Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2640 E. 2024/947 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, satın aldığı daire ve ortak alanlardaki ayıplı ve eksik işler nedeniyle tespit edilecek bedel farkının, sözleşme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Dairemizin önceki bozma ilamında belirtilen hususlar doğrultusunda, mahkemenin bozma kararına uygun şekilde hüküm kurduğu ve bozma kapsamı dışında kalan kısımların kesinleştiği gözetilerek, davacı vekilinin ve ihbar olunanın temyiz talepleri reddedilmiş ve yerel mahkeme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2021/492 E., 2022/566 K.

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ve ihbar olunan vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, vekil edeninin, davalı ile imzaladığı gayrimenkul satış sözleşmesi ile “İstanbul Halkalı Toplu Konut Projesinden” C2-1 blok 22 nolu daireyi satın aldığını, dairelerin davalının belirlediği program doğrultusunda 2008 yılı Ağustos ve Eylül aylarında teslim edildiğini, tüm edimlerini yerine getirdiğini; ancak, davalının mahal listesine uygun olmayan daireler inşa ederek mağduriyetine sebebiyet verildiğini, dairenin vaadedilen nitelikte olmadığının teslimden sonra anlaşılabildiğini, ayıplı ve eksik işlerin yazılı ve sözlü olarak defalarca bildirildiğini, bir sonuç alınamadığını ileri sürerek; fazlaya ve faize ilişkin hakları saklı kalmak üzere, daire ve ortak alanlardaki ayıplı ve eksik işler nedeniyle tespit edilecek bedel farkının sözleşme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğunu, ayıp ihbar mükellefiyetinin yerine getirilmediğini, dairenin TSE standartlarına uygun imal edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 28.11.2014 tarihli ve 2012/1463 E., 2014/1824 K. sayılı kararıyla; bilirkişi heyeti raporu esas alınarak, davanın kısmen kabulü ile 20.239 TL'nin ıslah tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili, davalı vekili ve ihbar olunan vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 21.12.2016 tarihli ve 2015/30329 E., 2016/23983 K. sayılı kararıyla; ”... yargılama aşamasında alınan bilirkişi heyeti raporunda açık ve gizli ayıplar ile eksik işlerin tek tek sayıldığı süresinde ihbar olmadığı gerekçesiyle açık ayıplar bakımından talebin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, ancak davaya konu dairenin 2008 yılında teslim edildiği, tespit talebinin 2009 yılında yerine getirildiği, işbu davanın 2012 yılında açıldığı gözönünde bulundurulduğunda, davacının gizli ayıpları derhal ihbar ettiğine ilişkin bilginin dosya içerisinde bulunmadığı; ayrıca, bilirkişi heyeti raporu incelendiğinde, gizli ayıp olarak tespit edilen rögar kapaklarının 30-40 cm yukarıda kalacak şekilde yapılması, spor alanları ve yürüyüş parkurlarının site sınırları dışında yapılmış olması vs. hususların açık ayıp iken gizli ayıp olarak nitelendirildiği; buna göre, hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı; öncelikle, gizli ayıplar bakımından süresinde ihbar olup olmadığının değerlendirilmesi, süresinde ihbar olduğu düşünülürse, yeniden uzman bilirkişiler aracılığıyla inceleme yaptırılıp, bu davada talep edilen ayıplı işlerden hangilerinin gizli ayıp ve eksik iş niteliğinde olduğu ayrı ayrı belirlendikten sonra, sonucuna göre karar verilmesi...” gerekçesiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 31.10.2019 tarihli ve 20177437 E., 2019/718 K. sayılı kararıyla; davacının, rögar kapaklarının 30-40 cm yukarıda kalacak şekilde yapılması dahil süresinde ihbar yapıldığı tespit edilen gizli ayıplar ile spor alanları ve yürüyüş parkurlarının site sınırları dışında yapılmasını da eksik ifa olarak talep edebileceği, süresinde ihbar yapılmayan gizli ayıplara ilişkin tanık beyanlarının yeterli olmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile; 7.589 TL’nin; 5.000 TL’lik kısmının dava tarihinden itibaren, bakiye kısmın ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 13.10.2021 tarihli ve 2020/11189 E., 2021/9961 K. sayılı ilamıyla; "...Bilindiği üzere, Yargıtay'ın bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usule ilişkin kazanılmış hak doğmuştur.

Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Eş söyleyişle, kesinleşmiş olan bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usule ilişkin kazanılmış hak teşkil eder. Somut olayda; mahkemece verilen ilk hükümde; rögar kapaklarının 30-40 cm yukarıda kalacak şekilde yapılması, spor alanları ve yürüyüş parkurlarının site sınırları dışında yapılmış olması hususlarının gizli ayıp olarak nitelendirilerek davanın kabul edildiği; bozma kararında ise, söz konusu hususların açık ayıp olarak belirlendiği; buna karşın, bozma kararı sonrası verilen hükümde; rögar kapaklarının 30-40cm yukarıda kalacak şekilde yapılmasını gizli ayıp, spor alanları ve yürüyüş parkurlarının site sınırları dışında yapılmış olmasının da eksik ifa kabul edilerek karar verildiği görülmektedir. Buna göre; bozma kararında belirtildiği üzere, rögar kapaklarının 30-40 cm yukarıda kalacak şekilde yapılması, spor alanları ve yürüyüş parkurlarının site sınırları dışında yapılmış olması hususlarının açık ayıp kapsamında olduğunun anlaşılmasına göre, belirtilen hususlara ilişkin bedeller dahil edilmeksizin belirlenen bedele hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde bozmaya aykırı karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu kabul edilen; "bina çevresin de izolasyon yapılmaması veya yapılan o tekniğine uygun olmamasından kaynaklanan bodrum kat duvar diplerindeki bina temel ve taşıyıcı sisteminin de zamanla etikleyecek olan rutubet izleri, site içi yollarda ve açık kanallarda tespit edilen çökmeler buna bağlı olarak ortaya çıkan göllenmeler, eğim bozuklukları, ve eğim taşlarının uygunsuz döşenmesi neticesinde meydana gelen bozulmalar, asansörlerdeki mevcut sorunlar ve yangın kapılarının yönetmelikte belirtilen donanımda yapılmaması" şeklindeki edilen gizli ayıplar nedeni ile taşınmazda bilirkişi 2. ek raporunda tespit ediliği üzere toplam 2.530,00 TL azalma olacağı anlaşıldığından davacının bu tutarı davalıdan istemekte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, 2.530,00 TL'nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve ihbar olunan vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili, davaya konu açık ayıp, gizli ayıp ve eksik işlerle ilgili olarak K.Çekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/164 D.iş sayılı dosyasında tespit yapıldığını, tespit raporunun davalı TOKİ ye tebliğ edildiğini, Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlar olan, yürüyüş parkurları ve spor alanlarına ilişkin hususların açık ayıp olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, normal seviyede bir tüketicinin kadastrol sınırları bilebilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. İhbar Olunan vekili, husumet itirazlarının Mahkemece değerlendirilmediğini, vekil edeni şirket tarafından yüklenilen ve dava konusu taşınmazın da yer aldığı Halkalı Toplu Konut Projesinin; sözleşme, teknik şartnamelere ve mahal listesine uygun olarak davalı idareye kabulleri yapılarak teslim edildiğini, dava konusu taşınmaza ilişkin satış sözleşmesinin de, davacı ile davalı idare arasında akdedildiğini, dolayısıyla davalı idare ile davacı arasında akdedilen satış sözleşmesi ve satışa dayanak olan katalog, reklam, duyuruların tarafı; sözleşmelerin nisbiliği ilkesi gereğince vekil edeni şirket değil davalı idare olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının davalıdan satın almış olduğu daire ve ortak alanlarındaki ayıplı ve eksik işler nedeni ile tespit edilecek bedel farkının sözleşme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

1 İhbar olunanın taraf sıfatı bulunmadığı ve dolayısı ile temyiz hakkı olmadığından temyiz dilekçesinin reddi gerekir.

2. Temyizen incelenen kararın; bozma ilamında belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince verildiği, bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılamayacak olduğu anlaşılmakla davacının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. İhbar olunanın temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ihbar olunana iadesine,

6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.