Logo

3. Hukuk Dairesi2023/309 E. 2023/926 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kaçak su kullanımından kaynaklanan muarazanın giderilmesi ve itirazın iptali davalarında, Yargıtay’ın bozma ilamı üzerine yerel mahkemenin verdiği kararın usuli kazanılmış hak ihlali oluşturup oluşturmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyarken, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen ve davacı lehine usuli kazanılmış hak teşkil eden önceki hükümlere aykırı karar veremeyeceği gözetilerek, direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/454 E., 2021/804 K.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen muarazanın giderilmesi ve itirazın iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Asıl davada davacı; davalı şirketin su abonesi olup kartlı sayaç üzerinden su tüketimini gerçekleştirdiğini, davalı tarafından 30.01.2012 tarihli tutanağa istinaden kaçak su kullandığından bahisle 73.619,70 TL bedelli faturanın tahakkuk ettirildiğini ve karta su yükleme işleminin de durdurulduğunu; kaçak su kullanımının söz konusu olmadığını, davalının su satışına yönelik tekel konumunda bulunduğunu ve satışın durdurulmasının insan haklarına aykırılık teşkil ettiğini, mağdur edildiğini ileri sürerek; davalının kendisine su satışı yapmamak suretiyle yarattığı muarazanın giderilmesini talep etmiştir.

2. Birleşen davada davacı; asıl davada davacı şirkete ait aboneliğin bulunduğu spor salonu niteliğindeki iş yerinde yapılan incelemede, ayrı bir hat çekmek suretiyle iş yeri, yüzme havuzu ve duşlarda kaçak su kullanıldığının tespit edildiğini ve 73.619,70 TL tutarında kaçak su fatura bedeli tahakkuk ettirildiğini, fatura bedelinin ödenmediğini, kaçak su fatura bedelinin tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek; icra takibine vaki itirazın iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Asıl davada davalı; davacı şirketin kaçak su kullandığının tespit edildiğini ve 73.619,70 TL tutarında kaçak su fatura bedeli tahakkuk ettirildiğini, fatura bedelinin ödenmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

2. Birleşen davada davalı; kaçak kullanımının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.11.2015 tarihli ve 2012/101 E., 2015/729 K. sayılı kararıyla; 08.09.2015 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davacının fatura fazlası suyu kaçak su kullanma kastıyla tüketmediği gerekçesiyle; asıl davanın kabulüne, davalının davacıya su satışı yapmamasına yönelik muarazanın giderilmesine; birleşen davanın kısmen kabulüne, davalının vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 4.034,21 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 06.06.2018 tarihli ve 2016/5854 E., 2018/6522 K. sayılı ilamıyla; "...kaçak tutanağının tanzim olunduğu taşınmazın davacı tarafından kiralanmadan önceki ve kiralandıktan sonraki kullanım amacı, taşınmazda yapılmış olan tamirat ve ilaveler nazarı dikkate alındığında davacı şirketin fiilinin yukarıda anılan yönetmelik hükmü gereğince kaçak su kullanımını oluşturduğunun kabulü gerekmektedir. O halde mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, davalının davacı taraftan isteyebileceği kaçak su bedelinin, kaçak su tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan ASKİ Tarifeler Yönetmeliği uyarınca, davacının kaçak fiili saptanabilmişse o tarihten, saptanamamış ise üç aylık tüketimin hesaplanması ve tarafların itirazlarının karşılanması konusunda denetime elverişli rapor alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemenin 23.09.2019 tarihli ve 2018/656 E., 2019/1827 K. sayılı kararıyla; davacının kaçak su kullandığının sabit olduğu, ancak kaçak su kullanımına ilişkin başlangıç tarihinin tespit edilemediği, bu hususta herhangi bir delil de sunulamadığı, ilgili yönetmelik gereğince davacı şirketin son 3 aydır kaçak su kullandığının kabulü gerektiği, bu nedenle bozma sonrası alınan bilirkişi kök ve ek raporlarındaki kaçak kullanım başlangıç tarihlerine itibar edilmediği, alacağın likit olmayıp yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle; asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, davalının vaki itirazının kısmen iptali ile takibin 6.930 TL asıl alacak, 102,53 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.032,53 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; karara karşı, taraf vekillerince temyiz talebinde bulunulmuştur.

2. Dairece verilen 25.03.2021 tarihli ve 2021/280 Esas, 2021/3141 Karar sayılı karar ile hükmün onanmasına karar verilmiş; karara karşı davacı- birleşen davada davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, Dairenin 22.06.2021 tarihli ve 2021/4215 E., 2021/7000 K. sayılı ilamıyla; birleşen davaya yönelik karar düzeltme dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar verilerek, asıl davaya yönelik karar düzeltme istemi yönünden Mahkemece; ilk kararda, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, anılan kararın davalı tarafından temyizi üzerine; Dairece verilen bozma kararında, asıl davanın bozma konusu yapılmadığı, eş söyleyişle asıl davada verilen hükmün bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği ancak Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik kurulan hüküm ile davacının usuli kazanılmış hakkının ihlal edildiği, Mahkemece; asıl davanın kabulüne yönelik tesis edilen hükmün bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği, davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu dikkate alınarak, bozma sonrası kesinleşen asıl davaya yönelik yeniden inceleme yapılmaksızın, yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru görülmediği gerekçesiyle, Dairece verilen onama ilamının kaldırılarak asıl davaya yönelik Mahkeme kararının davacı-birleşen davada davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kazanılmış haklara riayet edilerek önceki hükümler kesinleştiğinden asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-birleşen davada davacı vekili; Yüksek Mahkemenin davacının kaçak su kullanımı fiilinin tarihinin saptanmasını, denetime elverişli raporların alınmasını, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenmesi gerektiğini belirtmesi üzerine aldırılan bilirkişi raporunda; kaçak suyun başlangıç tarihinin abonelik tarihi olan 18.06.2009 olduğu kabul edilerek asıl davada davacı birleşen davada davalı şirketin kaçak su kullanımı nedeniyle 72.534 TL asıl alacak, 1.088,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 73.622,01 TL borçlu olduğunun bildirilmiş olduğu, davalı vekilinin itirazı üzerine mahkemece alınan ek raporda özetle kaçak su kullanımın başladığı tarih olarak 01.01.2010 tarihi kabul edilerek asıl davada davacı birleşen davada davalı şirketin kaçak su kullanımı nedeniyle 57.680,70 TL asıl alacak, 865,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 58.545,91 TL borçlu olduğunun bildirildiği; ancak Mahkemenin, bozma kararına uygun bir şekilde karar verdiğini düşünerek, hukuki herhangi bir dayanak olmaksızın kaçak su kullanım bedelini 7.032,53 TL olarak belirlediğini, yapılması gerekenin, çelişkileri giderir şekilde ek rapor aldırmak yahut yeni bir bilirkişi marifetiyle Yargıtay ilamının gereğini yerine getirmek olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kaçak su kullanımından kaynaklanan muarazanın meni ve itirazın iptali istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Bilindiği üzere ne 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda (1086 sayılı Kanun) ne de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (6100 sayılı Kanun) usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar).

3. Değerlendirme

Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uymakla kesinleşmiş olan yönlerin ise yeniden incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı-birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Kanun'un 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalı-birleşen dava davacıya yükletilmesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

03.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.