"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacı vekili; davalı tarafından açılan 1.500 ton asfalt bitümü alımı ihalesini müvekkili şirketin kazandığını, bilahare taraflar arasında 06.08.2019 tarihinde mal alımına ait sözleşme imzalandığını, davalı kuruma 31.07.2019 tarihli 197.550,00 TL'lik teminat mektubu verildiğini, sözleşmenin süresinin 120 takvim günü olarak belirlendiğini, sözleşmenin 10.2.1 ve 10.3.1 inci maddelerinde "sözleşmenin imzalanmasına müteakip işe başlanacağı" ve "sözleşme imzalanmasına müteakip işe başlanacak olup, 120 takvim günü içerisinde idarenin isteği doğrultusunda peyder pey teslim alınacaktır." denildiğini, yapılan ihale sözleşmesi sonrasında davalı kurumun müvekkiline herhangi bir teslim programı düzenleyerek göndermediğini, şifai bilgilendirme yoluyla müvekkili şirketten sözleşmenin sona erdiği tarihe kadar sadece 242 ton mal alımı yapıldığını, davalı kurumun sözleşme gereklerini yerine getirmediğini belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminatın sözleşme bitim tarihi olan 07.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davalı kuruma verilmiş 197.500,00 TL'lik teminat mektubunun hükümsüz kaldığının tespiti ile müvekkiline veya mektubu düzenlemiş olan bankaya iadesini istemiş, 07.04.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 209.749,80 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; sözleşme tarihinden sonra TÜPRAŞ tarafından belirlenen bitüm birim fiyatlarında aşırı düşüş olduğunu, bu sebeple müvekkili tarafından kamu yararı gözetilerek 242,00 ton haricinde alım yapılmadığını, söz konusu işin %80'e tamamlanarak yapılması halinde meydana gelecek kamu zararının 350.982,46 TL olarak hesaplandığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında imzalanan 06.08.2019 tarihli sözleşmede; malzemelerin periyodik olarak teslim edileceği, malzemelerin tümünün teslim edilmesi gereken sürenin işe başlama tarihinden itibaren 120 takvim günü olarak belirlendiği, davalı tarafından sözleşmede malzemelerin son teslim tarihi olarak kararlaştırılan 04.12.2019 tarihine kadar malzemelerin tamamı teslim alınmadığından davalının bu günün geçmesiyle yani 05.12.2019 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, ancak dava dilekçesindeki talep sonucu itibariyle 07.12.2019 tarihinden itibaren faiz isteminde bulunulmuş olduğundan taleple bağlı kalınarak ıslah dışındaki miktar yönüyle 07.12.2019 tarihinden itibaren faize hükmedildiği, borcun ifa edileceği son gün açık ve belirli bir şekilde sözleşmede taraflarca birlikte kararlaştırılmış olduğundan bu sürenin dolması ile ihtara lüzum kalmaksızın davalının temerrüde düştüğü, somut uyuşmazlıkta işin tamamlanma şartının yerine getirilmediği, davacının, teslim programını kendilerine sunması bakımından davalıya birden fazla kez yazı göndermiş olmasına mukabil, davalı İdarenin bu yazılara kayıtsız kalması karşısında davacının ayrıca bir süre vermesinin bir anlamının olmayacağı, davacının maddi tazminat istemine konu ettiği zararlarının dava dilekçesinde "kâr ve kazanç kaybı ile imzalanan sözleşme nedeniyle fazladan ödenmek zorunda kalınan vergi, resim ve harçlar" olarak belirtildiği, bu yönüyle talep edilen tazminatın menfi zarar kapsamında olduğu, aynı hukuki ilişki içerisinde hem müspet zarar hem de menfi zararın tazmini istenemeyeceğinden menfi zarar isteminin yerinde görülmediği, teslim edilmediği/teslim alınmadığı anlaşılan 1.258 tonluk asfalt bakımından uğranılan kâr kaybının ise 6098 sayılı TBK'nın 125 inci maddesi kapsamında borçlu temerrüdüne ilişkin hükümler dahilinde tazminat olarak istenmesinin mümkün olduğu, dava konusu olaya bağlı olarak kâr mahrumiyetinin 07.02.2022 günlü ek bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre toplam 209.749,80 TL olduğunun kabulünün gerektiği, ortaya çıkan uyuşmazlıkta davacının bir kusuru bulunmadığından ve sözleşmenin ifa edilememesi davalının kusurundan kaynaklı olduğundan teminat mektubunun davacıya iadesine de karar vermek gerektiği belirtilerek, davanın kabulü ile; 20.000,00 TL'sine temerrüt tarihi olan 07.12.2019 tarihinden itibaren ve bakiye 189.749,80 TL'sine ise ıslah tarihi olan 07.01.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte toplam (faiz hariç) 209.749,80 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusu Türkiye İş Bankası A.Ş. Ünye Şubesi tarafından düzenlenmiş olan 31.07.2019 tarih ve TMDZ19-70099 mektup numaralı 197.550,00 TL'lik teminat mektubunun hükümsüz kaldığının tespiti ile davacıya iadesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı vekili süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; aynı hukuki ilişki içerisinde hem müspet zararın hem de menfi zararın tazmini istenemeyeceği gerekçesiyle müspet zarar yönünden davanın kabulüne karar verildiğini, bu haliyle davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, fazlaya dair reddedilen bir kısım bulunduğundan davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
bilirkişi ek raporundaki hesaplamanın gerçeği yansıtmadığını ve hesaplanan bedelin fahiş miktarda olduğunun anlaşıldığını, dosya kapsamındaki bilirkişi raporları arasında açık çelişki bulunduğunu, yapılan hesaplamanın somut ve bilimsel bir veriye dayanmadığını, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı gibi, hükme esas alınabilecek nitelikte de olmadığını, müvekkilinin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, müvekkili yönünden temerrütün yasal şartlarının oluşmadığını, davacı yüklenicinin işin tamamlanmasıyla ilgili yükümlülükleri yerine getirip getirmediği hususunda ve ihale mevzuatı hükümleri yönünden bir araştırma da yapılmadığını belirterek, Yerel Mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK'nın 355 inci maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; ihale sözleşmesine aykırılık nedeniyle maddi tazminat ve teminat mektubunun iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Sözleşme özgürlüğü
" başlıklı 26 ncı maddesi ve "Seçimlik haklar" başlıklı 125 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Sözleşme özgürlüğü
" başlıklı 26. maddesinde; "Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler." düzenlemesine yer verilmiştir. Sözleşmeyle bağlılık ilkesi gereğince de taraflar akdettikleri sözleşmedeki hüküm ve koşullar ile bağlıdır.
2. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve özellikle taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine göre davalı taraf üstüne düşen yükümlülüklerini yerine getirmeyerek temerrüde düştüğünden, davacının zararının tazminini talep edebileceği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve yeterli olduğunun anlaşılmış olmasına göre usul ve kanuna uygun olup, davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.