Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3019 E. 2024/1519 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıların işlettiği go-kart pistinde meydana gelen kazada davacıların yaralanmasından dolayı açılan tazminat davasında, hizmetin ayıplı olup olmadığı ve illiyet bağının bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporlarına dayanılarak, davacıda meydana gelen yaralanmanın davalıların ayıplı hizmet sunumundan kaynaklandığı ve ayıplı hizmet ile yaralanma arasında uygun illiyet bağının bulunduğu değerlendirilerek, davalıların temyiz itirazları reddedilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının 19.07.2018 tarihinde davalılara ait işletmede Go-Kart adı verilen araçla geçirdiği kaza neticesinde malûl kalacak şekilde yaralandığını, kazanın oluşumunda davalıların tam kusurlu olduğunu ileri sürerek, alacaklarının tam ve belirlenebilir hale gelmesinden sonra artırılmak üzere şimdilik 100,00 TL maddi tazminat ile 100,000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 22.06.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 361.632,81 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı şirket vekili; davalı şirketin, diğer davalı ... Belediyesinin iştiraki olduğunu, 15.10.1999 tarihli ve 23847 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Özel Beden Eğitimi ve Spor Tesisleri Yönetmeliği'nin 10 uncu maddesi, 06.10.2006 tarihli ve 26311 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu Ana Statüsü'nün 6. maddesinin (d) ve (g) bentleri ve 11.07.2013 tarihli ve 20262901 020/4464 sayılı Gençlik ve Spor Bakanlığı oluruna dayanılarak hazırlanarı "Hobi Karting Pist Talimatı” standartlarına uyarak yapılan tüm denetimlerden geçtiğini, her yıl sözkonusu belgelerin gerekli denetimlerden geçerek yenilendiğini, işyerinde çalışanlar ve pist sorumlularının gerekli tüm eğitimleri aldıklarını, 4-5 dilde uyarı levhalari bulunduğunu, go-karta binmeden önce de görevliler tarafından gerekli uyarıların sürücülere yapıldığını, sürüş sırasında kask ve bone kullanımının mecburi olduğunu, kazanın oluşumunda davalı şirkete atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığını, davalı şirketin kaza sonrasında üzerine düşen tüm sorumlulukları eksiksiz yerine getirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... vekili; davalı ... yönünden idari yargı yerinde görülmesi gerektiğini, ayrıca kazanın meydana geldiği işletmenin işleteni ve sorumluluk sahibi davalı ... olmadığından husumet itirazında bulunduklarını, kazanın oluşumunda davalı ... atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıda meydana gelen yaralanmanın davalıların ayıplı hizmet sunumundan kaynaklandığı, ayıplı hizmet ile yaralanma arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, işletmenin öngörülebilen riskleri değerlendirerek gerekli tedbirleri almadığı, uyarı ikaz işaretlemelerinin kaza öncesinde saç, şal, atkı, uzun kıyafet gibi rüzgarın uçurabildiği uzun saçlı ve giysili sürücüler konusundaki tedbirlerinin yetersiz olduğu, bu konuda işletmenin ve çalışanların gerekli dikkati ve özeni göstermediği, Hobi Karting Pist Talimatlarını tam olarak yerine getirmediği, işletmeci tarafından sürücülere dağıtılması ve hobi go-kart faaliyetinde dikkat edilmesi gereken asgari unsurları belirten el broşürünün verilmediği, güvenlikle ilgili uyarı ve ikaz işaretlemelerinin yetersiz kaldığı, kullanılan go-kartların üstünde görünebilecek şekilde güvenlikle ilgili bilgiler uyarı ve ikaz içeren sticker yapıştırılmadığı, araçın sürücüye verilmesinden önçe imzalı bir sorumluluk beyanı alınmadığı, olayın meydana gelmesinde davalı Belediyenin %60, davalı şirketin %20, davacının ise bonenin tam olarak tutmaması nedeniyle saçlarını kask ile bone arasına sıkıştırması nedeniyle %20 kusurlu bulunduğu, alınan bilirkişi raporu ile maddi tazminatın 361.632,81 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 361.632,81 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı ... vekili; olay ile ilgili kusur sorumluluğunun olduğunu gösterir kesinleşmiş bir yargı kararı veya tespit bulunmadığını, maddi olgunun ve sorumluluğun tespit edilmesi için ceza davasının sonucunun beklenilmesi gerektiğini, olayın öngörülemediğini, talep edilen tazminatların ıslaha yönelik zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, ayrıca davacı taraf lehine her bir talep için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı şirket vekili; olayın meydana geldiği işletmede go-kart araçlarını kullanan sürücülerin uyması gereken talimatlar, uygulanması gereken tedbirler ve dikkat edilmesi gereken hususların tamamının tabelalar ve el broşürlerinde muhtelif dillerde açıkça belirtildiğini, ayrıca işletme personelleri tarafından sözlü bilgilendirmelerin de yapıldığını, müşterilerin güvenliğini sağlamak adına işyerinde bone ve kask bulundurulduğunu, davacının kendisine hiçbir uyarıda bulunulmadığı ve file yahut kask takılmadığına yönelik ifadelerinin tamamiyle asılsız olduğunu, bilirkişi raporunda dava konusu kazada davalı ... ile davalı şirketin müştereken sorumlu olduğu belirtilmişken, 22.03.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda davalı şirketin %60 oranında kusurlu sayılmasının çelişki arz ettiğini, ne şirketin ne de davalı Belediyenin dava konusu kazanın meydana gelmesinde bir kusuru yahut ihmalinin bulunmadığını, dosya kapsamında alınan 15.04.2022 tarihli tazminat raporunda SGK tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının tespit olunamadığının ve dolayısıyla hesaplanan bedel üzerinden bu yönde bir indirim yapılamadığının belirtildiğini, davacı lehine hükmolunan manevi tazminat tutarının da fahiş olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu eylemin 5237 sayılı TCK'nın 89 uncu maddesinde düzenlenen taksirle yaralama suçu kapsamında bulunduğu, olay tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesi gereğince zamanaşımı süresi 8 yıl olduğu, davaya konu olayın 19.07.2018 tarihininde meydana geldiği, buna göre gerek dava tarihi ve gerekse ıslah tarihi itibarı ile zamanamışı süresinin dolmamış olduğu, maddi ve manevi tazminat açısından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hüküm tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan AAÜT'nin 10 uncu maddesinde yer alan mevcut düzenlemeye uygun olduğu, davacıda meydana gelen yaralanmanın davalıların ayıplı hizmet sunumundan kaynaklandığı, ayıplı hizmet ile yaralanma arasında uygun illiyet bağının bulunduğu, ayrıca olay tarihi, olayın gelişim şekli, eylemin niteliği, tarafların neticenin ortaya çıkmasına etki eden kusur durumları, yaralanmanın niteliği dikkate alındığında, davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı da yerinde olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekilleri; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hizmetin ayıplı olmasına bağlı olarak gerçekleşen bedensel zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 13 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçe bilirkişi raporlarının denetime elverişli bulunmasına, davacıda meydana gelen yaralanmanın davalıların ayıplı hizmet sunumundan kaynaklandığının anlaşılmasına göre, davalıların temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.