Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2649 E. 2024/1157 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Daire satışından kaynaklanan kira kaybı, değer kaybı ve eksik işler nedeniyle alacak istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uygun hüküm kurmasına rağmen, ticari temerrüt faizi yerine yasal faize hükmetmesi ve karşı dava yönünden muaccel olmayan alacak için faiz talebinde bulunulamayacağı gözetilerek karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/285 E., 2022/298 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı görülen alacak ve itirazın iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl ve karşı davaların kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili, davacı ... ile davalı şirket arasında imzalanan 16.07.2008 tarihli sözleşme ile 575.000.00 TL bedelle bir adet bağımsız bölüm satın alındığını, 01.09.2008 tarihine kadar taşınmazın teslim edileceğini ancak sonradan dairenin 01.11.2008 tarihinde çevre düzenlemesinin de 31.12.2008 tarihine kadar yapılıp teslim edileceğinin süresinde teslim gerçekleşmediği takdirde davalı tarafından aylık 5.000.00 TL kira bedeli ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bağımsız bölümün tapusunun davalı tarafından davacı ...'e devredildiğini, 14.09.2009 tarihinde davalı şirkete teslimin yapılmadığı, eksik işler ile davalı tarafından yapılması gerekirken kendileri tarafından yapılan işler ile ilgili olarak ihtarname gönderdiklerini, cevap verilmemesi üzerine Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/192 D.İş. dosyası üzerinden tespit yaptırdıklarını, yapılan tespit sonucunda düzenlenen bilirkişi raporuna göre kendileri tarafından yaptırılan iş bedelinin 124.820.00 TL, yapılmayan sosyal tesisler ve çevre düzenlemesinnden dolayı değer düşüklüğünün 115.000.00 TL, aylık 5.000.00 TL' den toplam 50.000.00.TL kira kaybı zararının olduğunun belirtildiğini ileri sürerek şimdilik kendileri tarafından işler için 50.000.00 TL, değer kaybı yönünden 50.000.00 TL ve kira kaybı yönünden de 60.000.00 TL olmak üzere toplam 160.000.00 TL'nın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP VE KARŞI DAVA

Davalı vekili, sözleşmede belirtilen teknik işlerin yerine getirildiğini, bir takım özel imalatlar için müvekkiline ödenecek toplam bedelden 20.000,00 TL mahsup edilmesi konusunda anlaşıldığını, kararlaştırılan tarihten önce 01.11.2008 tarihinde teslim edildiğini, tespit edilen bedelleri kabul etmediklerini, çevre düzenlemesinin yapıldığını savunarak davanın reddini istemiş, karşı davada; taşınmazın satış bedelinden ödenmeyen 20.000.00 TL'nin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazın iptaline ve lehe icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece; teknik raporda da açıklandığı üzere davalı tarafından bağımsız bölüm ve ortak alanlar yönünden sözleşme kapsamındaki taahhütlerin tam ve zamanında ifa edilmediği, davacıya atfı kabil bir kusur yada sorumluluk bulunmadığı, edimini tam olarak yerine getirmeyen davalının, bundan kaynaklı zararı tazmin yükümlülüğünde olduğu, ancak kira bedellerine ilişkin talep açısından talebin yerinde olmadığı, karşı davanın ispat edilemediği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile % 10 değer kaybı bulunduğu kabul edilerek taleple bağlı 50.000.00 TL değer düşüklüğü, davacılar tarafından tamamlanan iş bedeli 50.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000.00 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, kira kaybı talebinin reddine, karşı dava yönünden; itirazın iptali ve kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince verilen 23.03.2016 tarihli 2016/1127 E., 2016/8494 K. sayılı ilamla; davacılar karşı davalıların aşağıdaki 2. bendin, davalı karşı davacının 3. ve 4. bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, "2-....Taşınmazın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davalı satıcı şirkete aittir. Mahkemece bu ispat külfeti dikkate alınmadan ve taşınmazın hangi tarihte davacılara sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği hususunda ayrıntılı araştırma yapılıp sonuca bağlanmadan ve gerekçesiz olarak davacıların kira kaybı bedeli talebinin reddine karar verilmesi,

3..... O halde mahkemece, bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle, satış tarihi itibariyle dairenin bulunduğu sitede sözleşme ve projede taahhüt edilen sosyal tesisler ve çevre düzenlemesinin yapılmış olması durumundaki rayiç değeri ile (ayıpsız değer), halihazırda yapılmamış olan eksikliklerle nedeniyle rayiç değeri (ayıplı değer) ayrı ayrı belirlenmeli, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı, tespit edilecek bu oran da satış bedeline uygulanarak satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenmeli ve davacıların talebi ile kazanılmış hak da gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde davacının zarar göreceği bir oran taktir edilerek satış bedelinden indirim yapılmak suretiyle karar verilmiş olması,

4..... Karşı davalılar satış bedelinin ödendiğini savunmuşlardır. Hal böyle olunca TMK.’ nun 6. maddesi ve HMK.’ nu hükümleri gereğince, satış bedelinin ödendiğini ispat yükü karşı davalılara ait olup, karşı davalılar ödemeyi yasal delillerle kanıtlamakla yükümlü iken mahkemece ispat yükü yanlışlıkla karşı davacıya verilerek az yukarıda yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir." gerekçesiyle, karar bozulmuştur

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, ayıplı olduğu sabit olan konuta ilişkin alınan bilirkişi raporları doğrultusunda nispi metod uygulanarak değer kaybının belirlendiği, tanık beyanlarına göre dava konusu dairenin şantiyedeyken davalı şirket uhdesinde olduğu, davacının kendi isteklerine göre değişiklik yapmak istemesi nedeni ile tadilat yaptırmak için daireye girmesinin dairenin sözleşmede belirtilen sürede teslim edildiği anlamına gelmediği, sözleşmede süresinde teslim edilmeme halinde kira bedeli ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalının 31.12.2008 tarihinde bağımsız bölümü davacıya teslim ettiğini ispatlayamadığı, karşı dava yönünden karşı davalıların ödeme savunmaların yazılı belge ile ispatlayamadığı gerekçesiyle, taleple bağlı kalınarak asıl davada, 60.000,00 TL kira kaybı bedelinin ve 50.000,00 TL değer kaybı bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, eksik işler bedeli 50.000,00 TL yönünden verilen karar kesinleştiğinden bu konuda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, karşı davanın kabulü ile, karşı davalıların icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, 20.000,00 TL asıl alacağın % 40'ı olan 8.000,00 TL icra inkar tazminatının karşı davalılardan alınarak, karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; kesinleşen kısımlarla ilgili değerlendirme yapılamayacağını, eksik iş, kira kaybı ve değer kaybı bedellerine yönelik ticari temerrüt faizi talep edildiğini, ilk kararın bu şekilde verildiğini, temyiz incelemesinde kesinleşmesine rağmen temyize konu kararda yasal faize hükmedilmesinin doğru olmadığını, karşı davanın süresinde açılmadığını, daire bedelinin ödendiğinin tapu kayıtları ile sabit olduğunu, sözleşmenin 4 üncü maddesinde yazılan işlerin tamamlanmadığını, bu işler yapılmadığı sürece bedel talep hakkı bulunmadığını, eksik işler yönünden davanın kabul edildiğini, davalının cevap dilekçesinde bedelin yapılması gereken işlerden mahsup edildiğini beyan ettiğini, işlemiş faiz ile ilgili inceleme yapılmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili; davanın süre ve davacı ... yönünden husumetten reddedilmesi gerektiğini, davacının 14.10.2008 tarihinde tapuda devralmakla fiilen tasarrufta bulunma imkanına sahip olduğunu, ayıplı teslimin ispatlanmadığını, yapılan tespitin ayıp ve eksik işlere yönelik olmadığını, kendi yaptığı masrafları belirttiğini, lüks masrafların talep edildiğini, resmi şekilde yapılmadığından cezai şart istenemeyeceğini, tapu teslimi ile hakkını saklı tutmadığını, emsal kira tutarından fazla cezai şart belirlendiğini, takdiren indirim yapılmasını istediklerini, lüks masraflara ilişkin faturanın 09.02.2009 tarihinde düzenlendiğini, buna karşın 31.12.2009 tarihinde teslim edildiğine dair gerçek dışı beyanda bulunulduğunu, başka bir faturanın 22.11.2008 tarihinde düzenlendiğini, bu faturaya göre belirlenen tarihten önce teslim edildiğini, davacının ödemesi gereken 20.000,00 TL'yi ödemediğini, denkleştirici adalete ilkesi kapsamında hesaplama yapılması taleplerinin kabul edilmediğini, edimini ifa etmeyen tarafın karşı tarafı ifaya zorlayamayacağını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, daire satışından kaynaklanan kira kaybı, değer kaybı ve alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan Mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) "Borçlunun temerrüdü" başlıklı 117 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere, bozma ilamına uygun olarak nispi metoda uygun değer kaybı belirlenmesine, davalının sözleşmeye uygun olarak teslim yükümlülüğünü yerine getirdiğine ispatlayamamasına, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davalı karşı davacının tüm, davacı karşı davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2. Asıl davada talep edilen alacak kalemlerine ilişkin ticari temerrüt faizi talep edildiği, mahkemece verilen ilk hükümde de aynı şekilde faiz uygulandığı, söz konusu hükmün faiz yönünden bozulmadığı, bu kapsamda ticari faizin davacı yararına usuli kazanılmış hak teşkil ettiği görülmekle, davacı yararına ticari temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde yasal faize hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirir.

3. Karşı davada; asıl alacak ve faiz toplamı üzerinden icra takibi başlatıldığı, karşı davalının borca, ferilerine ve işlemiş faize itiraz ettiği, yargılama neticesinde ise takibin tamamına yönelik itirazın iptaline karar verildiği belirlenmekle, muaccel olmayan alacak için faiz talep edilemeyeceğinden asıl alacak üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, takibin tümüne yönelik itirazın iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasını gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı karşı davacının tüm, davacı karşı davalının sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (2) ve (3) numaralı bentlerindeki "yasal faizi ile" ifadesinin çıkarılarak yerine "ticari temerrüt faizi ile" ifadesinin eklenmesi, hüküm fıkrasının karşı davaya ilişkin (4) numaralı bendinin çıkarılarak yerine "karşı davanın kabulü ile karşı davalıların Gebze 1. İcra Müdürlüğünün 2020/6801 Esas sayılı dosyasındaki asıl alacağa yönelik itirazlarının iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine" yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere olmak üzere,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının davacıya temyiz edene yükletilmesine,

İstek halinde temyiz harcının davalıya iadesine,

6100 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.