay yerinde bulunan bir sağlıkçının müdahale ettiği belirtilmiş ise de müdahalede bulunduğu belirtilen çalışan ile sağlıkçı müşteri hakkında yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın, davalıların ihmalleri ile ölüm arasında illiyet bağı bulunmadığının tespitinin hukuka aykırı olduğunu; müteveffanın gerekli ve yeterli ilk yardımı alamadığı için vefat ettiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, davacı tarafın iddialarına, davalı yanın savunmalarına, dava konusu olaya ilişkin kovuşturma dosyasında kusura dair aldırılan bilirkişi raporlarına, Mahkemece konusunda uzman bilirkişilerce düzenlenen ve hükme esas alınan 13.07.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporundaki tespit ve değerlendirmelere, söz konusu raporun ayrıntılı, bilimsel, taraf ve kanun yolu denetimine elverişli, somut olayın özelliklerine uygun nitelikte olmasına, Mahkemenin belge ve delilleri takdirinde (keza vakıa ve hukuki değerlendirmesinde) bir isabetsizlik bulunmamasına göre davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; istinaf itirazlarını tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davacıların murisinin ayıplı hizmet nedeniyle vefat ettiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 13,14 ve 15 inci maddeleri,
2. Kaplıcalar Yönetmeliği’nin 14 üncü maddesi,
3. Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelik’in 17 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Kaplıcalar Yönetmeliği’nin 14 üncü maddesine göre; “Kaplıca ve talassoterapi tesislerinde, uzman hekim ve en az lise düzeyinde sağlık eğitimi almış sağlık personeli çalıştırılması zorunludur. Sağlık personeli bu tesislerde tam zamanlı çalışır. Uzman hekim, birden fazla kaplıca ve talassoterapi tesisinde çalışabilir.”
2. Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelik’in 17 nci maddesi ise “Kapasitesi beş yüz yatak ve üzerinde olan konaklama tesislerinde sürekli doktor hizmeti bulunur, sürekli hemşire bulundurulur, ayrıca revir düzenlemesi yapılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
3. Yukarıda belirtilen kanun ve yönetmelik hükümleri doğrultusunda temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Kozaklı Belediyesinin dosyada mevcut yazı cevabında, davalı şirkete ait otelin Kaplıcalar Yönetmeliği’ne tabi dört yüz elli yatak kapasiteli olduğu bildirilmekle, anılan Yönetmeliğin 14 üncü maddesi uyarınca, otelde tam zamanlı sağlık personeli çalıştırılmasının zorunlu olup, ilk yardım uzmanı ve havuz operatörü olan bir kişinin olay yerinde bulunduğunun ve gereken ilk müdahaleyi yaptığının; yine aynı madde hükmü gereği tesiste uzman doktor çalıştırılmasının da zorunlu olup, uzman hekimle yapılan sözleşmenin dosyada mevcut olduğunun ve fakat hekimin sürekli olarak tesiste bulunmasının gerekmediğinin ve uzman bilirkişi heyeti ile Adli Tıp Kurumundan alınan raporlara göre de davalı şirkete ait otelin ve sorumlu müdürü olan diğer davalının olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olduğundan, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine; kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,08.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.