"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/118 E., 2022/914 K.
DAVA TARİHİ : 19.01.2022
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin davalıya ait taşınmazı 01.09.2021 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiraladığını, evi gece vakti gezdiğini, evin içini tam olarak görmediği halde acil ihtiyacı olduğu için sözleşmeyi imzaladığını, gündüz içine girdiklerinde eşyalar ve evin kullanılmayacak durumda olması nedeniyle yerleşmeksizin durumu davalıya bildirdiğini, davalının teslim almak istememesi nedeniyle 13.09.2021 tarihli emanet tutanağı ile anahtarı notere tevdi ettiğini ve bu durumu bildirdiğini, anahtarların davalı tarafından noterden teslim alındığını, depozitonun tahsili amacıyla hakkında başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini, davalının taşınmazı hemen yeniden kiraya verdiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptaline, lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davacının, müvekkilinin maliki bulunduğu dava konusu daireyi 01.09.2021 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiraladığını, davacıdan kira bedeli tutarı olan 2.700,00 TL depozito alındığını, dairenin davacıya teslim edildiğini, davacının ileri sürdüğünün aksine daireyi birden fazla kez gezip,
inceleyip, beğendikten sonra sözleşme düzenlendiğini, 13.09.2021 tarihli emanet tutanağı ile taşınmazı tahliye ettiğini bildirerek anahtarı notere teslim ettiğini, anahtarın 01.10.2021 tarihinde teslim alındığını, kira sözleşmesinin hususi şartlar 8 inci maddesi uyarınca kiracının kiralananı boşaltmak istediği takdirde 2 ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirimde bulunmak zorunda olduğunu, müvekkilinin anahtarı teslim alması üzerine 10.10.2021 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile evini aylık 2.500,00 TL bedel ile kiraya verdiğini, davacının zamansız ve geçerli bir nedene dayanmaksızın taşınmazı tahliye etmesinin müvekkilini zarara uğrattığını, davacının yasa ve sözleşmede belirlenen koşullara uymadan taşınmazı tahliye ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı aleyhine iade edilmeyen depozito bedelinin iadesi için takip başlatıldığı, davalının takibe itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davasının açıldığı, 30.03.2022 tarihli duruşmada dava konusu taşınmazda 14.04.2022 tarihinde bilirkişi heyeti eşliğinde keşif yapılmasına karar verildiği, keşif ücreti ve bilirkişi ücretini yatırması için davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süreye rağmen davacı tarafça keşif ve bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, mevcut delil durumu itibariyle davanın esası hakkında bir hüküm kurulamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. KANUN YARARINA TEMYİZ
A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran
İlk Derece Mahkemesi kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.
B.Temyiz Sebepleri
Adalet Bakanlığının 24.05.2023 tarihli yazısında; davacı kiracı tarafından anahtarların ... 16. Noterliğine 13.09.2021 tarihinde emanet olarak bırakıldığı, taşınmazın davalı tarafından 02.10.2021 tarihinde yeniden kiraya verildiği, depozito bedelinin iadesine ilişkin takibe vaki itirazın iptali istemli davada davalı ev sahibinin depozito bedelini iade etmeme nedeni olarak taşınmazın süresinden önce tahliye edilmesini ileri sürdüğü, kira sözleşmesinde kiracının taşınmazı boşaltmak istediği takdirde 2 ay önceden kiralayana ulaşacak şekilde bildirmek zorunda olduğunun belirtildiği, Mahkemece yargılama sonunda davanın kiralananda keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması için gerekli delil avansının yatırılmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği, taraflar arasında depozito olarak ödenen bedelin taşınmazdaki hasar nedeniyle iade edilmediği yönünde bir uyuşmazlık bulunmadığı, kiralayanın depozito bedelini iade etmeme sebebini kira sözleşmesinin süresinden önce feshedilmesi olarak belirttiği ancak kiralanan taşınmazın 02.10.2021 tarihinde yeniden kiraya verildiği gözetilerek depozito bedelinin bu minvalde yapılacak kira kaybı hususundaki değerlendirmenin sonucuna göre iadesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, depozito bedelinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 324 üncü maddesi
3.Değerlendirme
1. Taraflar arasında 01.09.2021 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiği, kiralananın süresinden önce tahliye edildiği ve sözleşmede belirtildiği üzere davalı kiraya verene 2.700,00 TL depozito bedeli verildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı kiracı, 13.09.2021 tarihinde kiralananın anahtarını notere teslim etmiş, depozito bedelinin tahsili için takip başlatmıştır. Davalı ise kiralananın, sözleşmesinin süresinden önce ve haklı nedene dayanmadan tahliye edilmesi nedeniyle zarara uğradığını savunmaktadır. Bu halde, uyuşmazlık; depozito bedelinin iade edililip edilmeyeceği, davalının depozito bedelinden mahsubu gereken bir alacağı olup olmadığına ilişkindir.
2. Mahkemece, mahallinde keşif icrası ile inşaat ve hesap uzmanı bilirkişilerden rapor alınmasına, ayrıca mevcut gider avansı yeterli olmadığından avansını yatırmak üzere davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmesine, ihtar gereği yerine getirilmez ise keşif incelemesi yapılması talebinden vazgeçmiş sayılarak dosyada mevcut delillere göre karar verileceği ihtar edilmiş, masrafın yatırılmamış olması nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, depozito bedelinin iade koşulların değerlendirilmesi, bu yönde taraf delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği açıktır.
3. Diğer yandan Mahkemece, keşif yapılmasına ilişkin ara karar verilmiş ise de bu ara kararından keşfin ne amaçla yapılacağı anlaşılamamaktadır. Yine gerekçeli kararda da bu hususta bir açıklama bulunmamaktadır. Davalı kiraya verenin hasar iddiası bulunmaktadır. Bu halde kiralananda, depozito bedelinden mahsubu gereken hor kullanma sonucu bir zarar oluşup oluşmadığı tespitine gerek bulunmamaktadır.
4. Davalının erken tahliye nedeniyle zarar iddiası yönünden, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 325 inci maddesinde düzenleme gereği, kiracının sorumluluğu kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre ile sınırlıdır. Kira sözleşmesinin 8 inci maddesinde, kiracının kiralananı boşaltmak istediği takdirde 2 ay evvelinden mal sahibine ulaşacak şekilde bildirmek zorunda olduğu düzenlenmiş olup, kira sözleşmesinde makul süre 2 ay olarak belirlenmiş olduğundan makul süre kira bedelinin belirlenmesi için keşif yapılmasına ihtiyaç bulunmamaktadır. Kaldı ki kiralananın, 10.10.2021 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile yeniden kiraya verildiği de uyuşmazlık konusu olmayıp sözleşmede kararlaştırılan makul süre kira bedeline ilişkin sorumluluğunun yeniden kiralama tarihini aşamayacağı da açıktır.
5. Öte yandan, davacı kiracı, kiralananın ayıplı olduğunu iddia etmiş olup feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı yönünden keşif yapılması gerektiği düşünülse bile taşınmazın yeniden kiraya verildiği, davacı tarafça ayıpların giderildiği ileri sürülmüş olup bu hususta davalının beyanı alınmadan, kiralananda keşif yapılmasının fayda sağlayıp sağlamayacağı, kiralananın fesih tarihindeki durumunun tespitinin mümkün olup olmadığı değerlendirilmeden keşif kararı verilmesi ve gider avansı yatırılmadığından davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
6. Hal böyle olunca, Adalet Bakanlığının yerinde görülen kanun yararına temyiz isteminin kabulü gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Adalet Bakanlığının kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile 6100 sayılı Kanun'un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Kararın bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine,
21.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.