Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3311 E. 2024/2034 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, yetkisiz temsilci tarafından imzalanan ücret sözleşmesinin geçersizliği nedeniyle avukatlık ücretinin ne kadar olduğuna ve icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilemeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yetkisiz temsilci tarafından imzalanan avukatlık ücret sözleşmesinin geçersiz olduğu, davacı avukatın hak ettiği ücretin Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesine göre hesaplanması gerektiği, davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlal edildiği ve alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen itirazın iptali (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir

Belli edilen günde gelen davacı vekili davacı ... vekili Av. ... ile davalı Gedik Tavukçuluk ve Tarım Ürünleri Tic. San. A.Ş. vekili Av. Ahmet Yavuz geldiler. Sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, dosyadaki eksikliklerin ikmal edilmesi için eksiklik talep yazısı oluşturulmuş, eksiklik giderildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen başka bir günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin İzmir Barosu avukatlarından olduğunu, davalı şirketle vekalet ilişkisinin 2007 yılında başladığını, 2008 yılında taraflar arasında Avukatlık Sözleşmesi yapıldığını, 27.02.2014 tarihinde haklı nedenle icra ve dava dosyalarından istifa edene kadar bu vekilliğini sürdürdüğünü, ödenmeyen vekalet ücreti alacağı için İzmir 14.İcra Müdürlüğünün 2014/6139 Esas sayılı dosyasıyla 408.308,31 TL üzerinden takip başlattığını, davalı şirketin haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, alacağın faizi ile birlikte (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere) tahsiline ve %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; müvekkilinin hiçbir şekilde davacı avukat ile yazılı sözleşme düzenlenmediğini ve karşı taraftan alınacak vekalet ücreti dışında bir ücret ödemesi kararlaştırılmadığını, davacının müvekkili şirketten yargılama harç ve masrafları adı altında 50.000,00 TL'den fazla bir parayı tahsil ettiğini, davacının kendisine verilen işleri takip etmeyerek çok sayıda dosyada konulan hacizlerin düşmesine neden olduğunu, gelişmelerle ilgili bilgi paylaşımında bulunmadığını, yalnızca dosyanın masrafı var diyerek müvekkilinden para talebinde bulunduğunu, müvekkili şirketin davacı avukatı azletmediğini, ancak kendisinin vekaletnameyi çıkış yolu olarak görerek içeriği taraflarınca bilinmeyen davalı şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Osman Gedik'in imzalamadığını beyan ettiği bir sözleşmeye dayanarak, tüm dosyalardaki görevinden istifa ederek dava açmak yolunu tercih ettiğini, açılan bu davanın haksız ve yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İzmir 8.Tüketici Mahkemesinin 20.05.2015 tarihli, 2015/1338 Esas, 2015/683 Karar sayılı "görevsizlik" kararının kesinleşmesi ve süresinde yapılan başvuru sonucu dava dosyası Asliye Hukuk Mahkemesine gelmiş olup, Mahkemenin 26.05.2017 tarihli, 2015/470 Esas, 2017/524 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, davalının İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2014/6139 Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın kısmen iptali ile icra takibinin 323.947,47 TL asıl alacak, 1.917,06 TL üzerinden devamına, itirazın iptaline karar verilen asıl alacak üzerinden hesap edilecek % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 12.02.2018 tarihli, 2017/2051 Esas, 2018/88 Karar sayılı kararıyla davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 26.11.2019 tarihli, 2018/4194 Esas, 2019/11522 Karar sayılı kararıyla; Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, davacı avukatın istifasının haklı olduğu, böylece Avukatlık Kanunu'nun 172 nci maddesine göre ücrete hak kazandığı, bu noktada öncelikle taraflar arasındaki ücret sözleşmesinin geçerli olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, 20.02.2008 tarihli Avukatlık Ücret Sözleşmesinde imzası bulunan Tercan Özkaracaabatlıoğlu’nun şirketin İzmir Şube Müdürü olduğu, 09.03.2007 tarihli noterden düzenlenen vekaletname ile davalı şirket adına Tercan Özkaracaabatlıoğlu’nun davacı avukata vekalet verdiği, verilen bu vekalete istinaden de davacı avukatın davalı şirket adına dava ve icra dosyalarında vekil olarak yer aldığı, Şube Müdürü Tercan Özkaracaabatlıoğlu şirket adına ücret sözleşmesini imzalamış ise de; verilen vekaletin ücret sözleşmesi yapma yetkisini de kapsadığı ve şirket adına sözleşme yapma yetkisine sahip olduğuna ilişkin bir belge dosya içerisinde mevcut olmadığı gibi davalı şirketin yaptığı ödemelerin sözleşmeyi benimsediğinin kabulü olarak değerlendirmenin mümkün olmadığı, bu durumda yetkisiz temsilcinin imzaladığı sözleşmeden dolayı şirketin sorumlu olmadığının kabul edilmesi gerektiği, hal böyle olunca da somut uyuşmazlıkta Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesinin uygulanması gerektiği, davacının, dava konusu yaptığı dava ve icra dosyaları yönünden talep edebileceği avukatlık ücretinin alanında uzman bilirkişi veya kurulu aracılığı ile taraf ve yargı denetimine elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; davacı avukatın vekalet görevinden istifasının da haklı nedene dayalı olduğu, davalı şirketin İzmir Şube Müdürü olan dava dışı Tercan Özkaracaabatlıoğlu'nun vekaletname düzenleme yetkisi bulunmakla birlikte vekalet ücret sözleşmesi imzalamasına ilişkin yetkisi bulunmadığı, bu nedenle de taraflar arasındaki vekalet ilişkisi geçerli olmakla birlikte, ücret sözleşmesi geçersiz olduğundan davacı avukatın hak ettiği vekalet ücretlerinin 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164 üncü maddesi uyarınca hesaplanması gerektiği, kabul edilen alacak miktarı davalı tarafça da belirlenebilir nitelikte ve likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına da hükmetmek gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2014/6139 Esas sayılı takip dosyasındaki itirazının 114.472,76 TL asıl alacak ve 1.552,44 TL işlemiş faiz toplamı 116.025,2‬0 TL için iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalının %20 oranında (23.205,04-TL) icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; müvekkilini avukat olarak tutmak ve şirket avukatı olarak tayin etmek yetkisi verilen bir kişinin, iş gördüreceği avukata ödenmesi gereken avukatlık sözleşmesini imzalama konusunda yetkilendirilmediğini savunmak ve bozmaya gerekçe göstermenin açıkça hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafın ilk istinaf isteminde sözleşmedeki imzaya icra takibinde ve iş bu dava dosyasında ayıca ve açıkça itiraz etmediğini kabul ve ikrar ettiğini, aksine, sözleşmede şirketi temsile yetkili kişinin o tarihte Anonim Şirket Yönetim Kurulu'nun aldığı 28.02.2007 tarihli karar ile avukat tutmaya ve avukata vekaletname vermeye yetkilendirildiğini de açıkça kabul ve ikrar ettiğini, davalı tarafın bu yetki kapsamında müvekkiline noterden şirket adına genel dava vekaletname verildiğini ve bu vekaletname ile de 7 yıl boyunca müvekkil avukatın bir çok icra dosyasında ve davada kendilerini temsil ettiğini de kabul ve ikrar ettiğini, bu durumda davalı şirketin bu sözleşmeden haberlerinin olmadığını savunmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı vekili; şirketin davacıya, vekil olarak takip ettiği dosyalara ilişkin vekalet ücreti ödemelerini yaptığını, Mahkemeye sunulan dilekçeler ile davacının, müvekkil şirket adına tanzim etmiş olduğu serbest meslek makbuzlarının incelenmesi ve celbi amacıyla Karşıyaka Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne müzekkere yazılması ve bilirkişi incelemesi yapılması talep edilmiş ise de, şirketin ödeme iddialarının görmezden gelindiğini, yetkisiz temsilci Tercan Özkaracaabatlıoğlu'nun davacıya vermiş olduğu ibranamelerin de müvekkil şirketi hukuken bağlamadığını, bu ibranamelerde yer alan bedeller bakımından müvekkil şirketin de açık onayı olmadığı nazara alındığında, müvekkil şirket ile husumetli olan 3.kişinin sonradan düzenlenebilir belgeler ile müvekkil şirket adına yetki sınırlarını aşarak düzenlemiş olduğu belgelerin, müvekkil şirket açısından herhangi bir bağlayıcılığı da bulunmadığını, müvekkil şirket adına tahsil edilip, müvekkil şirkete ödenmeyen bedeller gözardı edilerek hüküm tesis edilmiş olmasının da hukuka aykırı olduğunu, müvekkil şirkete ödenmeyip davacı uhdesinde kalan bedellerin davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği bakiyelerden mahsubunun gerektiğini, davacının alacağının likit olmadığı ve yargılamayı gerektirdiği sabit olup, bu yönüyle İlk Derece Mahkemesince hükmedilen icra-inkar tazminatının hukuka aykırı olduğunu, tanzim edilen bilirkişi raporuna karşı itirazlarını karşılar nitelikte rapor tanzim edilmediğini beyan ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Yargıtay Dairesince bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 67 nci maddesi.

4. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164/4 üncü maddesi.

3.Değerlendirme

1.Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine göre, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapıldığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2. Davacı, yetkisiz temsilci tarafından imzalanan, davalının kabulünde olmayan ve geçersiz olduğu kesinleşen Avukatlık Ücret Sözleşmesi gereği vekalet ücreti alacaklarının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmış, bozma öncesi 03.09.2015 havale tarihli dilekçesi ekinde davalı şirketin o dönemki İzmir Şube Müdürü olan Tercan Özkaracaabatlıoğlu tarafından şirket adına düzenlenen 30.10.2009 ve 25.07.2011 tarihli ibranameleri dosyaya sunmuş ancak Mahkemece verilen ilk kararda hükme esas alınan kök ve ek raporda bilirkişi sunulan bu ibranameleri değerlendirme dışı tutarak ve davacı avukatın icra dosyalarında tahsil ettiği pararları uhdesinde tuttuğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.

Davacının kök ve ek rapora yönelik bu hususta bir itirazda bulunmadığı, bu yönden istinaf ve temyiz yoluna da başvurmadığı, davacı vekilinin ancak bozmadan sonra vekalet sözleşmesinin geçerli olmadığının kabul edilmesi üzerine yapılan hesaplamaya itirazında ibranamelerin dikkate alınması gerektiğini beyan ettiği ve mahkemece de söz konusu ibranameler dikkate alınarak yapılan hesaplama hükme esas alınarak karar verildiği, böylece davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlal edildiği anlaşılmakla, söz konusu ibranameler dikkate alınmaksızın davacının hak ettiği vekalet ücretinin, uyulmasına karar verilen bozma ilamında belirtildiği şekilde Avukatlık Kanunu'nun 164/4 üncü maddesi gereğince hesaplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, usuli kazanılmış hak ihlal edilerek karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

3. İİK’nın 67 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması ve alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.

Açıklanan yasal kuralların ışığında kabul edilen alacak değerlendirildiğinde, davacı tarafından sunulan Avukatlık Ücret Sözleşmesinin geçersiz nitelikte olduğu, uyulmasına karar verilen bozma ilamı gereği Avukatlık Kanunu'nun 164/4 üncü maddesi uyarınca davacının hak ettiği vekalet ücretinin hesaplanması gerektiği anlaşılmakla uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden ve takibe konu alacak likit olmadığından, İİK'nın 67/2 nci maddesi gereğince davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda 2 nci ve 3 üncü bentte açıklanan nedenlerle Mahkeme kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

17.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Aşağıda yazılı temyiz harcının mahallinde davacıdan alınmasına,

26.06.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.