"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2460 E., 2023/631 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/675 E., 2020/253 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/7 Esas sayılı dosyası ile Bakırköy 15. İcra Müdürlüğünün 2015/997 Esas sayılı dosyalarında davalının vekili olarak yer aldığını, davalı şirketin bu iki dosyada vekillik ücretini ödememek için karşı taraf ile işbirliği içine girdiğini, haricen kısmı tahsilat yapılmasına rağmen vekalet ücretinin ödenmediğini, muvafakati alınmadan başka bir avukata vekalet verildiğini, bu avukatın dosyalara vekaletini sunduğunu, bu nedenle haklı olarak istifa ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı vekili 10.03.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile 714.850,00 TL toplam vekalet ücretinin davalıdan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının tutuklandığını, bu nedenle dosyaya Av. ...'ın bakacağına ilişkin arandıklarını, bunun üzerine bu avukata vekalet verildiğini, Bakırköy 15. İcra Müdürlüğünün dosyası için 130.000,00 TL masraf alındığını, ancak masrafın aslında 80.000,00 TL olduğunu, 50.000,00 TL fazla masrafın davacıda kaldığını, davacının görevinin kendileri tarafından sona erdirilmediğini, davacının cezaevinden çıkınca görevine devam etmesi gerekirken istifa ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı avukatın gözaltına alındığı 19.08.2016 tarihinden tahliye olduğu 12.09.2018 tarihine kadar üstlendiği işi yürütmesinin mümkün olmadığı, itirazın iptali davasının kesinleştiği 29.01.2018 tarihinde davacı vekilin halen tutuklu olduğu, bu halde vekalet verenden, vekilin muvafakatini alması beklenemeyeceği gibi, Baro tarafından davacının yerine başka bir vekilin görevlendirmesinin de söz konusu olmadığı, vekilin kendisinden kaynaklı işi takip edememe hali nedeniyle, vekalet verenin vekilin muvafakatini almadan işin takibi için başka bir vekil tayin edebileceği, davacı vekilin Avukatlık Kanunu 172 nci maddesine dayanarak, muvafakati alınmadığından bahisle vekillikten istifa etmesinin haklı kabul edilemeyeceği, dilekçeler, getirtilen dosyalar, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davacının istifası haklı nedene dayanmadığının ve istifa tarihine kadar davacı vekil tarafından takip edilerek sonuçlandırılmış iş bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davacının davalı şirketle vekalet ilişkisi devam ederken yazılı muvafakatı olmadan 08.11.2016 tarihli vekaletnamelerle başka avukatı vekil tayin ettiğini, davalı tarafın dürüstlük kuralını ihlal ettiğini, davalıya 04.10.2018 tarihli ihtarname ile vekillik görevinin yapılmasının engellenmesi nedeniyle ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye rağmen vekalet ücretinin ödenmediğini, rıza alınmadan haricen tahsilat yapılması ve vekalet ücretinin ödenmemesi, davalı taraftan takipteki borçtan dolayı senet alınması ve vekalet ücretinin ödenmemesi, rıza alınmadan başka bir avukatın tayin edilmesi nedenlerinden dolayı haklı olarak istifa ettiğini, istifanın haklılığı konusunun mahkemece tartışılması gerektiğini, icra dosyasında tahsil edilen 1.000.000,00 TL bedelli çekten dolayı vekalet ücretinin muaccel olmasına rağmen ödenmediğini, haricen yapılan tahsilat takipteki borca karşı senet alınması dava ve takip masraflarının ödenmemesinin tutaklanmasından önceki hadise olduğunu, yazılı muvafakatı olmadan başka bir avukatın vekil tayin edilmesi durumunda vekalet ücretine hak kazandığını, davacının haksız ve hukuka aykırı şekilde OHAL sürecinde 14.08.2016 tarihinde gözaltına alındığını, 12.09.2018 tarihinde tahliye edildiğini, haksız bir şekilde tutuklama yapılmasına rağmen davalı tarafın davacıyı azletmediğini, bu durumda baronun avukat görevlendirebileceğini, davalı tarafın cevap dilekçesinde 130.000,00 TL alındığına ilişkin iddiasının yalan olduğunu, yatırılan harç gider avansının 83.950,20 TL olup, bu konuda yazılı bir delil bulunmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar davacı avukat tarafından kendisinin muvafakati alınmaksızın başkaca bir avukatın atandığı ve bu nedenle tahsil edilen alacaktan dolayı vekalet ücreti alacağı doğduğu iddiası ile eldeki dava açılmış ise de avukatın tutuklanma tarihinden sonra ve cezaevinde olduğu sırada davalı şirketin söz konusu icra takip dosyası ve asliye hukuk mahkemesi dosyası için başka bir vekil atadığı bu durumda davacı avukatın yazılı muvafakatinin alınmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, avukatın tahliye edildikten sonra da henüz tamamen infaz olmayan icra dosyasında da başkaca bir işlem yapmadığı, ayrıca 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 172/2-3 maddesi uyarınca yeni atanan vekile muvafakatı olmadığını yasal 1 haftalık süre içinde davalı asile ihtarname ile bildirilmediği, davalı asilin kendisinin yerine yeni vekil tayin ettiğini öğrendiği tarihten itibaren yasal 7 günlük süre içinde yeni vekil atanmasına muvafakatı olmadığını ihtar etmemesi nedeniyle davacı vekilin istifasının haklı olmadığı, dosyaya sunulan deliler kapsamına göre davacı avukatın vekalet görevini sürdürdüğü sırada avukatın tutuklandığı tarih itibari ile kesinleştirdiği ve tamamladığı herhangi bir işin bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun oy çokluğu ile kesin olarak reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekilin haklı istifası iddiasına dayalı vekalet ücreti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 172, 174 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davacı avukatın tutuklu olduğu dönemde başka bir avukat tayin edilmesinin olağan olduğu bu nedenlerle istifasının dosya kapsamına uygun olarak haksız olduğunun değerlendirilmiş olduğu, bu nedenle Avukatlık Kanunu'nun 174/1 maddesindeki; “üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat ücret talebinde bulunamaz.” düzenleme gereğince, haksız istifa halinde davacı avukatın sadece istifa tarihi itibariyle tamamlanmış işlerden dolayı vekalet ücretine hak kazanacağı, istifa tarihi itibariyle davacı avukat tarafından takip edilen henüz kesinleşmiş işler olmadığından davacının ücret alacağının bulunmadığının anlaşılmasına göre de davacı vekili tarafından ileri sürülen temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.