"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/99 E., 2023/41 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; Çan İcra Müdürlüğünün 2013/1427 sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, müvekkillerinin davalı ile imzaladığı 'Takaslı Satım ve Geri Alım Ön Sözleşmesinin alacağın dayanağı olduğunu, sözleşmenin geçerli olup 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 27, 28 ve 29 uncu maddelerine aykırı olmadığını, yapı kooperatifi hisse devirleri ile yüklenicinin kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğan haklarının devrinde resmi şekil aranmadığını ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davaya dayanak belgede tek imza bulunduğunu, davacının imzasının olmadığını, belgenin geçersiz olduğunu, davacı tarafından kendisine para ödenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen 27.05.2014 tarihli ve 2013/312 E., 2014/151 K. sayılı kararla; taraflar arasındaki sözleşmenin resmi şekil şartına uyulmadığından geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye dayalı edimlerin ifasının ise 6098 sayılı Kanun'un 77 vd maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerektiğinden bahisle; davanın kısmen kabulüne, 45.000,00 TL'lik asıl alacak üzerinden takibin devamına, faize ilişkin istemin reddine, asıl alacağın %20'sine tekabül eden 9.000,00 TL inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 10.03.2016 tarihli ve 2015/18136 E., 2016/3594 K. sayılı ilamıyla; icra takibinde işlemiş faizin yanı sıra tahsil tarihine kadar da aylık %5 faiz talep edilmiş olduğundan, Mahkemece verilen faize ilişkin istemin reddine ilişkin kararın, bu faiz taleplerinden hangisine ilişkin olduğu konusunda açıklığa sahip olmadığı gerekçesiyle, tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına karşı, davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
3. Dairemizin 24.05.2017 tarihli ve 2016/11998 E., 2017/7810 K. sayılı ilamıyla; davacı tarafından satış bedeli olarak ödenen bedelin faiziyle birlikte tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlatıldığına göre; bu talebin, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince ve denkleştirici adalet ilkesinin esas alınması suretiyle tahsili talebine ilişkin olduğu kabul edilerek, taraflar arasındaki harici taşınmaz satış sözleşmesi gereğince ödenen satış bedelinin, ifanın imkânsız hale geldiği tarih saptanarak bu tarih itibariyle, ifanın imkansız hale geldiği tarihin saptanamaması halinde ise dava tarihi itibariyle enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle, ulaşacağı alım gücünün açıklanan ilke ve esaslar altında uzman bilirkişi veya kurulundan nedenlerini açıklayıcı rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden bahisle, bozma kararının kaldırılmasına ve hükmün değişik gerekçe ile davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 17.04.2018 tarihli ve 2017/319 E., 2018/223 K. sayılı kararla; 08.01.2018 havale tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, takip tarihinden sonra enflasyon ücreti ve tüketici endeksleri ortalamaları dikkate alındığında yıllık faiz oranının %83 olduğu, davalının Çan İcra Müdürlüğünün 2013/1427 sayılı dosyasına yapmış olduğu vaki itirazların asıl alacak olan 45.000,00 TL yönünden iptaline, takibin yıllık % 83 faiz oranı ile devamına, işlemiş faiz yönünden davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, asıl alacağın % 20'sine tekabül eden 9.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
2. Dairemizin 21.01.2019 tarihli ve 2018/5123 E. 2019/329 K. sayılı ilamıyla; Mahkemece faize yönelik istem bakımından karar düzeltme aşamasındaki bozma ilamı doğrultusunda ve geçersiz sözleşme ile öngörülen %5 faiz oranına ilişkin cezai şart niteliğindeki kararlaştırmanın da geçersiz olduğu gözetilerek, davacının işlemiş faiz istemi yönünden; ödenen satış bedelinin, ifanın imkânsız hale geldiği tarih saptanarak bu tarih itibariyle, ifanın imkansız hale geldiği tarihin saptanamaması halinde ise, dava tarihi itibariyle enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün belirlenmesi ve bu miktara hükmedilmesi ve takipten asıl alacağın tahsiline kadar dönem için istenen faiz talebi yönünden ise %60 yerine yasal faiz uygulanması ve taleple bağlılık ilkesi de nazara alınarak bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 25.06.2020 tarihli ve 2020/19 E., 2020/114 K. sayılı kararla; itirazın iptaline ve asıl alacak olan 45.000,00 TL yönünden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz oranı üzerinden takibin devamına, bilirkişi raporunda takip tarihinden sonra enflasyon ücreti ve tüketici endeksleri ortalamaları dikkate alındığında yıllık faiz oranının %83 olduğu tespit edilmiş ise de asıl alacağa takip tarihine kadar yıllık %83 oranında faiz işletilmesi durumunda takibe konu 16.939,73 TL işlemiş faizden daha fazla bir faiz miktarının ortaya çıktığı, Mahkemenin tarafların talebi ile bağlı olduğu, fazlaya hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olacağı gerekçesiyle; takibin 45.000,00 TL asıl alacak ve 16.939,73 TL işlemiş faiz yönünden devamına karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
2. Dairemizin 05.10.2021 tarihli ve 2020/10939 E., 2021/9532 K. sayılı ilamıyla; davalının tüm, davacının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, satış bedeli olarak ödenen 45.000,00 TL’nin ödeme tarihinden, çeşitli ekonomik etkenlerin (enflasyon, ÜFE, TÜFE, faiz, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs) ortalamaları alınmak suretiyle ifanın imkansız hale geldiği (davacının kabul ettiği) 07.03.2013 tarihinde ulaşacağı alım gücünün belirlenmesi için yeniden konusunda uzman (mali müşavir vb.) bilirkişiden rapor alınması, belirlenecek miktara asıl alacak olarak hükmedilmesi; tespit edilen bu alacağa da takipten asıl alacağın tahsiline kadar olan dönem için yasal faiz uygulanması suretiyle karar verilmesi gerektiğinden bahisle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığından tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı vekilinin 2023/58 E. sayılı dosyasının bu dosya ile birleştirilmesi talebi reddedilerek, bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda Çan İcra Müdürlüğünün 2013/1427 E. sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 47.269,40 TL yönünden iptaline, takibe 47.269,40 TL asıl alacak ve asıl alacağa 07.03.2013 tarihinden işleyecek yasal faiziyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen kısım yönünden hesaplanan 9.453,88 TL icra inkar tazminatına ve davacının takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, harca esas değerin 61.791,78 TL olup, bu miktarın 45.000,00 TL'sinin ana para, kalanının ise işlemiş faiz talebi olduğunu, Mahkemenin ise harca esas değer olarak bildirilen faiz talebini hatalı değerlendirdiğini, ayrıca aşkın zarar davası olarak açılan davanın birleştirilmesi talebinin reddedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olup, dosyadaki mevcut beyan ve itirazları doğrultusunda kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, harici taşınmaz satım sözleşmesi nedeniyle ödenilen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Kanun'un 77 ve devamı maddeleri.
2. 09.05.1960 tarihli ve 21/9, 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararları.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen kararda belirtilen gerekçeye göre; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda, Mahkemece; uyulan bozma ilamı gereğince satış bedeli olarak ödenen 45.000,00 TL’nin ifanın imkansız hale geldiği 07.03.2013 tarihinde ulaştığı alım gücü belirlenmesi ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, bozma ilamı yanlış yorumlanarak asıl alacağın 07.03.2013 tarihinden işleyecek faiziyle tahsiline karar verilmiş olması, bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) eklenen Geçici 3 üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan ''07/03/2013'' tarihi çıkartılarak yerine ''24/07/2013" tarihinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
06.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.