Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3199 E. 2024/1116 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında var olduğu iddia edilen adi ortaklık ilişkisinin ispat edilip edilmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafın, adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispatlayacak yazılı delil sunamaması, davanın senetle ispat sınırının üzerinde olması, davalı tarafın tanık dinlenmesine muvafakat etmediği ve dosyada yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge bulunmadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1897 E., 2023/1033 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/12 E., 2022/151 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; taraflar arasında Üsküdar'daki ilgili adreste açılacak bir mağazada parfüm satılması amacıyla adi ortaklık kurulduğunu, kârın 2018 yılına kadar davacının banka hesabına yatırıldığını, 2018 yılından sonra açıklama yapılmadan kâr ödemesinin durdurulduğunu, sonrasında davalının mağazayı başkasına devrettiğinin öğrenildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100.000,00 TL'lik kâr ve ortaklık payının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; Parfüm firmasının tek sahibi olan dava dışı ...'in akrabalık ilişkisi nedeniyle davacıya kendi firmasında iş imkânı sağladığını, bu bağlamda davalıya ait olan Üsküdar'daki mağaza da dahil olmak üzere birden fazla mağazanın kontrol ve teftişlerinin davacı tarafından gerçekleştirildiğini, adi ortaklık iddiasının gerçeği yansıtmadığını, işlerin iyi gitmemesi nedeniyle davalının söz konusu şubeyi BRG Kozmetiğe devrettiğini, davacının 24.09.2018 tarihinde parfüm firmasından haklı bir neden ileri sürmeden istifa ettiğini, ayrıca firma aleyhine güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlarını işlediği şüphesiyle savcılık tarafından soruşturma yürütüldüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; adi ortaklık ilişkisinin kurulması şekle tabi değilken, ispat noktasında genel kuralların geçerli olduğu, akdi ilişkinin inkâr edilmesi karşısında sözleşmenin varlığının kesin delillerle ispatlanması gerektiği, davalının tanık dinlenmesine karşı çıktığı, yazılı delil başlangıcı bulunmadığından tanık dinlenmediği, davacının açıkça yemin deliline de dayanmadığı, davacının davasını ispat edemediği, aksine taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunmadığına dair davalının delilerinin bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; Mahkemece internet aboneliğinin BRG Kozmetik A.Ş. adına olduğu belirtilmişse de bu aboneliğin davacı adına kayıtlı iken 30.12.2019 tarihinde (şirket ile ilişiği kesildikten uzun bir süre sonra) BRG Kozmetik Ticaret A.Ş. ne devir edildiğinin bildirildiğini, davalı tarafın cevap dilekçesinde ve daha sonraki beyanlarında "defalarca kez şubenin yetkilerini davacıya verdiğini, hatta davacı İstanbul'a sık sık gidip geldiği için şube yönetiminin davacıya bırakıldığını" beyan ettiğini, iddiayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, şirketin başında davacının durmadığına ilişkin beyanlarından yola çıkarak işlerle davacının ve şubede bulunan çalışanların ilgilendiğinin kabulünün gerektiğini, bu durumda davacının hesabına gönderilen paraların bizzat davalı tarafından yatırılmasının beklemeyeceğini, bu ödemelerin bir kısmının elden yapıldığını, bir kısmının kredi ödemesi olarak davacı adına yatırıldığını, bir kısmının ise şirket çalışanları tarafından davacının hesabına yatırıldığını, 05.01.2022 tarihli rapor incelendiğinde davacının hesaplarının ticari amaçla kullanıldığı, hesaba ciro aktarımları yapıldığı, yine maaş ödemelerinin davacının hesabı üzerinden yapıldığının tespit edildiğini, ayrıca davacının da beyan ettiği üzere şube niteliğinde olan iş bu ortaklığın merkez firması olan CC Kozmetik firmasının sahibi ... ile davacı arasında çok sayıda havale işlemi gerçekleştirildiğini, dolayısıyla taraflar arasında gelire göre paylaşım yapıldığının açık olduğunu, buna rağmen davalının ödemeleri bizzat yapmaması nedeniyle ortaklığın mevcut olmadığı sonucuna varılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, kasa defterlerine kaydedilen ödemeler ile incelenen hesap hareketleri birlikte değerlendirildiği takdirde tutulan kayıtların doğruluğunun anlaşılacağını, dosyaya sunulan maillerin merkez firma olan CC Kozmetik (Bargello) çalışanlarından satın alma sorumlusu Taner tarafından davacıya gönderilmiş olduğunu, bu maillerde ortaklığın aylık kar zarar durumlarını gösterir excel tablolarının düzenli olarak davacı ile paylaşıldığının görüldüğünü, Mahkemece maillerin içeriğinin incelenmediğini, yalnızca "davalı tarafından gönderilmediği" gerekçesiyle bu maillerin hükme esas alınmadığını, dosyaya sunulan bu belgelerin "delil başlangıcı" olarak kabul edilmediğini ve şirkette SGK'lı çalışanların tanık olarak dinlenmesine yönelik talebin defaatle reddedildiğini, kararın eksik incelemeye dayalı olarak verildiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davada harçlandırılan değer dikkate alındığında senetle ispat sınırının üzerinde kaldığı, davacının ortaklık ilişkisinin varlığına dair taraflarca imzalanmış yazılı bir sözleşme sunamadığı, davacının delil olarak banka kaydı, faturalara ve e-mail yoluyla yapılan yazışmalara, kasa defterine, bilirkişi incelemesine dayandığı, ayrıca e-maillerin "delil başlangıcı" niteliği arz ettiğinden bahisle tanık dinlenmesini istediği, davacının delilleri arasında yer alan internet faturasından hareketle Türk Telekom'a yazılan müzekkereye cevaben gönderilen abonelik bilgilerine göre, 19.03.2016 başlangıç 15.07.2018 bitiş tarihli aboneliğin davacı adına olduğu, aboneliğin 25.12.2019 tarihi itibariyle Bargello Kozmetik Tic. A.Ş. tarafından devralındığının anlaşıldığı, dava konusu iş yeri ile ilgili 01.01.2018 tarihli kira sözleşmesini kiracı sıfatıyla davalı ...'nın imzaladığı, vergi kaydında mükellef "Bargello Parfume" ticaret unvanı ile davalı ...'nın göründüğü, kasa defteri üzerinde mali bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen 09.06.2021 tarihli rapor içeriği, banka kayıtları üzerinde bankacı bilirkişi vasıtasıyla yapılan inceleme sonucu düzenlenen 05.01.2022 tarihli rapor içeriği, işçi sıfatı ile davacı ve işveren sıfatı ile dava dışı CC Kozmetik Ltd. Şti. arasında imzalanan 19.06.2022 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının yapacağı işin "pazarlama müdürü", çalışma yeri "işverenin Bursa sınırları içindeki değişik iş yerlerinde, işveren veya vekilinin göstereceği yerler" olarak tanımlandığı, 24.09.2018 tarihi itibariyle davacı imzalı istifa dilekçesi sunulduğu, dosya içinde mevcut e-maillerin tetkikinde; gönderici adresinin "taneratakan@ bargello.com.tr", alıcının davacı olduğu, 29.04.2017 tarihli e-mail'in "Üsküdar mağaza kar/zarar", 12/şubat/ (?) tarihli e-mail'in "Üsküdar kar zarar tablosu", 02.04.2018 tarihli e-mailin "01.2018 kar/zarar tablosu" açıklamalarını içerdiği ve ekte 2014/2015/2016/2017 maliyet-ciro karşılaştırması ile kar zarar tablosunun bulunduğu, davacının istinaf dilekçesinde, bu e-mailleri gönderen Taner'in CC Bargello'nun çalışanı ve satın alma sorumlusu olduğunu beyan ettiği, celp olunan kayıtlara göre dava dışı Taner'in dava dışı şirketin yetkili temsilcisi olmayıp SGK'na tabi normal çalışanı durumunda olduğu, ceza dosyasının tetkikinde ise, müşteki CC Kozmetik Kimya İnş. Taah. İthalat İhracat San. ve Tic. Ltd. Şti. nin şikayeti üzerine şüpheliler olarak davacı ile dava dışı Metin ve Nesrin hakkında tacir ve şirket yöneticiler ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçundan cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı, söz konusu dosya kapsamında da davacının davalı ile ortaklığının bulunduğuna dair bir delil bulunmadığı, mevcut duruma göre, davacının taraflar arasında bir ortaklık ilişkisinin varlığını, ayrıca kar payı ve devir nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinafta sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında var olduğu ileri sürülen adi ortaklık ilişkisinin ispat edilip edilmediği hususunda toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi,

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) ''ispat yükü'' başlıklı 190 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 620 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. 6098 sayılı Kanun'un (6098 sayılı Kanun) 620 nci maddesinin birinci fıkrasına göre; adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.

2. Adi ortaklık sözleşmelerinde "şekil serbestisi" ilkesi uygulanmakta olup, ortaklık ilişkisinin sözlü olarak da kurulabilmesi mümkündür. Adi ortaklık sözleşmesinde şekil, ispat açısından önem arz etmektedir.

3. Taraflar arasında ortaklık ilişkisinin varlığına dair ihtilaf çıktığında, ispat yükü, ortaklık ilişkisinin varlığını iddia edene düşer.

4. Adi ortaklık ilişkisi, 6098 sayılı Kanun'un 620 nci maddesinde de tanımlandığı gibi sözleşme temeline dayanmakta olup, aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu nedenle, 6100 sayılı Kanun'un 200 üncü maddesinde düzenlenen parasal sınırın üzerindeki ortaklık ilişkisinin varlığının ispatında, kural olarak, senetle ispat zorunluluğu geçerlidir.

5. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında belirtilen gerekçe ve özellikle taraflar arasında yazılı bir ortaklık sözleşmesinin bulunmamasına, dava değeri nazara alındığında davanın senetle ispat sınırının üzerinde bulunmasına, davalı tarafça tanık dinlenmesine muvafakat edilmediğinden ve dosyada yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge yer almadığından tanık dinlenmemesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, alınan bilirkişi raporları, süreli iş sözleşmesi başlıklı belge, vergi kaydı, SGK kaydı, ceza davasına ilişkin iddianame ve diğer kayıtlar da incelendiğinde ispat yükü üzerinde olan davacının davalı ile aralarında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu ispat edemediğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.