Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3228 E. 2024/1305 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir kararla hükmedilen tazminat miktarının, daha önceki bir bilirkişi raporunda belirlenen miktardan düşük olması nedeniyle aradaki farkın tahsili için açılan ek davada, davalının ibra iddiasının geçerli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşmiş mahkeme kararının tespit bölümü ile davalının ibra belgesinin kapsamı birlikte değerlendirilerek, davacının kesinleşen kararla almaya hak kazandığı maddi tazminatın bakiye tutarından feragat etmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/56 E., 2023/571 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/51 E., 2020/169 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davacının lisanslı güreşçi olduğunu, 12.12.2009 tarihinde Ankara Büyükşehir Belediyesi eski sporcusu olarak Büyükşehir Belediyesinin sporcularına tahsis ettiği yerlerde ve hocalarıyla birlikte çalıştığı sırada kendisinden otuz kilo fazla ve aynı siklet güreşçisi olmayan sporcunun yaptığı ters hareket sonucu boynunun kırıldığını ve hareket fonksiyonlarını kaybettiğini, Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 03.05.2018 tarihli ve 2016/414 E. 2018/222 K. sayılı kararı ile 992.529,66 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedildiğini ileri sürerek; bahsedilen dosyada bilirkişi raporu ile tespit edilen miktar ile hüküm altına alınan maddi tazminatın mahsubundan sonra kalan 705.319,21 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; meydana gelen olayda davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının Kızılcahamam Belediyesine ait spor kulübünde lisanslı ve Belediyeleriyle hiçbir bağı olmayan Gençlik Spor Müdürlüğü Güreş Federasyonunun milli güreşçisi olduğunu, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, davacının ek dava yoluna gitmesinin zamanında ıslah başvurusu yapılmamasından kaynaklı olduğunu, davacının 06.12.2018 tarihli feragat ve ibra dilekçesi ile Belediyelerine başvurarak 2.020.530,61 TL'yi Ankara Büyükşehir Belediyesinden aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kesinleşen Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/417 E. sayılı dosyasında hükme esas alınan 18.08.2017 tarihli bilirkişi raporunun tarafları bağlayıcı delil niteliğinde olduğu, bu itibarla davacının eldeki davada anılan bilirkişi raporu ile belirlenen 1.697.848,87 TL maddi zarardan hüküm altına alınan 992.529,66 TL'nin mahsubu ile bakiye 705.319,21 TL'nin tahsilini talep etmesinin kesinleşen bilirkişi raporu karşında haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 705.319,21 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davalı Belediyeye husumet yöneltilemeyeceğini, meydana gelen kazada davalının kusurunun bulunmadığını, davacı ile davalı arasında bir anlaşma ya da sözleşme yapılmadığını, davacının sağlık durumunda düzelme olması nedeniyle yeniden rapor aldırılması yönündeki taleplerinin değerlendirilmediğini, davacı avukatı tarafından verilen 06.12.2018 tarihli ibranamenin Mahkemece dikkate alınmadığını ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı vekili tarafından davalı Belediyeye sunulan 06.12.2018 tarihli ibra belgesi ile ilk davada hükmolunan ve tahsili için Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2018/7161 E. sayılı icra dosyası ile takibe konulan alacağın tamamının ödenmesi durumunda faiz alacağının %10’luk kısmından feragat edileceği ve bu şartlar altında davalının ibra edileceğinin belirtildiği, bu kapsamda 06.12.2018 tarihli ibra belgesinin, davacının kesinleşen mahkeme kararı ile almaya hak kazandığı maddi tazminatın bakiye tutarından feragat ettiği anlamını taşımadığı, 18.08.2017 tarihli tazminat bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminat tutarı da dikkate alındığında, Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, adam çalıştıranın sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir

2. İlgili Hukuk

1. 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu'nun 55 inci maddesi,

2. Dairemizin 29.01.2020 tarihli ve 2020/1694 E., 2020/3624 K. sayılı ilamı.

3. Değerlendirme

Davacı tarafından davalı ... aleyhine maddi ve manevi tazminat talepli açılan davada, itibar edildiği belirtilen bilirkişi raporunda maddi tazminat miktarının 1.697.848,87 TL olarak belirlendiği, Mahkemece ikinci kez ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile 992.529,66 TL maddi tazminatın davalıdan alınmasına dair verilen kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, söz konusu kesinleşen kararın tespite ilişkin bölümünün sonradan açılan işbu ek davada kesin hüküm teşkil edeceği ve 06.12.2018 tarihli ibra belgesinin, davacının kesinleşen mahkeme kararı ile almaya hak kazandığı maddi tazminatın bakiye tutarından feragat ettiği anlamını taşımadığı belirlenmekle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verild.i