Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3251 E. 2023/2476 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinin kiraya veren tarafından haksız feshi nedeniyle kiracı tarafından açılan tazminat davasında, kazanç kaybının nasıl hesaplanacağı ve uygulanan bozma kararının usuli kazanılmış hak oluşturup oluşturmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kira sözleşmesinin kiraya veren tarafından haksız feshedildiği ve bu hususun önceki bozma kararıyla kesinleştiği, mahkemenin bozma kararına uymak ve belirtilen hususları dikkate alarak hüküm vermek zorunda olduğu, önceki bozma kararının davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

DAVA TARİHİ : 10.02.2015

Taraflar arasındaki birleştirilerek görülen alacak ve tazminat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davacı-birleşen davada davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Davalı-birleşen dosya davacıları tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada, davacı; davaya konu restoran ve büroyu davalıdan kiraladığını, daha sonra cezaevine girdiğini, personelinin kiralananı işletmeye devam etmesine rağmen davalının 26.04.2013 tarihinde taşınmazı başkasına kiraladığını, haksız yere kiralanandan tahliye edildiğini, taşınmazda değer artırıcı iyileştirmeler yaptığını, ayrıca tahliye nedeniyle kazanç kaybına uğradığını ileri sürerek; meydana gelen müspet zararları için şimdilik 3.000,00 TL tazminatın tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında dava değerini 122.187,00 TL olarak belirtmiştir.

2. Birleşen davada, davacı; 221.600,00 TL kira alacağının tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleşen davada, davalılar; davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, 30.04.2015 tarih ve 2015/272 E., 2015/481 K. sayılı kararla; asıl davanın, iddialarının sübut bulmaması nedeniyle reddine, birleşen davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A Birinci Bozma Kararı Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı, süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen, 12.10.2017 tarihli ve 2017/14767 E., 2017/13816 K. sayılı kararla; taraflar arasında 20.04.2012 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile büro niteliğindeki işyerinin, 20.04.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile içkili restaurant niteliğindeki işyerinin kiralandığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, kira ilişkisi devam ederken davalı kiraya verenin 26.04.2013 başlangıç tarihli sözleşme ile davaya konu taşınmazı içkili restaurant olarak 3. kişiye kiraladığı, bu durumda, sözleşmenin kiraya veren tarafından tek taraflı ve haksız feshedildiğinin kabulünün gerektiği, bu nedenle, davacı kiracı tarafından yapılan tadilatların zorunlu ve faydalı masraf niteliğinde olup olmadığının saptanarak, zorunlu ve faydalı masraf olduğunun belirlenmesi halinde imalat tarihi itibariyle yıpranma payı düşülmüş bedellerinin tesbiti ve kazanç kaybı yönünden de davacı kiracının dava konusu kiralanan ile aynı vasıf ve özelliklere sahip başka bir taşınmazı aynı şartlarda ne kadar sürede kiralayabileceği bilirkişi aracılığıyla tespit edilerek bu süreyle sınırlı olarak davacının kâr kaybının hesaplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, birleşen davada, ön inceleme tutanağı imzalanmadan önce davadan feragat edildiği, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7 nci maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte olan tarife hükümleri ile belirlenen ücretin yarısına hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretinin tamamına hükmedilmiş olmasının da doğru olmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan mahkemece; 12.07.2018 tarih ve 2017/1987 E., 2018/1159 K. sayılı kararla; davanın kabulü ile 3.000 TL’nin dava tarihi olan 09.06.2014 tarihinden itibaren 119.181,00 TL'nin ıslah tarihi olan 18.06.2018 tarihi itibarı ile işleyecek faiz oranı ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, süresi içinde davalı-birleşen dosya davacısı kiraya veren temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece verilen 0.10.2019 tarih ve 2018/6852 E, 2019/7735 K. sayılı kararla; asıl ve birleşen davalar bakımından ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan mahkemece; 16.01.2020 tarih ve 2019/1577 E., 2020/102 K. sayılı kararla; asıl davanın kabulü ile 3.000,00 TL alacağın 09.06.2014 dava tarihinde, 119.181,00 TL alacağın ıslah tarihi olan 18.06.2018'den itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, birleşen davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davalı-birleşen dosya davacısı kiraya veren tarafından temyiz edilmiştir.

2. Dairece verilen 08.06.2020 tarih, 2020/1947 E., 2020/2792 K. sayılı kararla; davada tesis edilen hükmün hangi gerekçelere dayandırıldığı açıklanarak karar verilmesi gerekirken, gerekçe gösterilmeden doğrudan sonucun açıklanması suretiyle karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan mahkemece; yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile davalının vefatı nedeni ile mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkiliyle ilgili usuli eksikliğin bu şekilde tamamlandığı, davacının faydalı ve zorunlu giderler yaptığını ispat edemediği, kira sözleşmesinin feshinde davalı kiraya verenin kusuru bulunmadığı gerekçesiyle birleşen dava ile ilgili verilen hüküm ferileriyle birlikte kesinleştiğinden bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına, asıl davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-birleşen dosya davalısı kiracı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Dairenin 26.04.2022 tarihli ve 2021/8069 E., 2022/4142 K. sayılı kararıyla; davacının sair temyiz itirazlarının reddi ile taraflar arasında 20.04.2012 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile büro niteliğindeki ... yerinin, 20.04.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi ile içkili restoran niteliğindeki ... yerinin kiralandığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasındaki kira ilişkisi devam ederken, davalı kiraya verenin davaya konu taşınmazı içkili restoran olarak 3. kişiye kiraya verdiği bu durumda, sözleşmenin kiraya veren tarafından tek taraflı ve haksız feshedildiğinin kabulü gerektiği, kaldı ki bu hususun uyulan 12.10.2017 tarihli bozma kararı ile de kesinleştiği, kural olarak mahkemece bozma kararına uyulmakla, o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğduğu, bu durumda mahkemece, önceki bozmada belirtilen usuller de dikkate alınarak, Türk Borçlar Kanunu’nun 125 inci madde hükmü gereğince kâr kaybı zararına uğrayan tarafın isteyebileceği zararın saptanmasında kıyasen yine aynı Kanun’un 325 inci maddesinde gösterilen kesinti yöntemi de uygulanmak suretiyle, sözleşmenin ifa ile bitmesi halinde zarar görenin elde etmesi muhtemel bütün gelirlerden, yapması gereken bilcümle zorunlu harcama kalemleri ile sözleşme süresinden evvel feshedildiğinden süresinden evvel fesih nedeniyle sağladığı yani tasarruf ettiği haklar ve yine bu süre içerisinde başka işten sağlayacağı veya kasten sağlamaktan kaçındığı kazanç miktarları toplamı indirilerek, yine davacının davalıya ödemesi gereken kira paralarının da davacının yapması zorunlu giderler kapsamında değerlendirilmek suretiyle ve zararın belirlenmesi kapsamında kiralananla benzer şekilde faaliyete devam eden emsal işyerlerinin elde edebileceği kar da gözetilerek, kiracının zararının hesaplanması gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR DÜZELTME

A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran

Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-birleşen dosya davacısı kiraya veren mirasçıları karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

B. Karar Düzeltme Sebepleri

Davalı-birleşen dosya davacıları; yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde, davacının dayandığı masrafların yapılmadığının açıkça ortaya konulduğunu, kar kaybının hesaplanması gerektiği belirtilmiş ise de davacının içkili mekan işletme ruhsatı bulunmadığı, vergi kaydı, belediyeden alınan bir işyeri açma belgesi bulunmadığını, davacının işyerinden çıkarılmasının söz konusu olmadığını ileri sürerek; kararın düzeltilmesini ve Mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada faydalı ve zorunlu masrafların kiraya verenden tahsili ve sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kazanç kaybı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Usulî kazanılmış hak kurumu, davaların uzamasını ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek, hukukî alanda istikrar sağlamak amacıyla Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine, dolayısıyla diğeri aleyhine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

2. Bilindiği üzere; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, (bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle) kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla kesinleşmiş, bu kısımlar lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 1315 sayılı YİBK).

3. Usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açıklanması gereken diğer bir husus ise; bir mahkemenin Yargıtay tarafından verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğünün bulunmasıdır. Bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

3. Değerlendirme

Mahkemece, uyulan 12.10.2017 tarihli bozma ilamında, kiraya verenin kira sözleşmesini tek taraflı fesih hakkı bulunmadığı, sözleşmenin kiraya veren tarafından tek taraflı ve haksız feshedildiği, davacı kiracının dava konusu kiralanan ile aynı vasıf ve özelliklere sahip başka bir taşınmazı aynı şartlarda ne kadar sürede kiralayabileceği bilirkişi aracılığıyla tespit edilerek bu süreyle sınırlı olarak davacının kâr kaybının hesaplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin belirtildiği, bozma ilamı ile davacı kiracı lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu, Dairece verilen bozma kararının yerinde olduğu dolayısıyla davalı-birleşen dosya davacılarının karar düzeltme talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Karar düzeltme talebinin REDDİNE,

Aşağıda yazılı para cezası ile karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine,

03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.