"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2011/312 E., 2015/14 K.
DAVA TARİHİ : 14.04.2011
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip geregi düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının kardeşi olan davalının bankadan kredi çekerek evini ipotek verdiğini, cezaevinde olması nedeniyle kredi borçlarını ödeyemediğini, icra takibi başlatılmasının ardından maliki olduğu arsa gerçek değerinde satıldığında ödenmek üzere banka borçlarını ödemesini istediğini, müvekkilinin davalıya yardımcı olmak için yeni ödeme planı düzenletilerek bankaya ödeme yaptığını, ancak davalının ödediği bedeli iade etmediğini ileri sürerek; 19.060,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı 22.05.2012 tarihli celsede; borcunu kabul ettiğini, ceza evine girdiği için ödeyemediğini, ancak asıl borcunun 13 adet 1.100 TL makbuz karşılığı toplam 14.300 TL olduğunu, geri kalanına faiz geldiğini, davacı ile aralarında başkaca ticari alışveriş olduğunu beyan etmiş, 05.06.2012 tarihli dilekçesinde ise; cezaevine girmeden önce ... yerinin bulunduğunu, davacının oğlu ...'ın işletmenin devamı için kendisine devretmesini istediğini, ... yerinin kapanması kendisini zor duruma düşüreceğinden devrettiğini, davacı ve oğlunun ... yerinin geliri ile kendi ücretlerini aldıklarını ve bankaya olan borçlarını ödediklerini, cezaevinden çıktıktan sonra ... yerine almadıklarını, alacaklı olduklarını ileri sürdüklerini, davacının bu ödemeleri yapacak durumunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların kardeş oldukları, davalının bankadan kredi çektiği, kredi borçları devam ederken işlediği suçtan dolayı cezaevine girdiği, davalının kısmi kabul beyanı ve dosya kapsamından davalı cezaevinde olduğu dönemde kredi taksitlerinin bir kısmının davacı tarafından ödendiği, ödeme belgeleri ve bankadan gelen hesap hareketlerinden davacının kredi borcunu ödediğine dair herhangi bir kayıt olmadığı, ödemelerin kısmen dava dışı Savaş Topal tarafından yapıldığı, diğer ödemelerin ise davalı ... adına yapıldığı ancak davalının 22.05.2012 tarihli celsede alınan beyanında kredi taksitlerinin 14.300,00 TL'lik kısmının davacı tarafından ödendiğini kabul ettiği, bu miktar borcunun olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 14.300,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir .
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davalının celsedeki beyanının kayıtsız şartsız borç ikrarı niteliğinde olmadığını, devamında aralarında başka ticari alışveriş olduğunu, bunlara ilişkin yazılı beyanda bulunacağını beyan ettiğini, davanın kabulü anlamında olmadığını, sadece ödemelerin davacı tarafından yapıldığını ifade ettiğini, cevap dilekçelerinde açıklandığı üzere ... yeri devrinden kaynaklanan ticari ilişki karşılığında ödeme yapıldığını, davacı vekilinin celsede bildirdiği ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/243 esas sayılı ... yerinin davalılar adına terkini ile tazminat talepli dosyasındaki 18.12.2014 tarihli beyanında, "sermaye artışı davacının ceza evinde olduğu sürede yapılmıştır....ayrıca davacının ev borcuda ödenmiştir." ifadelerinin bulunduğunu, söz konusu beyanın ödemelerin ... yerinden elde edilen gelirden yapıldığını gösterdiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davalıya ait kredi borcunun davacı tarafından ödenip ödenmediği, buna göre davacının davalıdan alacak hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 188 inci maddesinde; taraflar veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıaların çekişmeli olmaktan çıkacağı ve ispatının gerekmediği belirtilmiş ancak ikrarın tanımı yapılmamıştır.
2. İkrar, davanın temelini oluşturan bir somut vakıa iddiasının doğru olduğunun, o vakıayı ispat yükünü taşımayan (karşı) tarafça kabul edilmesi olarak tanımlayabiliriz.
3. Değerlendirme
Mahkemece; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, davalının 22.05.2012 tarihli celsedeki beyanında davacı tarafından yapılan kredi ödeme miktarını ikrar ettiğinin anlaşılmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
05.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.