Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3051 E. 2023/3703 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Arsa tahsis sözleşmesinin ifasının imkansızlaşması nedeniyle davacının arsanın rayiç bedelini talep etmesi üzerine, ödenen miktarın tespiti ve davalı belediyelerin sorumluluğunun belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, önceki bozma kararına uygun olarak, davacının ödediği arsa taksitlerinin toplam bedelini ve bu bedelin arsa bedelinin yüzde kaçına tekabül ettiğini tespit ederek, bu orana göre arsanın rayiç bedelinden tazminata hükmetmesinin ve davalı belediyelerin müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar vermesinin bozma kararına uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında Mahkemede görülen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince davanın kısmen kabulüne dair Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanı kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, ... Belediye Başkanlığınca 22.05.1980 tarihli ve 2844/104 sayılı yazı ile 3 no.lu Gecekondu Önleme Bölgesinden 1002 geçici ada 24 geçici parsel sayılı arsanın müvekkili ... adına 775 sayılı Gecekondu Kanunu'na göre tahsis edildiğini ve arsa tahsis belgesi verildiğini, taksitlerin ödendiği halde Belediye tarafından fiili bir arsa tahsisi yapılmadığını, daha sonra ... Belediyesinin lağvedilerek hak ve yükümlülüklerinin ... Belediye Başkanlığına devredildiğini, ... Belediyesinin dava konusu arsayı, kağıt üzerinde hem müvekkili, hem de ... adına tahsis ettiğini, fiili tahsisin ise ...'a yapıldığını, taşınmazın bu kişi adına tapu da kayıtlı olduğunu, bu durumun müvekkilini mağdur ettiğini belirterek, müvekkili adına tahsisi gereken 210 m² arsanın bedeli olan 25.000.000.000 TL'nin kanuni faiziyle birlikte davalı belediyelerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekilleri Ekrem'in yargılama sırasında vefatı üzerine mirasçıları aracılığıyla dava dosyasını takip etmişlerdir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili; ... Belediyesince 775 sayılı Yasa çerçevesinde yapılan arsa tahsislerinde, bu arsaların bir kısmının Milli Emlak Müdürlüğü adına kayıtlı olduğunu, bir kısmının ise 3. şahıslarca gecekondu yapılmak suretiyle işgalli olduğunu, 2981/3290 sayılı Yasa gereğince gecekondusu bulunanlara öncelik tanındığını davanın İdare Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, bozma ilamından sonraki beyanında ödemelerin Büyükşehir Belediyesine yapıldığını bedelin iadesinden de Büyükşehir Belediyesinin sorumlu olduğunu, husumettin müvekkiline yöneltilemeyeceğini belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... vekili, davanın İdare Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, söz konusu işlemin ... Belediye Başkanlığınca yapılması nedeniyle, müvekkiline husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını, davacının davayı açmaya hakkı olmadığını belirterek, usul ve yasaya aykırı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI:

Mahkemenin 12.12.2002 tarihli ve 2001/1081 E., 2002/1074 K. sayılı kararıyla; İdari yargının görevli olduğu gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 12.12.2002 tarihli kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yapılan inceleme sonucu; Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 08.07.2003 tarihli ve 2013/3706 E., 2013/9332 K. sayılı kararıyla; uyuşmazlığı çözmekle adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 14.02.2006 tarihli ve 2004/462 E., 2006/45 K. sayılı kararıyla; davacı adına usulüne uygun tahsis edilen taşınmaza tahakkuk eden bedelin tamamını ödemesine rağmen davacı adına değil ... adına tescil edildiği gerekçesiyle, 31.500,00 TL'nin davalılardan alınarak davacıya verilemesine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 14.02.2006 tarihli kararına karşı, süresi içinde davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yapılan inceleme sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 21.05.2007 tarihli ve 2007/1888 E., 2007/7067 K. sayılı kararıyla; davacının tahsis bedeli olarak ödediğini bildirdiği ve dosyaya ibraz ettiği makbuzların toplam bedelinin tahsis belgesinde öngörülen miktarı karşılamadığının anlaşıldığı, davalı tarafça da tahsis bedelinin tamamının ödenmediği ileri sürüldüğüne göre, öncelikle davacı tarafından tahsis bedeli olarak öngörülen 126.130,00 TL'nin tamamının ödenip ödenmediği araştırılarak, kısmi ödeme varsa ödenen tutar oranında rayiç bedelin tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen üçüncü Karar

Mahkemenin 07.04.2015 tarihli ve 2007/581 E., 2015/228 K. sayılı karıyla; bilirkişi raporunda toplam arsa bedelinin 126.630,00 ETL olup, gecikme cezası hariç davacının toplam ödemesi 82317,00 ETL'nin ana paraya oranının % 65 olduğunu, hüküm altına alınmış 31.500,00 TL rayiç bedelin % 65'lik kısmının 20.475,00 TL olduğu gerekçesiyle, 20.475,00 TL'nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 07.04.2015 tarihli kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yapılan inceleme sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 20.02.2018 tarihli ve 2015/30613 E., 2018/2191 K. sayılı ilamıyla; hükme esas alınan raporda dava konusu edilen arsa bedeline ilişkin dosyada mevcut gecikme cezası ile ilgili ödemelerin değerlendirilmesinin sağlıklı olmadığı, tarafların iddia ve savunmaları da değerlendirilmek suretiyle dava konusu uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesini de kapsar mahiyette denetime elverişli rapor alınarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyadaki belgelere göre, davacının arsa taksitine yönelik yapılan ödemelerinin toplamının 112.071,00 TL olduğu, ödenen bu tutarın 4.431,00 TL'sinin gecikme faizi olarak ödenmesi sonucunda arsa taksitine yönelik 107.640,00 TL'lik ödenmiş taksit olması neticesinde ödenmemiş 18.990,00 TL arsa bedelinin kaldığı, 1988 ve 1989 yıllarına ait bir kısım taksitlerin ödendiğine ilişkin belge sunulamadığı, ödenmesi gereken arsa bedeli olan 126.630,00 TL'nin ödenmiş arsa bedeli olan 107.640,00 TL'lik tutara oranının %85 olduğunun 24.03.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda belirlendiği, taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin ise 31.500,00 TL olduğu, ödenen tutar oranında (31.500,00 x %85) olacak şekilde, davacının isteyebileceği tazminat miktarının 26.775,00 TL olduğu, 24.03.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplamanın dosya kapsamına uygun olduğu, her ne kadar davalı taraflarca ayrı ayrı husumet itirazında bulunulmuş ise de dava konusu taşınmazın, ... sınırları içerisinde bulunduğu, işlemi yapan ... Belediye Başkanlığı tüzel kişiliğinin sona ererek, ... Belediye Başkanlığına devredildiği, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığınca, bozma ilamından önce de husumet itirazında bulunulduğu, bu hususun ilgili dairece bozma konusu yapılmadığı, bu nedenlerle meydana gelen zarardan, her iki belediyenin de müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 26.775,00 TL'nin dava tarihi olan 06.11.2001 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile, davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili; bedelin tamamnın ödendiğinden davanın tümden kabulünün gerektiğini, son ödeme tarihinin 01.04.1989 olmasına rağmen murisin 23.10.1987 tarihinde toplu olarak 12.660,00 TL ödeme yaptığını, burada toplam bedelden indirim yapılmış olabileceğini, böyle bir uygulamanın yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını belirterek hümün bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... Belediyesi vekili; davacının sunduğu ödeme makbuzlarından arsa bedeli ödemelerinin Büyükşehir Belediyesine yapıldığından bedelin iadesinden de sorumlu olduğunu, müvekkili Belediyeye hiç bir ödeme yapılmadığı halde bedelin iadesinden sorumlu tutulmasının hakkkaniyete aykırı olduğunu, 12 Eylül 1980 sonrası ... belediyesinin Tüzelkişiliği sona ererek bu belediyenin tüm hak ve yetkileri ve borçlarının Büyükşehir Belediyesine devredildiği, bir kısım ödemelerin yapıldığı tarihte müvekkili belediyenin daha kurulmadığını, 775 sayılı Yasa uygulamalarının Büyükşehir Belediyesince yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadğını davanın husumetten reddi gerektiğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek hümün bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili; ... Belediyesince tahsis edilen dava konusu geçici 24 parsele ilişkin işlemlerin ... Beldiyesi tarafından yapıldığını, gelen belgelerden anşıladığından kendilerine husumet düşmeyeceğini, değerlemenin dava tarihine göre yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, ifanın imkansızlaştığı tarihteki alım gücünün hesaplanmasının gerektiği, dava zamanışımının dolduğunu, 775 sayılı Yasa çercevesinde yapılan ödemelerin ödenen tarih itibariyle faizi hesaplanarak 6 sıfır silinmesi gerektiğini, günümüz rayiç bedeline göre hesaplamanın doğru olmadığını belirterek, hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan arsa tahsis sözleşmesi ve sonrasında ifanın imkansız hale gelmesinden kaynaklı rayiç değerin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı ve 04.02.1959 tarihli 13/5 sayılı YİBK.

3. Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre, Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda karar verildiği, bozmaya uymakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı, özellikle 24.03.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplamanın dosya kapsamına uygun olduğunun ve bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşeceğinin anlaşılmasına göre; taraf vekillerinin temyiz itirazlarının ayrı ayrı reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun’un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.