Logo

3. Hukuk Dairesi2023/2957 E. 2024/836 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tüketici kredisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali talebinde, muacceliyet ihtarının usulüne uygun olup olmadığı, uygulanan faiz oranlarının ve bilirkişi raporunun hukuka uygunluğu ile takibin devamına karar verilecek miktarın tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozma kararına uygun olarak davalının icra takip tarihi itibarıyla olan borcunu bilirkişi raporuna dayalı olarak hesapladığı, uygulanan faiz oranlarının ve bilirkişi raporunun hukuka uygun olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2020/753 E., 2022/379 K.

Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince davanın kısmen kabulüne dair Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalı ile 23.05.2006 tarihinde 40.000,00 TL bedelli tüketici kredi sözleşmesi imzalandığını, davalı adına kayıtlı olan 175 ada 1 parsel 18 nolu bağımsız bölüm üzerine limit ipoteği konduğunu, davalının ödeme yükümlülüklerini ihlal etmesi üzerine Beyoğlu 23. Noterliğinin 02.04.2009 tarihli ihtarnamesinin keşide edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 2013/2962 E. sayılı dosyası ile 50.888,90 TL bedelli ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı bankanın, aynı taşınmaz için Mersin 3. İcra Müdürlüğünün 2009/7958 E. sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yaptığını, bu takibin ise mükerrer olduğunu, 02.04.2009 tarihli ihtarnamede toplam borcun 7.499,77 TL olduğunun bildirilmesi üzerine ihtarnameye itiraz edildiğini, kredinin tüketici kredisi olması sebebiyle uygulanan faiz oranın tüketici kredilerine uygulanan oranda olması gerektiğini, uygulanan faizin 4077 sayılı yasaya ve sözleşmeye aykırı olduğunu, müvekkilinin yaptığı ödemelerin hesaba alınmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI:

Mahkemenin 30.04.2015 tarihli ve 2013/786 E., 2015/815 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile Mersin 6. İcra Müdürlüğünün 2013/2962 E. sayılı dosyasındaki takibin 31.239,18 TL asıl alacak, 122,46 TL işlemiş akti faiz, 11.759,35 TL işlemiş temerrüt faizi ve 594,09 TL BSMV üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağın % 20'si üzerinden hesaplanan 6.247,84 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin 30.04.2015 tarihli kararına karşı, süresi içinde, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 26.03.2018 tarihli ve 2015/31928 E., 2018/3534 K. sayılı ilamıyla; 4077 sayılı Kanun'un 10B/5 inci maddesine göre kalan borcun tümünün ifasının istenebilmesi için tüketicinin birbirini izleyen en az iki ödemede temerrüde düşmesi gerektiği, bankanın en az bir ay süre vererek muacceliyet uyarısında bulunmasının zorunlu olduğu, davacı banka tarafından davalıya borcunu ödemesi için gönderilen 02.04.2009 tarihli ihtarnamede 31.3.2009 tarihi itibariyle kredi hesabı kat edilerek kalan anapara ve gecikme faizi ile işlemiş faizin 23 günlük süre içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği, verilen sürenin kanunun emredici hükmüne uygun olmadığından davacının tüm alacağının muaccel hale gelmediği, davacı bankanın, tüm kredi borcu için takip yapamayacağı, ancak, davalı borçlunun takip tarihinde halen ödemediği ya da eksik ve geç ödediği taksitler nedeniyle gecikme faizi ve diğer fer'ileriyle birlikte takip yapma hakkına sahip olduğu, Mahkemece, davalı borçlunun takip tarihine kadar ödemediği taksitlerle, geç ödeme nedeniyle gecikme faizi ve fer'ilerinin miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenecek miktar üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin, karar başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmaya uyularak, 2006 yılında kullandırılan 40.000,00 TL bedelli 96 ay vadeli Tüketici kredisinin 31 taksitinin ödendiği, kalan taksitlerin ise ödenmediği, 4077 sayılı Kanun'un 10-B/5 inci maddesine göre, kalan borcun tümünün ifasının istenebilmesi için tüketicinin birbirini izleyen en az iki ödemede temerrüde düşmesi halinde asgari bir ay süre verilerek muacceliyet uyarısında bulunulması gerekirken, 23 gün süre verilmesi nedeniyle davacının tüm alacağının muaccel hale gelmediği, bankacı bilirkişiden alınan raporda davalının icra takip tarihi itibarıyla, asıl alacak, akdi faiz ve temerrüt faizi, olmak üzere toplam 41.324,14 TL borçlu olduğunun ve asıl alacağa %16,53 oranında temerrüt faizinin uygulanmasının gerektiğinin tespit edildiği, bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, ancak takip talebinde 1.214,87 TL akdi faiz talebinde bulunulduğundan taleple bağlı kalınması gerektiği, itirazın kısmen haksız olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptali ile takibin; 22.597,23 TL asıl alacak, 1.214,87 TL akdi faiz, 7.282,66 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 31.094,76 TL üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %16,53 oranında temerrüt faizi işletilmek suretiyle devamına, asıl alacak likit olduğundan davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin asıl alacağın %20'si oranında kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; dava dilekçesini tekrar etmek suretiyle, davalının kötü niyetli olarak alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla borca itiraz ettiğini, 50.888,99 TL bedelli takip başlatıldığını, alacağın tamamı yönünden davanın kabulünün gerektiğini, verilen kararın müvekkilinin hak kaybına sebep olacağını belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili; önceki beyanlarını tekrar etmek suretiyle, 02.04.2009 tarihli ihtarnamede toplam borcunun 7.499,77 TL olduğunun bildirildiğini, bankanın gönderdiği hesap özetine yasal süresi içerisinde itiraz edildiğinden alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğini, takibin yasal dayanağının bulunmadığını, kullanılan kredinin tüketici kredisi olduğundan tüketici faizi uygulanması gerekirken, raporda akdi faiz ve temerrüt faizi oralarının uygulandığını, muacceliyet ihtarı usulüne uygun olmadığından temerrüde düşülmediğini, bankanın tek taraflı faiz oranını artırmasının iyi niyetli olmadığını

belirterek, hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tüketici kredisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 4077 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi,

2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) "İtirazın İptali" başlıklı 67 nci maddesi,

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre, Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma doğrultusunda inceleme yapıldığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların yasaya uygun olarak yapıldığı, uygulanan akdi ve temerrüt faiz oranlarının yasal çerçevede olduğunun anlaşıldığı raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, anlaşılmakla; davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Davalı taraf harçtan muaf olduğundan peşin alınan temyiz harcının iadesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.