Logo

3. Hukuk Dairesi2023/305 E. 2023/1848 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Haricen düzenlenen geçersiz taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi ve verilen senedin iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Haricen yapılan taşınmaz satış sözleşmelerinin geçersizliği ve sebepsiz zenginleşme hükümleri gözetilerek, ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca iadesine ve senedin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak, davalıların temyiz talepleri reddedilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2970 E., 2022/1990 K.

DAVA TARİHİ : 30.03.2016

KARAR : Davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesi

SAYISI : 2019/414 E., 2020/177 K.

Taraflar arasındaki alacak ve senet iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ev almak için emlakçılık yapan davalı ...'e başvurduğunu, diğer davalı ...'a ait arsa vasıflı taşınmaz üzerindeki dairenin satışını vadettiğini, bunun üzerine davalı ... ile adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme kapsamında 30.000 TL peşinat ve 90.000 TL bedelli senet verdiğini, taksitler halinde 2.400 TL daha ödediğini, taşınmazın teslim edildiğini ancak dava dışı kişi tarafından tahliye edildiğini, taahhüt ettikleri arsa payının daire değeri ile orantılı olmadığını, kaçak ve ruhsatsız yapıldığını öğrendiğini, ödenen bedelin ve senedin iadesinin yapılmadığını, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade etmekle yükümlü olduklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla, haksız edinim tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte 32.400 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve 90.000 TL bedelli senedin iptaline karar verilmesini talep etmiş, 29.01.2020 tarihli dilekçesiyle talebini alacak yönünden 75.503,29 TL'ye artırmıştır.

II. CEVAP

1. Davalı ...; davacıyla adi yazılı sözleşme imzaladıklarını, tapu devrinin satış bedelinin tamamı ödendikten sonra yapılacağının kararlaştırıldığını, sözleşme tarihinden sonra kendisine ödeme yapılmadığını, 32.400,00 TL’lik ödemenin diğer davalı ... isimli emlakçıya yapıldığını, kendi adına para alma yetkisi bulunmadığını, davalı ...'in de ödeme yapmadığını, ödeme yapılmaması nedeniyle devrin gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.01.2019 tarihli ve 2016/185 E., 2019/10 K. sayılı kararıyla, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı ...'ın 12 numaralı dairenin 120.000 TL bedel karşılığında satışını kararlaştırdıkları, 90.000 TL için senet verildiği, dava tarihine göre 32.400 TL ödeme yapıldığı, tapuda bahçeli kargir ev olarak kayıtlı taşınmazın bir kısım hissesinin davalı ... adına kayıtlı olduğu, Arnavutköy Belediyesinden gelen yazı cevabına göre ruhsat verilmesinin mümkün olmadığı, dairenin inşa edilerek davacıya teslimine imkan bulunmadığı, Tapu Kanunu'nun 26, Türk Medeni Kanunu' nun 706 ve Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci maddesi gereğince taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması için resmi şekilde yapılması gerektiği ancak tarih bulunmayan taraflar arasındaki satış sözleşmesi adi yazılı şekilde yapıldığından geçersiz olduğu, geçersiz sözleşme gereği davacının ödediği bedeli iade tarihindeki ulaşacağı değeri davalılardan talep edebileceği, bilirkişi raporuyla bedelin 75.503,29 TL hesaplandığı, diğer davalı ...'in taşınmazın ve sözleşmenin yapılmasına aracılık ettiği, davacının uğradığı zarardan her iki davalının birlikte sorumlu oldukları, davacının satış sözleşmesi kapsamında vermiş olduğu 90.000 TL lik senet için borçlu olmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile 75.503,29.TL' nin 32.400 TL'lik kısmının dava, bakiye kısmın ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, borçlusu davacı olan 90.000 TL lik senedin iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı ... vekili; davacının sözleşme yapıldıktan sonra herhangi bir ödeme yapmadığını, belgelerden de anlaşılacağı üzere 32.400 TL’lik ödemenin diğer davalı ... isimli emlakçıya yapıldığını, bu ödemelerden haberi bulunmadığını, davalı ...'in adına para alma yetkisi olmadığını, kendisine de her hangi bir ödeme yapılmadığını, davacının uğramış olduğu zarardan dolayı sorumluluğuna gidilemeyeceğini, her iki davalının birlikte sorumlu olduğuna dair verilen karar ve hesaplanan 75.503,29 TL usul ve yasaya aykırı olduğunu, miktarın fahiş hesaplandığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı ... vekili; taleple bağlılık kuralına aykırı olarak 32.400 TL edimin denkleştirici adalet ilkesine göre 75.503 TL'ye çıkarıldığını, ayrıca faize hükmedildiğini, emlak komisyoncusu olduğunu, müvekkiline ait olmayan taşınmaz ve senetten dolayı sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek; kararın ortadan kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince yapılan tespitlerin yerinde olduğu, geçersiz sözleşme gereğince davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ödemiş olduğu bedeli iade tarihindeki ulaştığı değer olarak davalılardan talep edebileceği, buna göre talep edebileceği bedelin 75.503,29 TL olarak hesaplandığı, bu bedelden diğer davalı ...'in taşınmazın satışına ve sözleşmenin yapılmasına aracılık edip bedelleri tahsil ettiği, diğer davalının adi yazılı sözleşme tarihi itibariyle sözleşmeye konu taşınmaza maliki ve satış sözleşmesinin tarafı olduğundan davacının uğramış olduğu zarardan her iki davalının birlikte sorumlu oldukları, davacının satış sözleşmesi kapsamında vermiş olduğu 90.000 TL'lik senet için borçlu olmadığı gerekçesiyle, davalıların istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili; satışa aracılık eden üçüncü kişi konumundaki emlak komisyoncusu müvekkilinin müteselsilen sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; haricen düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesine göre ödenen bedelin iadesi ve verilen senedin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237, Tapu Kanunu’nun 26 ve Noterlik Kanunu’nun 60 ve 89 uncu maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen yapılan satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir.

2. Bu nedenle, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler. Geçerli bir sebebe dayanmaksızın, bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerin eksiksiz iadesi, denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder. Belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana ve enflasyon oranlarına bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve az olduğu da bilinen bir gerçektir.

3. Değerlendirme

1. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre haricen satış sözleşmesi kapsamında ödenen paranın haksız edinim tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile tahsilinin talep edilmesi halinde; bu talebin sebepsiz zenginleşme hükümleri ve denkleştirici adalet ilkesinin esas alınması suretiyle tahsili istemine ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Dava konusu edilen alacak talebinde, ödenen paranın ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde ödeme yapılması amaçlanmıştır.

2. Dava konusu taşınmaz satış sözleşmesi; yukarıda yer verilen kanun hükümleri uyarınca resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Bu nedenle, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler.

3. Her ne kadar emlak komisyoncusu olan davalı ..., satış sözleşmesinin tarafı olmasa da; taraflar arasında gerçekleşen satış işlemine aracılık ettiği, sözleşme kapsamında ödenen bedelleri makbuz karşılığında teslim aldığı, davacının peşinat verdiğini ve kalan meblağı ödediği takdirde hisseyi teslim edebileceğini beyan eden diğer davalı satıcı Sinan ile işbirliği içerisinde hareket ettiği anlaşılmakla, bedelin iadesinden her iki davalının birlikte sorumlu tutulmalarında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi kapsamında iadesine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmakla, davalıların temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.