Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3022 E. 2024/1201 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, kiracısının elektrik borcunu ödemeden taşınmazı terk etmesi nedeniyle yeni abonelik talebinin davalı elektrik şirketi tarafından reddedilmesi üzerine, abonelik tesisi için muarazanın giderilmesi davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazın maliki olduğu ve eski abone ile arasında muvazaalı bir ilişki bulunduğuna dair davalı şirketin iddiasını ispatlayamaması, davacının da Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'ndeki abonelik koşullarını yerine getirmesi gözetilerek, muarazanın giderilmesi talebinin kabulüne dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/212 E., 2023/136 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Batman 3. Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi

SAYISI : 2022/283 E., 2022/666 K.

Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının... Mahallesi ...Apartmanı... Bulvarı No:239/14 adresinde bulunan sahibi olduğu dairenin yıllardır kirada olduğunu, kiracıların adlarına tahakkuk eden elektrik faturlarını ödemeden konutu terk etmeleri üzerine abonelik tesisi talebi ile davalı şirkete başvurduğunu, ancak davalı şirketin mevcut borcun kapatılması ile yeni bir sayacın verilebileceğini, bu durumda kesik olan elektriğin dahi açılmayacağını tarafına bildirdiğini, davacının bu husustaki yazılı başvurularına da olumsuz yanıt verildiğini ileri sürerek; davacı ile davalı arasında elektrik aboneliği devri konusunda sözleşme yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının bu davayı açmakta husumet ehliyeti bulunmadığı gibi hukuki yararı da olmadığını, hizmet alımı ve sözleşme gereği kullanıcının kullandığı elektrik enerjisi bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, abonelik kapattırılmadan başka bir abonelik verilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu aboneliğin ... adına kayıtlı olduğunu ve davacının bu aboneliğe ait kullanım ve tüketim bedelinin mevcut abone tarafından gerçekleştiğini açık bir şekilde ispat edecek delil sunmadığını, dava dışı abone ve davacının ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı konusunda kolluk ve nüfus vasıtasıyla araştırma yapılması gerektiğini, davalı şirketin tam ve sağlıklı olan abonelik başvurularını değerlendirip muvazaa olgusu veya hatalı ya da yanlış beyan görmediği sürece abonelik başvurusunu olumlu yanıtladığını, dava dışı abone ile fiili kullanıcı mülk sahibi davacının borçtan müteselsilen sorumlu olduğunu, davacının mülkiyetinde olan taşınmazı fiilen hangi tarihten itibaren kendisinin kullanmaya başlandığını, mevcut abonenin taşınmazı ne zaman terk ettiğini belgeler ile belirtmemiş olup borçtan sorumlu olmadığı iddiasının kabul edilemeyeceğini, ayrıca davalı şirketin elektrik enerjisi satışı ve abonelik sözleşmesi yapılması noktasında tekel konumunda olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hukukumuzda kural olarak hiç kimsenin herhangi bir sözleşme yapmaya zorlanamayacağı, buna karşın sözleşme özgürlüğünün mutlak olmadığı ve birtakım istisnalarının bulunduğu, tekel durumundaki müesseselerin abonelik sözleşmeleri yönünden de istisnai durumun var olduğu ve elektrik, su, doğalgaz vs. hizmeti sunan ve tekel mahiyetindeki kuruluşların kendilerine başvuruda bulunan kişiler ile sözleşme yapmak zorunda oldukları; öte yandan sözleşmeden doğan alacakların herkese karşı ileri sürülebilen mutlak bir hak olmayıp, yalnızca muhatabına (âkidine) karşı dermeyan edilebilecek nispi bir hak olduğu, bu nedenle dava dışı abone borçlusunun mevcut bir borcu tümüyle itfa etmediğinden bahisle davacının başvurusunun reddine karar verilmesinin mümkün bulunmadığı, eldeki davada dava dışı ...'in iddia edilen elektrik borcu nedeniyle abonelik sözleşmesi tanziminden kaçınılmasının hukuken korunmasının söz konusu olamayacağı gerekçesiyle; davanın kabulü ile abonelik masrafı davacı tarafa ait olmak üzere davacı lehine elektrik aboneliği tesisine, taraflar arasındaki muarazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davanın zamanaşımına uğradığını, kolluk araştırmasının aslında davalı şirketin haklılığını ortaya koyduğunu, tutanağa göre davacının taşınmazın sahibi, dava dışı Şerafettin'in ise kiracı olduğunun tespit edildiğini, dilekçede belirtilen aboneliğin davacı adına kayıtlı olmadığını, davacının hukuki yararının bulunmadığını, yapılan araştırmalara göre abonelik tesisi istenilen meskende dava tarihinden sonra doğal gaz ve su aboneliklerinin farklı kişiler adına yapıldığını, davacının dava konusu yerin kiracısı olmadığını, aynı soy isimli kişilerin söz konusu apartmanda aboneliklerinin bulunduğunu, abonelik kapattırılmadan başka bir abonelik verilmesinin mümkün olmadığını, abone ve davacının ilişkisinin muavazaalı olduğunun ispatlandığını, davalı şirketin tekel konumunda olmadığını, farklı şirketlerin de bu alanda hizmet sunduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kural olarak abonelik önceki abonenin borçlarını ödemesine bağlı kılınamasa da önceki abone ile abonelik talep eden davacı arasında muavazalı bir ilişkinin bulunması halinde davacıya abonelik verilmemesinde hukuka aykırılık olmayacağı, dava dışı Şerafettin'in (kiracının) davacının maliki olduğu taşınmazdaki aboneliğine yönelik olarak dosyaya kazandırılan belge ve bilgiler incelendiğinde, mesken niteliğindeki taşınmaza yönelik dava dışı Şerafettin'in kullanıma dayalı borcunun bulunduğu, dosyaya kazandırılan 05.09.2022 tarihli kolluk tutanağına göre davacı ile dava dışı kiracı arasında bir akrabalık bağının bulunmadığının tespit edildiği, keza Mahkemece dosyaya UYAP'tan kazandırılan nüfus kayıtlarına göre davacı ve davalının farklı illerde nüfusa kayıtlı oldukları, savunma ve istinaf itirazlarının aksine davacı ve dava dışı kiracı arasında muvazaalı bir ilişki olduğunun davalı tarafça ispatlanamadığı, mesken nitelikteki 14 nolu bağımsız bölüme dayalı olarak davacının aktif husumet ehliyetinin ve hukuki yararının bulunduğu, kaldırma kararı sonrasında davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakıldığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, mesken niteliğindeki taşınmaza yönelik abonelik tesisi hususunda yaratılan muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Dava tarihinde yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği'nin ‘Perakende Satış Sözleşmesi’ başlıklı dördüncü bölümünün 21 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

Davanın açıldığı tarihte abonelik başvurusunda bulunduğu taşınmazın maliki olan davacı ile önceki abone arasında muvazaalı işlem bulunduğu iddiasının davalı tarafından ispat edilemediği, yukarıda yer verilen Yönetmelik hükümlerindeki koşulları yerine getiren davacının yaratılan muarazanın giderilmesi istemli dava açmakta haklı olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.