Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2589 E. 2024/498 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, kredi kartı borcu nedeniyle başlatılan icra takibi sebebiyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın önceki bozma kararına uygun olarak yaptığı incelemede, bilirkişi raporuna dayanarak kredi kartı sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı ve bu nedenle davacının borçlu olmadığı sonucuna varması ve bu tespit doğrultusunda davanın kabulüne karar vermesi usul ve yasaya uygun bulunarak hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2016/553 E., 2021/940 K.

(Temlik eden Yapı Kredi Bankası A.Ş.)

vekili Avukat ...

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, davalı şirket tarafından Diyarbakır 1. İcra Müdürlüğünün 2009/10450 esas sayılı dosyası ile aleyhine yapılan icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Yapı Kredi Bankası A.Ş. İle hiçbir sözleşme imzalamadığını, söz konusu bankaya hiçbir kredi başvurusu bulunmadığını, takibe konu kredi kartlarının hiçbir talep olmaksızın düzenlenmiş olması nedeniyle alacaklı bankanın gerekli özeni göstermediğinin açık olduğunu belirterek davaya ve icra takibine konu olan hususlarla ilgili olarak borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili, alacak davanın açılmasından çok önce LBT varlık yönetimi A.Ş.ye temlik edildiğinden iş bu davada müvekkil bankanın herhangi bir husumeti bulunmadığından bu nedenle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, söz konusu itirazın üzerinden 1,5 yıldan fazla bir zaman geçtiğinden davanın zamanaşımından reddine karar verilmesini dilemiştir.

Davalı ...Ş. (yeni ünvan) vekili, söz konusu itirazın üzerinden 1,5 yıldan fazla bir zaman geçtiğinden davanın zamanaşımından reddine, davacı ...'nin davalı ....ye kredi kartı başvurusunda bulunduğu 05.12.2003 tarihinde imzalanan sözleşmeye istinaden ve davacının talebi doğrultusunda bankaca 5400-6191-6645-3945 nolu kredi kartı düzenlenmiş ve davacının kullanımına sunulduğu, düzenlenen kredi kartı davacı ...'ye özel kurye aracılığıyla teslim edildiği ve davacı ... tarafından yahut bilgisi dahilinde 3. kişiler tarafından kullanıldığını, ödenmeyen kredi kartı borcundan dolayı yapılan takibe haksız itiraz edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.04.2013 tarih ve 2011/623 E.- 2013/256 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Yargıtay Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 27.09.2013 tarih ve 2013/21236 E., 2013/23309 K. sayılı ilamıyla; uyuşmazlığın davacı tüketicinin davalı bankadan aldığı ileri sürülen kredi kartı borcundan kaynaklandığı anlaşıldığından, davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı görev yönünden bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemece bozmaya uyularak 11.03.2014 tarih ve 2014/41 E., 2014/431 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2.Yargıtay Kapatılan 13. Hukuk Dairesinin 13.10.2014 tarih ve 2014/15035 E.- 2014/30915 K. Sayılı ilamı ile; "Dava kredi kartı borcundan kaynaklı alacak davası olup, davacı, kredi kartı sözleşmesi imzalamadığı ve kredi kartı olmadığından bahisle hakkında başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı ise davacının ihtara itiraz etmediğinden bahisle davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sadece davacının mahkeme huzurunda imzaları alınarak çeşitli kurumlardan tatbike medar imza toplanmadan dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında bir borç ilişkisi olup olmadığının belirlenmesi için davacının sözleşmede imzası bulunmadığına yönelik iddialarının mahkemece değerlendirilmesi gerekir. Bu durumda davacının imzası bulunabilecek tüm resmi kurumlardan tatbike medar imzaları toplanarak imzanın davacı eli ürünü olup olmadığının tespitine yönelik bilirkişi raporu alınması gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir." gerekçesiyle bozulmuştur.

C.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, Hukuk Genel Kurulunun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-382-415 sayılı kararında da belirtildiği şekilde; bilirkişi incelemesinin konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapıldığı, bu alet ve yöntemlerle incelemeye konu belgelerdeki imza veya yazının, tersim biçimi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir bakımından farklılıklar saptandığından kuvvetle muhtemel davacının eli ürünü olmadığının belirtilmesi karşısında, davalı tarafından davacı hakkında başlatılan takibin dayanağını teşkil eden kredi kartı üyelik sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığı, dolayısıyla davacının söz konusu sözleşme uyarınca davalıya borçlu olmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 10.226,70 TL asıl, 2.211,30 TL faiz ve ferileri ile birlikte borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu belirterek mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kredi kartı borcu nedeniyle başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozmaya uyularak alınan bilirkişi raporunun hükme esas almaya yeterli olduğunun anlaşılmasına göre mahkeme kararının isabetli olduğu görülmekle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple,

Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

6100 saylı Kanun' Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.