Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3157 E. 2024/3228 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı şirketin, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri ile imzaladığı sözleşmeler kapsamında kesilen damga vergisi ve karar pulu bedellerinin iadesine ilişkin alacak davasında adli yargı mı yoksa idari yargı mı görevlidir?

Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin, idarenin vergi alma yetkisine dayalı bir yönetmeliğin hükümlerine aykırı olarak damga vergisi ve karar pulu kesintisi yapıldığını ileri sürmesi ve uyuşmazlığın vergi hukuku kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/333 E., 2022/493 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, bozma ilamına karşı direnme kararı verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince verilen direnme kararı davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkili şirketin Kıbrıs Türk Barış Kuvvetlerinin ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla düzenlenen ihaleleri kazanması nedeniyle Kıbrıs Türk Askeri Saymanlık Müdürlüğüne damga vergisi ve karar pulu ödediğini, ancak bu kesinti ve ödemelerin Anayasaya aykırı olduğunu, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulabileceğini, dava konusu olayda ise yönetmelik maddesine dayanılarak müvekkili şirketten haksız ve hukuka aykırı olarak damga vergisi ve karar pulu tahsil edildiğini ileri sürerek; imzalanan sözleşmeler kapsamında tahsil edilen damga vergisi ile karar pulu bedelleri ile şirket hakedişlerinden yapılan kesintilerin tespitini, hiçbir zaman sınırlaması olmaksızın tamamının kesinti ve ödemelerin yapıldığı tarihten itibaren ayrı ayrı işletilecek avans faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile şimdilik 1.000,00 TL'nin tahsilini, bu talepleri kabul edilmemesi halinde uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme kapsamında değerlendirilerek geçmişe dönük 10 yıllık süre dikkate alınarak şimdilik 1.000,00 TL'nin kesinti ve ödemelerin yapıldığı tarihten itibaren ayrı ayrı işletilecek avans faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile davalı Gelir İdaresi Başkanlığından tahsilini talep etmiş, husumet itirazı üzerine ... davaya dahil edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiğini, taraf değişikliğinin usul hükümlerine aykırı olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın Milli Savunma Bakanlığına yöneltilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.11.2021 tarihli ve 2019/1035 E., 2021/788 K. sayılı kararıyla; davanın 500 sayılı Kıbrıs'a Gönderilecek Türk Askeri Birliği Mensuplarının Aylık ve Ücretleriyle Çeşitli İstihkakları ve Birliğin Başka Giderleri Hakkında Kanun kapsamında haksız olarak alındığı iddia olunan damga vergilerinin ve imzalanan sözleşmeler için yatırılan pul bedellerinin tahsiline yönelik olduğu, uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Kanunu'nun (2577 sayılı Kanun) 2 nci maddesi kapsamında idari yargıda görülmesi ve karara bağlanması gerektiğinden bahisle, yargı yolu caiz olmadığından görevsizlik kararı verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 19.04.2022 tarihli ve 2022/729 E., 2022/762 K. sayılı kararıyla; davacı tarafından benzer konuda idari yargıda dava açıldığı, davanın dayanağı, ödenmiş bir verginin/karar pulu bedelinin sonradan sebepsiz hale gelmesi nedeniyle iadesinin istenmesi nazara alındığında, davacının taleplerinin idarenin vergi alma işlemine dayandığı, idari makamların kamu hukuku kuralları içinde gerçekleştirdikleri işlemlere karşı adli yargı yerinde dava açılamayacağı, bu nitelikteki davaların 2577 sayılı Kanun'un 2 nci maddesine göre idari yargı yerinde açılması gerektiği, davalı idare vekilinin husumet ve taraf değişikliğine ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 16.06.2022 tarihli ve 2022/4457 E., 2022/5898 K. sayılı ilamıyla; "...Taraflar arasında sözleşme imzalanmış olup, sözleşmenin imzalanmasından sonra ortaya çıkan bu uyuşmazlıkla ilgili taleplerin incelenmesinde adli yargı mercileri görevlidir. Hal böyle olunca; Mahkemece işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle görev yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. " gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamında gerekçe olarak gösterilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının uygulamasından daha ziyade eser sözleşmeleriyle ilgili olup ayıplı ve eksik imalatlarla ilgili olarak ortaya çıktığı, somut olayın esası ve mahiyetinin ise vergi hukukuna ilişkin olduğu, damga vergilerinin ve imzalanan sözleşmeler için yatırılan pul bedellerinin tahsiline ilişkin uyuşmazlığın idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle, önceki kararda direnilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; idare ile sözleşme imzalanmasından sonra ortaya çıkan anlaşmazlıklarda adli yargının görevli olduğunu, Türk Kamu ihale sisteminin sözleşmenin kuruluşu ve sonraki aşamayı birbirinden ayırdığını, söz konusu ikinci aşamanın özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğunu, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, ihale aşamasının ise 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nda düzenlendiğini, bozma ilamındaki hususların sadece eser sözleşmesinde uygulanmadığını, emsal ilamda kamu ihale kararı ve ekleri ile ilgili sözleşme imzalanmasından sonraki uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı olarak belirlendiğini, Vergi Mahkemelerinin görevli olmadığını, müvekkili şirketin hak edişlerinden haksız kesinti yapıldığını, sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında değerlendirileceğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı vekili; uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiğine dair gerekçenin doğru olduğunu, ancak müvekkili Kurumun usul hükümlerine riayet edilmeden davaya dahil edilmesinin yasaya aykırılık teşkil ettiğini, husumetin kuruma yöneltileceği ve bu hususun düzeltilmesine dair karar verilmeden yalnızca tensip zaptının tebliğ edildiğini, davanın Milli Savunma Bakanlığına yöneltilmesi gerektiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, diğer itirazlarının değerlendirilmediğini ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı şirketten kesilen damga vergilerinin ve imzalanan sözleşmeler için yatırılan karar pulları bedellerinin tespiti ve ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalı idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2577 sayılı Kanun’un "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2 nci maddesi,

2. 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un 6 ncı maddesi,

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası,

4. 500 sayılı Kıbrıs'a Gönderilecek Türk Askeri Birliği Mensuplarının Aylık ve Ücretleriyle Çeşitli İstihkakları ve Birliğin Başka Giderleri Hakkında Kanun'un 1 inci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları,

5. 500 sayılı Kanun dayanak gösterilerek çıkarılan 20.07.1981 tarih ve 17406 sayı ile Resmi Gazetede yayımlanan Kıbrıs'a Gönderilecek Türk Askeri Birliğinin Yiyecek, Giyecek, Yakacak, Donatım, Tedavi ve Sair Her Türlü Giderlerinin Tutarı ve Satın Alma İşlerinin Şekli ve Ödeme Biçimlerini Gösterir Yönetmelik'in (Yönetmelik) 15 inci maddesi.

3. Değerlendirme

6100 Kanun’un 373 üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereğince Dairemizce yeniden yapılan incelemede; davacının yukarıda yer verilen Yönetmelik hükümleri uyarınca dava konusu damga vergisi ve karar pulu tahsilatlarının yapılamayacağını ileri sürdüğü, bu nedenle uyuşmazlığın vergi hukuku kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, uyuşmalığın çözümünde idari yargının görevli olduğu, İlk Derece Mahkemesince yargı yolu caiz olmadığından davanın usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, Dairece verilen 16.06.2022 tarihli bozma ilamındaki değerlendirmenin hataya dayalı olduğu anlaşılmakla taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi direnme kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,

21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.