"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/109 E., 2019/159 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı ...'e ait 1/12 payın davacı şirkete satışına ve diğer dava dışı hissedarlarla kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmasının teminine dair davalılar ile 20.11.2013 tarihli taşınmaz hisse satış ve devri ile tellallık sözleşmesi imzalandığını, davalılardan ...'a kapora bedeli olarak 10.000,00 TL ödendiğini, kalan 140.000,00 TL nin ise davalı ... hesabına yatırıldığını, davalıların sözleşmede kararlaştırılan sürede edimini yerine getirmediğini, yapılan ödemenin taraflarına iadesi için davalılara çekilen ihtarın sonuçsuz kaldığını, davalıların haksız ve sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı şirket tarafından davalılara ödenmiş bulunan 150.000,00 TL nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekilleri; vekil sıfatıyla hareket eden ve sözleşmeyi diğer davalı ... adına imzalayan davalı ...'a husumet yöneltilemeyeceğini, sözleşmede kararlaştırılan sürede davacı yanın edimini yerine getirmediğini, sözleşmenin davacının kusurlu davranışları sebebiyle haklı olarak feshedildiğini, sözleşmede kararlaştırılan cezai şart hükümleri gereği davacının ödediği bedeli isteyemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece verilen 07.06.2016 tarihli ve 2014/522 E., 2016/220 K. sayılı kararla; davanın kabulü ile 150.000,00 TL' nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 10.12.2018 tarihli ve 2017/9882 E., 2018/12558 K. sayılı ilamıyla; kararın gerekçesiz olduğundan bahisle, karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 150.000,00 TL'nin davalılardan ...'a ödenmesi nedeniyle bu davalının zenginleştiği gerekçe gösterilerek davalı ... Rasim aleyhine açılan davanın reddine, davalı ... adına açılan davanın kabulü ile 150.000,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiz ile birlikte bu davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalılardan Ahmet Rasih'e karşı açılan davanın reddine ilişkin kararın ve hükümde verilen faizin türünün ve başlangıç tarihinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, geçersiz taşınmaz satışı nedeniyle ödenilen bedelin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması" başlıklı 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası,
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinin ikinci fıkrası.
3. Hukuk Genel Kurulu'nun 20.06.2001 tarihli ve 2001/4-535 E., 2001/537 K. sayılı ilamı.
3. Değerlendirme
1. Somut olayda, Mahkemece uyulan bozma ilamı ile birlikte kararın tümüyle ortadan kalkacağı gerekçesiyle, ilk karardan farklı bir hüküm tesis edilmiştir.
2. 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesi emredici kuralların olmasına rağmen hükmün yokluğunu ortaya koyacak esaslı kaidelerden değildir. Bu maddenin, bir mahkemenin kararını geçersiz kıldığına dair usul hakkında bir hüküm mevcut değildir (yukarıda yer verilen Hukuk Genel Kurulu kararı da aynı yöndedir).
3. Bu durumda Mahkemece; uyulan bozma ilamı uyarınca, bozulan davanın kabulü kararı sonucuna uygun gerekçe içeren gerekçeli kararın yazılması gerekirken, ilk karardan tamamen farklı bir karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
4. Bozma sebebine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca usulden BOZULMASINA,
2. Bozma sebebine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi