Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3155 E. 2023/2876 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı avukatı haklı nedenle azlettiğini iddia ederek, aleyhine akdi vekalet ücretinin tahsili için başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalı avukatı haklı olarak azlettiğini ispatlayamaması ve taraflar arasında ücret sözleşmesi bulunmaması nedeniyle, davalı avukatın Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesi gereğince takip ettiği icra dosyasındaki müddeabihin %10'u ile %20'si arasındaki miktardaki akdi vekalet ücretini talep edebileceği gözetilerek, davacının temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/558 E., 2020/426 K.

DAVA TARİHİ : 12.05.2014

Taraflar arasındaki menfi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyulmayarak önceki kararda direnilmesine ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacının temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2022 tarihli, 2021/3-566 Esas, 2022/1737 Karar sayılı ilamıyla mahkemenin direnme olarak adlandırdığı kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme olmadığı, davacının yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; birikmiş ve devam eden nafaka alacağının tahsili için eski eşi hakkında başlatılan icra takibini yürütmek üzere müvekkilinin davalı avukata vekâlet verdiğini ancak davalının dosya infaz edilmeden ve alacağın tamamı tahsil edilmeden vekâlet ücretini istemesi üzerine davalıyı haklı olarak azlettiğini, davalının ise aleyhine vekâlet ücretinin tahsili için icra takibi başlattığını ileri sürerek; başlatılan takip sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve haksız icra takibi nedeni ile davalının % 40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacının müvekkilini haksız azlettiğini, davacı aleyhine başlatılan icra takibinin vekil-müvekkil arasındaki vekâlet ücretine dayandığını, müvekkilinin davacının vekilliğini yaptığı takibin 649.000,00 TL ve bu miktarın %10'unun da 64.900,00 TL olduğunu, haksız azil nedeniyle davacı taraftan bu bedeli talep etme hakkı doğmasına rağmen asgari ücret tarifesi uyarınca karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti baz alınarak 36.961,00 TL (36.810 TL vekâlet ücreti+151 TL masraf bedeli) talep ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.10.2015 tarihli ve 2014/242 E., 2015/396 K. sayılı kararı ile; takibe konu 36.961,00 TL asıl alacağın 151,00 TL'lik kısmı yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22.10.2018 tarihli ve 2016/2122 E., 2018/9850 K. sayılı kararı ile; davalının, icra takibindeki talebinin vekil- müvekkil arasındaki vekalet ücretine ilişkin olduğunun bildirildiği, hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından hem akdi hem yasal vekalet ücreti hesaplanmış olup mahkemece, davalı yanın, icra takibinin vekil- müvekkil arasındaki vekalet ücretine ilişkin olduğuna ilişkin beyanı göz ardı edilerek davalı yanca başlatılan takipte hem akdi hem karşı yan vekalet ücreti talep edilmiş gibi değerlendirilerek davalının talebinin raporda belirlenen miktarın altında kaldığına ilişkin değerlendirmesinin doğru olmadığı, hal böyleyken Mahkemece, davalının başlattığı icra takibindeki talebinin akdi vekalet ücretine ilişkin olduğu nazara alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmediğine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davalı taraf karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

3. Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 08.10.2019 tarihli, 2019/510 E., 2019/9514 K. sayılı ilamıyla davalının karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozma Sonrası Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalıyı avukat olarak vekil tayin ettiği, davalının da davacıya ait ... 16. İcra Müdürlüğünün 2012/2926 E. sayılı dosyasını takip ettiği, ancak davacı tarafça davalının azledilmesi üzerine davalının da azlin haksız olduğundan bahisle karşı yan vekalet ücreti olan 36.961,00 TL'nin tahsili için icra takibi yapmış olduğu, öncelikle davalının azlinin haklı olup olmadığı hususu incelendiğinde Mahkemece ilk verilen kararda da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere azlin haksız olduğu kanaatine varıldığı, buna istinaden davalının davacıdan yalnızca karşı yan vekalet ücreti ve yapmış olduğunu iddia ettiği 151,00 TL'lik masraf ücretini talep ettiği görülmekle, dosya içerisinde yer alan bilirkişi raporuna göre davalının 32.810,00 TL karşı yan vekalet ücreti talep edebileceği belirtilmişse de dava değerinin 649.000,00 TL olduğu, Avukatlık Kanunun 164/4 üncü maddesindeki "...değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır." şeklindeki hükme istinaden davalının talep edebileceği karşı yan vekalet ücretinin 36.901,00 TL olduğu, icra takibinde talep ettiği 36.961,00 TL'lik kısım içerisinde her ne kadar 151,00 TL'lik masraf alacağına ilişkin talepte bulunmuşsa da, masraf yaptığına dair dosyada bir bilgi ve belgeye rastlanmadığından ilk karardaki gibi bu kısma yönelik talebin reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle; Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 22.10.2018 tarih 2016/2122 E. 2018/9850 K. sayılı bozma ilamının dosya kapsamına uygun olmadığı görüldüğünden karara direnilmesine, ... 8. İcra Müdürlüğünün 2013/4148 takip numaralı dosyasında takibe konu 36.961,00 TL asıl alacağın 151,00 TL'lik kısmı yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; Mahkemece bilirkişi raporuna karşı sunulan itirazlar dikkate alınmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin davalı avukatın dosyada herhangi bir işlem yapmadığını, bir emek vermediğini de belirterek davalı avukata ahzu kabza yetkili vekaleti vermediğinden zaten aralarında vekalet sözleşmesi oluşmadığını ve tarafların birbirlerine güven duymadıkları için davalı avukatı haklı olarak azlettiğini belirterek davalı avukata borcu olmadığının tespiti dolaysısıyla menfi tespit davası açtığını, davacı müvekkil ile davalı avukat arasında güven olmadığı için ve vekalet ilişkisi güvene dayandığı için davacının avukatına güvenmemesi nedeniyle vekalet sözleşmesinin irade eksikliği ile batıl olacağını, davalının icra takibindeki talebinin vekil-müvekkil arasındaki vekalet ücretine ilişkin olduğunu bildirdiği, ancak hükme dayanak edilen raporda bilirkişi tarafından hem akdi hem yasal vekalet ücreti hesaplanmış olup mahkemece davalı yanın icra takibinin vekil müvekkil arasındaki vekalet ücretine ilişkin olduğuna dair beyanı göz ardı edilerek davalı yanca başlatılan takipte hem akdi hem karşı yan vekalet ücreti talep edilmiş gibi değerlendirilme yapıldığını, davalının talebinin raporda belirlenen miktarın altında kaldığına ilişkin değerlendirmenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle davalının başlattığı icra takibindeki talebinin akdi vekalet ücreti olan 32.810,00 TL'ye ilişkin olduğunu kabullenmek gerektiğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

VI. DİRENME KARARININ HUKUK GENEL KURULUNCA İNCELENMESİ

Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2022 tarihli, 2021/3-566 E., 2022/1737 K. sayılı ilamıyla; somut olayda, Mahkemece ilk kararda hem akdi hem karşı yan vekâlet ücretinin toplanması suretiyle belirlenen miktara göre karar verilmesine rağmen, Özel Dairece davalı avukatın yalnızca akdi vekâlet ücretini istediği, karşı yan vekâlet ücretini istemediğine işaret edilmesi üzerine bu kez yalnızca karşı yan vekâlet ücreti istenildiğinin kabulü ile ilk karardan farklı açıklama ve hesaplamayla aynı sonuca varılmak suretiyle hüküm tesis edildiği, bu şekilde direnme adı altında karar verildiği, şu hâle göre, mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, kurulan hüküm aynı ise de Özel Dairenin bozmasından sonra gerekçenin değiştirildiği, bu şekilde farklı gerekçeye dayalı olarak verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olduğu gerekçesiyle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.

VII. TEMYİZ İNCELEMESİ

A. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, akdi vekalet ücretinin tahsili için başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164 üncü maddesi.

2.1136 sayılı Kanun'un 174/2 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına göre, somut olayda davacının vekil tayin ettiği davalıyı haklı nedenle azlettiği iddiasıyla, aleyhine akdi vekalet ücretinin tahsili için başlatılan icra takibinden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği ancak davalı avukatı haklı olarak azlettiği hususunu ispatlayamadığı, bu durumda yukarıda yer verilen hukuk kuralı gereği haksız azledilen davalı avukata vekalet ücretinin tamamının ödenmesi gerektiği anlaşılmakla davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2. Davalı avukatın icra dosyasındaki talebi yalnızca akdi vekalet ücreti istemine ilişkin olup, taraflar arasında ücret sözleşmesi bulunmadığından, davalı avukatın yukarıda yer verilen 1136 sayılı Kanun'un 164/4 üncü maddesi gereği takip ettiği icra dosyasındaki müddeabihin %10'u ile %20'si arasındaki miktardaki akdi vekalet ücreti talebinde bulunabileceği açıktır.

24.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.