"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/780 E., 2023/51 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/13 E., 2019/433 K.
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin iptali ile irat kaydedilen teminat bedelinin iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkili Karaçobanoğlu Ltd. Şti. ile davalı ... arasında 04.01.2019 tarihinde 01.01.2019-30.04.2019 dönemine ilişkin ekmeklik un alım sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme ilişkisi devam ederken davalı Belediye tarafından 23.01.2019 tarihli yazı ile, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 11 nci maddesinin (g) bendi uyarınca şirket ortaklarından münferiden yetkili...'ün Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde görülen dosya kapsamında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılandığı gerekçesiyle, 90.000,00 TL tutarlı kesin teminatın irat kaydedileceğinin ve sözleşmenin 23.01.2019 tarihi itibari ile fesih edildiğinin bildirildiğini, ...ün %50 paya sahip olduğunu, bu maddenin uygulanabilmesi için hakkında yasaklama kararı bulunan ortağın şirketin sermayesinin yarısından fazlasına sahip olması gerektiğini, davalı Belediye kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek davalının sözleşmeyi feshi ve kesin teminatın irat kaydı kararının iptali ile sözleşmenin devamına, bu talepleri kabul görmez ise 90.000,00 TL bedelli kesin teminat bedelinin sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacı ile müvekkili idare arasında imzalanan sözleşme gereği davacı tarafından 04.01.2019 tarihli 90.000,00 TL bedelli teminat mektubununun idareye teslim edildiğini, davacının 4734 sayılı Kanun'da ihaleye katılma yasaklarına rağmen bilerek ve isteyerek ihaleye katılıp, müvekkili idare ile sözleşme imzaladığını, daha sonra Valilikten gelen cevabi yazı ile şirket ortağının terör örgütüne iltisakının tespit edilmesi ile sözleşmenin fesih edilip teminatın irat kaydedildiğini, sözleşmenin feshi hususunun taraflar arasında yapılan sözleşmenin 35. maddesinde, fesih halinde yapılacak işlemlerin de 37. maddesinde düzenlendiğini, 4734 Kamu İhale Kanununun 11 inci maddesine 2016 yılında 678 sayılı KHK ile eklenen (g) bendinin, 684 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesiyle değiştirildiğini, buna göre terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirilen gerçek ve tüzel kişilerin doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere katılamayacaklarının düzenlendiğini, yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı Belediyenin, terör örgütü iltisakını emniyetten gelen yazı ile öğrenilmesine müteakip sözleşmesinin fesh edildiğini, davacının bu durumu gizlemek suretiyle ihaleye girerek idareyi yanılttığını, bu durumu gizlemesinin kendi aleyhine sonuç yaratacağından kurumun ihalenin feshinde haklı olduğu, idarenin bu durumu bilmesi halinde davacıyı ihaleye almayacağı ve sözleşme yapmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davalı idarenin yasal dayanağı olmadan valilikten gelen yazıyı hukuki olarak değerlendirmeden doğrudan sözleşmeyi fesih ettiğini, Mahkemece farazi ve varsayıma dayalı gerekçe yaratıldığını, delilleri toplamadan ve bu hususta bilirkişi incelemesi yapmadan eksik inceleme ile karar verildiğini ve yasal mevzuatı somut olaya uygulamakta hataya düşüldüğünü belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili; idare tarafından uygulanan işlemin keyfi bir işlem olmayıp 4734 sayılı İhale Kanun'un ve 684 sayılı KHK ilgili maddeleri gereğince yapıldığını, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, ancak verilen kararda müvekkili idare yönünden vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek, davanın reddine dair verilen kararın idare lehine vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; karşı tarafa ulaştırılacak irade beyanı ile sonuç alınabilecek konuda dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gibi eda istemi bulunmayan davalarda feshin haksızlığının tespitini talep etmekte davacının hukuki yararının bulunmadığı ayrıca mahkemenin fesih işlemini iptal ederek idareyi zorlayıcı bir karar vermesinin mümkün olmadığı, 90.000,00 TL tutarlı kesin teminatın dava tarihinden sonraki bir tarih olan 28.01.2019 tarihinde paraya çevrildiğinden, terditli istem açısından da eda davası niteliğinde bir istemden ve dolayısıyla hukuki yararın varlığından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç bulunmadığından düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, ...Ü.T.'nin 7/2 nci maddesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; önceki beyanlarını tekrarla, 25.01.2019 tarihli davada sözleşmenin feshine ve bu sözleşme kapsamında verilen Ziraat Bankası Tarsus Girişimci Şubesine ait 90.000,00 TL kesin teminat mektubunun paraya çevrilmesi ve irat kaydedilmesine dair kararın ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasının talep edildiğini birincil talep olarak sözleşmeyi fesih ve kesin teminatın irat kaydı kararının iptali ile sözleşmenin devamına, ikincil talep olarakta; bu talepleri kabul görmez ise 90.000,00 TL bedelli kesin teminat bedelinin sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinin istendiğini, birincil talepte eda isteminin olmadığından bahsedilemeyeceğini, davanın ihtiyati tedbir istemli açıldığını, ihtiyati tedbir kararı verilmeyince teminat mektubunun paraya çevrildiğini, birincil talepte de ikincil talepte de eda taleplerinin bulunduğundan sözleşmenin haksız ve hukuka aykırı fesh edilmesinin tespitinde hukuki yararlarının bulunduğunu, ikincil talep açısından 90.000,00 TL bedelli kesin teminat bedelinin tahsili istemi eda davası olup dava tarihinde teminat mektubunun paraya çevrilmesinin şart olmadığını, hükümden önce çevrilmiş olmasının yeterli olduğunu, belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sözleşmenin feshinin iptali ve irat kaydedilen teminatın iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun 114/ 1-h ve 115 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan hallere, dava (yargılama) şartları denir. 6100 sayılı Kanun'un 114/1-h maddesi gereği davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması, dava şartıdır. Dava açmakta hukuki yarar için; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca, açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin, hakkına ulaşmak için, Mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan sözedilebilir. Bir Mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez (Pekcanıtez H., Atalay, O./Özekes, M.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2011, s.297).
2. Bilindiği üzere, mahkemeden istedikleri hukuki korunmaya göre davalar eda davaları, tespit davaları ve inşai davalar olarak ayrılmaktadır.
3. Eda davalarında; bir şeyin yapılması, bir şeyin verilmesi veya bir şeyin yapılmaması istenir.
4. Bölge Adliye Mahkemesince; eda istemi bulunmayan davalarda feshin haksızlığının tespitini talep etmekte davacının hukuki yararının bulunmadığı, 90.000,00 TL tutarlı kesin teminatın dava tarihinden sonraki bir tarih olan 28.01.2019 tarihinde paraya çevrildiğinden, terditli istem açısından da eda davası niteliğinde bir istemden ve dolayısıyla hukuki yararın varlığından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle; davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, karar verilmiş ise de, davacı tarafından 25.01.2019 tarihinde verilen dilekçe ile davalı Belediyenin 23.01.2019 tarihli yazı ile bildirdiği sözleşmeyi feshi ve kesin teminatın irat kaydı kararının iptali ile sözleşmenin devamına, bu talepleri kabul görmez ise 90.000,00 TL bedelli kesin teminat bedelinin sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edildiği anlaşılmaktadır.
5. Dava şartlarının sonradan tamamlanması halinde dava açıldığı tarihdeki dava şartı yokluğundan davanın reddedilmesi mümkün değildir. Dava şartı noksanlığı kendiliğinden tamamlanmasa dahi tamamlanmasının mümkün olması durumunda, 6100 sayılı Kanun'un 15-2 nci maddesine göre davacıya 2 haftalık kesin süre verilmesi gerekir. Davacının teminatın iadesi ve sözleşmenin feshi işleminin iptalini istemekte hukuki yararı bulunmaktadır. Bu nedenle dava tarihinden sonra teminatın irat kaydedildiğinden bahisle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
6. Bölge Adliye Mahkemesince; davanın eda davası olduğu ve davacının her iki talep yönünden de söz konusu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun gözetilmesi, ceza dosyasının da incelenmesi suretiyle toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, ulaşılacak sonuca göre esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeyle davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup kararın bozulmasını gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373 üncü maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.