Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2670 E. 2024/2343 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin, vale hizmeti verdiği alanda meydana gelen bıçaklama olayında, fail valelerin adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu olup olmadığına ilişkin tazminat davası uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirket ile olay faili valeler arasında adam çalıştıran-çalışan ilişkisi bulunmadığı, davalının failler üzerinde denetim ve gözetim yetkisinin olmadığı ve faillerin davalının talimatlarına bağlı çalışmadığı gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/713 E., 2023/965 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/147 E., 2022/530 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.09.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde gelen davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ...'ın sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 11.00'da Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının vale olarak çalıştığını, davalı şirketin ise vale hizmeti verilen sahada sınır komşusu olduğunu, 26.02.2020 günü davalı şirketin valesi olarak çalışan dava dışı ... ve ...'ın park yeri konusunda çıkan kavgada davacıyı kalbinden ekmek bıçağı ile bıçakladıklarını, dava dışı ...'yı da ağır şekilde yaraladıklarını, olay nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan soruşturmanın devam ettiğini, davalı şirketin, suç dosyaları kabarık ve suç işlemeye eğilimli valeleri çalıştırmakla asli ve tam kusurlu olduğunu, davacının olay nedeniyle göğüs kafesinin kesilip kalbinin açıldığını, 48 dikiş atıldığını, 33 yaşında malul bırakıldığını, bu süreçte işe gidemediğini, bakmakla yükümlü olduğu bir kızı ve çalışmayan eşi bulunduğunu, davalının adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 50.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davaya konu olayda yer alan şahısların davalının çalışanı olmadığını, davalı ile aralarında herhangi bir iş veya çalışma ilişkisinin söz konusu olmadığını, tamamen bağımsız olarak kendi nam ve hesaplarına çalıştıklarını, adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluğun doğması için öncelikle çalıştıran ve çalışan sıfatlarının olması, çalıştıranın emir ve talimatları doğrultusunda bir işin görülmesi, bağımlılık ve menfaat sağlanması durumlarının olması gerektiğini, dava dilekçesinde anlatılan olayda şahısların valeleri olduğu iddiası varsa da davalıya ait işletmede vale hizmetinin olmadığını savunarak, husumet itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının uğradığı zarardan sorumlu tutulabilmesi için öncelikle zarara sebep olan kişinin davalının çalışanı olması gerektiği, dava dilekçesinde olayın faili olarak belirtilen ve ceza yargılamasında sanık olan şahısların resmiyette davalı çalışanı olarak kayıtlarının bulunmadığı, dosya kapsamında dinlenen davalı tanıklarından ..., ... ve davacı tanığı ...'in beyanlarına göre davalı şirket ile bir bağlılıklarının veya anlaşmalarının olmadığı, bağımsız ve serbest çalıştıkları, işletme ile aralarında para alışverişinin olmadığı, tanıkların olaya ilişkin ve tutarlı beyanlarının itibar edilebilir olduğu, dinlenen diğer davacı tanıklarının olay sonrasına ilişkin uyuşmazlık çözümüne dair olmayan beyanlarının itibar edilebilir olmadığı, aynı olayda yaralanan diğer şahsın açtığı davada davalının pasif husumetinin bulunmaması sebebiyle davanın reddine yönelik verilen kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği, davalının işveren sıfatının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; kararın yerinde olmadığını, adam çalıştıranın, "işveren" kavramını da içeren ve fakat ondan daha geniş bir kavram olduğunu, bu hallerde adam çalıştıranın meydana gelen zarardan kusursuz olarak sorumlu olduğunu, haksız fiili ika eden kişilerin davalı şirkette resmi olarak çalışmıyor olmasına dayanılarak davanın reddedildiğini oysaki mevzuat ve yargı uygulamasında adam çalıştıranın sorumluluğuna yönelebilmek için resmi, yazılı akitlere dayalı bir çalışma ilişkisinin aranmadığını, fiili ika edenler olarak ... ve ...'in, davalı şirket işletmesine gelen müşterilerin araçlarını alarak yol kenarlarına park etme işi ile şirket ad ve hesabına çalıştığının sabit olduğunu, davalı şirketin işletilme usulü ile verilen hizmet arasında sıkı bağlantı bulunması nedeniyle burada bir istihdam ilişkisi kurulduğunu, bu çalışma ilişkisinin bizzat ... ve ...'ce ikrar edildiğini, davalı şirket talimatları doğrultusunda, davalı şirket lehine ve hesabına; bu şirket müşterilerinin araçlarını park etmesi sonucunda, davalı şirketin adam çalıştıran sıfatını haiz olduğunu, ... ve ...'in sigortasız olarak çalıştırılmasının sadece davalının hukuka aykırı bir şekilde adam çalıştırdığını gösterdiğini, adam çalıştıranın sorumluluğuna yönelebilmek için ekonomik/organizasyonel bağlılık durumunun yeterli görülmesi gerektiğini, davalı adına valelik hizmet tesis edilmesinin ise bağımlılık ilişkisini ortaya koyduğunu, şayet Mahkeme "adam çalıştıranın sorumluluğu" hükümlerine dayalı tazminata hükmetmeyecek olsa dahi, vale olarak çalışan kişilerin ifa yardımcısı olduğu muhakkak olduğundan davanın kabulü gerektiğini, davalı işletmeye gelen müşterilerin araçlarının park edilmesinin hem valeler için hem de şirket için bir kazanç sağladığını, suça yatkınlığı olan kimseleri yanında çalıştıran şirketin, müstahdem olarak üzerine düşen görev ve yükümlülükleri yerine getirmemesinin şirketi, meydana gelen zararda ortak kusurlu hale getirdiğini, tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapma gibi bir zorunluluğu olmadığını, davalı şirket bünyesinde bir biçimde görevli olan, davalı şirketin işyeri sınırları dahilinde şirket lehine çalışan, şirketten talimat alan, bu görevle ilgili olarak yaratılan ihtilafta davacıyı yaralayan kişilerin fiilinden ötürü davalı şirketin de sorumlu olduğunu, ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tanık beyanlarından, olayın faillerinin davalı çalışanı olduğunun SGK kaydı gibi bir kayıtla da ispat edilemediği, dosya kapsamına göre failler ile davalı arasında iş akti bulunmadığı, davalının failler üzerinde denetim ve gözetim yetkisi ve sorumluluğu veren ilişki bulunmadığı ve onun talimatlarına bağlı olmadığının anlaşıldığı, kaldı ki ceza dosyasında olayın faillerinin işyerinde çalıştıklarına dair soyut beyanlarının davalının adam çalıştıran sıfatını taşımasına yeterli olmadığı, aynı olayla ilgili Dairenin 2022/366 E. sayılı kararının Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 11.05.2022 tarihli ve 2022/3234 E., 2022/4452 K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, adam çalıştıranın sorumluluğundan kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun; " Adam çalıştıranın sorumluluğu" başlıklı 66 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye ve özellikle, davacıya zarar veren haksız fiilin faili olan şahıslar ile davalı şirket arasında adam çalıştıran-çalışan ilişkisinin olmadığının, bu itibarla davalının adam çalıştıran sıfatının ve kusursuz sorumluluğunun bulunmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

17.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.