"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2585 E., 2023/715 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/258 E., 2022/400 K.
Taraflar arasındaki istirdat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; İstanbul ili Zeytinburnu ilçesi, Merkezefendi Mahallesi 2959 ada 2 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerine intikal eden 5/24 payı hakkında kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat istemiyle açılmış olan dava sonucunda, Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/348 E., 2012/271 K. sayılı kararı ile hükmedilen tazminatın ödendiğini, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafında ödeme yapılırken mezkur taşınmazın tapu kaydında bulunan "Sultan ... Vakfı" adına konmuş vakıf şerhinin terkin edilmesi için %10 oranında taviz bedelinin mahsup edilerek davalı kurumun hesabına yatırıldığını, " ... Vakfı"nın gayri sahih vakıflardan olması nedeniyle taviz bedeline tabi olmadığını, dolayısıyla mezkur taşınmaz üzerindeki vakıf şerhinin taviz bedeli ödenmeksizin terkini gerektiğini, ileri sürerek; mahsup edilen taviz bedelinin kesintinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek tüm faiz ve fer'ileriyle tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, eldeki davanın hukuki dayanağının bulunmadığını, dava konusu taşınmazın mukaatalı bir vakıf olması nedeniyle 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 18 inci maddesi gereğince taviz bedeli tahsil edildiğini, icareteynli ve mukataalı taşınmazlardan alınan taviz bedelinin bir gayrimenkul mükellefiyeti olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin16.11.2017 tarihli ve 2016/401 E.ve 2017/445 K. sayılı kararıyla; taşınmazın tapu kaydında Sultan ... Vakfından mukataalı şerhinin bulunduğu, adı geçen vakfın sahih vakıflardan olduğu, Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.09.2012 tarihli ve 2010/348 E., 2012/271 K. sayılı ilamında "tapu kaydındaki takyidat, vakıf şerhi ve taviz bedelinin" bedele yansıtılması şeklindeki hükmü nedeniyle taviz bedelinin yatırıldığı, bedelin iadesi isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 01.10.2020 tarihli ve 2018/1259 E., 2020/1030 K. sayılı kararıyla; taşınmaza ait tapu kaydının getirtilerek vakıf durumunu gösterir kayıtlar, dayanılan diğer belgeler ve vakfiye kapsamında, Vakıflar Genel Müdürlüğünden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınması, tapu kaydı üzerinde bu konuda uzman üniversite (Hukuk Fakültelerinin Medeni Hukuk kürsülerinde görevli) öğretim üyeleri arasından oluşturulacak üçlü bir bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde keşif yapılarak, davaya konu vakıf ve şerhinin sahih olup olmadığının tespiti amacıyla denetime ve hüküm kurmaya elverişli, bilimsel verilere uygun şekilde rapor alınması ve varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, dosyaya sunulan diğer raporlar ve uzman görüşlerine aykırı rapora dayanılarak hüküm kurulmasının usule aykırı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; istinaf kararı doğrultusunda içerisinde vakıf konusunda uzman öğretim görevlisi bilirkişilerinde bulunduğu heyet ile mahallinde keşif yapıldığı, alınan bilirkişi raporu ile vakfiye senedi ve taşınmaz kayıtları da incelenerek, taşınmazın öncesinin miri arazi niteliğinde olduğu, taşınmazın gayri sahih vakfedilmiş olması nedeniyle taviz bedeline tabi olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İKİNCİ İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; söz konusu taşınmazın " ... Vakfından senevi 3 kuruş 20 pare icareli" olduğunun tespit edildiğini, zamanın mer'i hukuk kurallarına uygun şekilde sahih vakıf statüsünde kurulmuş bir vakfın emlakinden bulunduğunu, kök kaydında mukataalı olduğunun sabit olduğunu, İstanbul'un en eski yerleşim yerlerinden olan Zeytinburnu ilçesi, Merkezefendi Mahallesinde bulunması nedeniyle Arazi Kanunnamesinin 2 inci maddesi kapsamına giren sırf mülk yerlerden olduğunu, mülk yerlerin sahih yolla vakfedildiklerinden dava konusu vakfın da sahih vakıf olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemece 22.10.2021 tarihinde taşınmaz üzerinde yapılan keşif neticesinde, kadastro mühendisi ve medeni hukuk alanında öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda taşınmazın, vakfiyede vakfedilen alanın içinde yer aldığının tespit edildiği, vakıf durumunu gösterir kayıtlar (vakfiye örneği) ve taşınmaza ait kök tapu kaydının incelenmesinden dava dosyasındaki 2113 nolu defterin 195. sayfa 33.sırasında kayıtlı “ ... Vakfı”na ait Osmanlıca Vakfiyesinin köy, kasaba ve şehir içindeki mülk topraklarda vakfedilmiş taşınmazlar olduğu gibi vakfın kurulduğu tarihte miri arazi niteliğinde yerlerin de bulunduğunun görüldüğü, taşınmazın aslının 1.598 m² ahşap ev ve bahçe olduğu ama öncesinde bir kısmının ayrılarak caddeye katıldığı, tapu kaydında ise arsa vasıflı olduğu, taşınmazın konumu ve büyüklüğü dikkate alındığında vakfedildiği tarihte mülk arazi olarak nitelenemeyeceği, miri arazi niteliği taşıdığı kanaatine varıldığı, raporda emsal Yargıtay kararlarındaki bozma gerekçelerinin irdelendiği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vakıf taviz bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 3 ve 18 inci maddeleri,
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararda belirtilen gerekçeye, özellikle Dairemizin yerleşmiş içtihatları doğrultusunda vakfiye ve taşınmazın tapu kayıtları getirtilerek bilirkişiler refakate alınmak suretiyle mahallinde keşif yapılmış olmasına, konusunda uzman bilirkişilerden alınan rapor ile vakfın sahih olduğunun ancak öncesinde miri arazi olduğu belirlenen dava konusu taşınmazın gayri sahih olarak vakfedildiğinin belirlenmiş olmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulanan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.