Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3330 E. 2024/1170 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı idare arasında imzalanan hibe sözleşmesi kapsamında, davacının taşınmazına kamulaştırma kararı uygulanması nedeniyle davalı idarenin hibe bedelini geri isteme talebi karşısında, davacının borçlu olmadığının tespiti talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazına uygulanan kamulaştırma kararının mücbir sebep niteliğinde olduğu ve davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiği gözetilerek, davacının borçlu olmadığının tespitine ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2081 E., 2023/1195 K. ..

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/639 E., 2021/219 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalı kurum ile 12.08.2014 tarihinde IPARD programı fonlarının tahsiline dair hibe sözleşmesi imzaladığını, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini ifa ettiğini, ancak Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğünün taşınmazına acele kamulaştırma yoluyla el konulmasını talep ettiğini ve mahkemenin de bunu kabul ettiğini, EİAŞ'ın söz konusu taşınmaz bedelini müvekkili hesabına bankaya yatırdığını, davalının ise müvekkili adına bankaya yatan para üzerine ihtiyati haciz koydurduğunu, davalı tarafından verilen destek kapsamında müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, bir takım harcamalar yaptığını, davalı ile yapılan sözleşmeye göre mevcut durumun mücbir sebep kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, buna rağmen müvekkiline borç bildirim mektubu gönderilmesinin kötü niyetli olduğunu, kamulaştırma kararının müvekkilinin iradesi dışında geliştiğini belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, alacaklarına el konulduğu günden itibaren en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davaya bakmakla İdari Yargının görevli olduğunu, davacı aleyhine açılan kamulaştırma ve bedel tespiti davasının dava tarihi 20.12.2016 olup, davacının bu tarihten sonrasında Kurum ile hiç iletişime geçmediğini ve kamunun iyi niyetinin suistimal edildiğini, sözleşme hükümleri gereği sunulan belgelerde değişiklik olması durumunda davacının Kuruma bunu bildirmesi gerekirken kamulaştırma davasının açılması ile tapuya takyidat konulduğu halde bu durumun Kuruma bildirilmediğini, Kurumca bu durumun mücbir sebep olarak kabul edilmesi için bildirim gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 25.12.2017 tarihli, 2017/342 Esas, 2017/536 Karar sayılı kararı ile; yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 18.10.2018 tarihli, 2018/2152 Esas, 2018/1952 Karar sayılı kararı ile; yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, Mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılamanın yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; toplanan delillere göre, davanın taraflar arasındaki hibe sözleşmesinden kaynaklandığı, davacının taşınmazına Kamulaştırma Kanunu'nun 27.maddesi gereğince el konulması ve kamulaştırma kararı verilmesi üzerine davalının davacıya ödediği hibe desteğinin iadesinin davalı tarafından istendiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre, davacının çiftliği kurup, üretime başladığı, davalının da hibeyi ifa ettiği, davacının taşınmazına kamulaştırma nedeniyle el konulma kararı alınmasının davacının insiyatifi ve kontrolü dışında geliştiği, bu durumun sözleşmenin 10 uncu maddesine göre mücbir sebep olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varıldığından davalının iade talebi yerinde görülmeyerek davanın kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı kurum tarafından 29.06.2017 tarih ve 18947 sayılı yazı ile davacıdan istediği davaya konu 882.162,71TL nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının hibe sözleşmesinin şartlarını kabul ederek sözleşmeyi imzaladığı, Elektrik Üretim A.Ş. tarafından kamulaştırma kararının 14.04.2016 tarihinde alınarak bakanlık tarafından 01.06.2016 tarihinde onaylandığı, Nallıhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.02.2017 tarih ve 2016/347 Esas, 2017/111 Karar sayılı kamulaştırma davasının 20.12.2016 tarihinde açıldığı, davalı tarafından kamulaştırma süreci hakkında bilgilendirilmediğinden kurumun iyi niyetinin suistimal edildiği, projenin sürdürülebilirliği, tarım ve kırsal kalkınma desteğinin kullandırılma amacı ortadan kalktığından sözleşmenin 15.06.2017 tarihinde feshedildiği, IPARD programı açısından önemli olan projelerin sürdürülebilirliğinin beş yıl boyunca izlendiği, davada maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerektiği, kurumun harçtan muaf olduğu ileri sürülerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamı, mevcut delil durumu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli, denetime ve somut olayın özelliklerine uygun olması, taraflar arasında imzalanan 12.08.2014 tarihli hibe sözleşmesine göre davacının üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmesi, bu nedenle davalının hibe miktarını davacıya ödemesi, davacı aleyhine kamulaştırma davasının 19.12.2016 tarihinde açılması, hibe desteğinin davacının iradesi dışında gelişen ve gerçekleşen kamulaştırma kararı ile son bulması, bu durumun sözleşmenin 10 uncu maddesine göre mücbir sebep niteliğinde olması, vekalet ücretinin hukuka uygun olarak tayin edilmesi ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf başvuru dilekçesinde yer alan beyanlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı ile davalı idare arasında IPARD başvurusu paketi kapsamında imzalanan, IPARD programı fonlarının tahsisine dair sözleşme kapsamında davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Taraflar arasında imzalanan 12.08.2014 tarihli “IPARD Programı Fonlarının Tahsiline Dair Sözleşme isimli ‘hibe sözleşmesinin 10 uncu maddesi.

2.Dairemizin emsal nitelikteki 04.11.2021 tarihli, 2021/5138 Esas, 2021/10859 Karar sayılı ve 07.04.2021 tarihli 2020/7647 Esas, 2021/3791 Karar sayılı ilamları.

3.Değerlendirme

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine ve kararda belirtilen gerekçelere göre, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre davacının sözleşmeye konu işletmeyi kurup, üretime başladığı, kamulaştırma nedeniyle taşınmaza el konulması kararı alınmasında davacının bir kusuru bulunmadığı, bu durumun sözleşmenin 10 uncu maddesine göre mücbir sebep niteliğinde olduğu, uyuşmazlık menfi tespit istemine ilişkin olup değeri para ile ölçülebilen davada mahkemece davacı taraf yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi oranda vekalet ücreti takdir edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı Kurumun harçtan muaf olduğu ve mahkemece de davalı kurumdan harç alınmasına yer olmadığına karar verildiği anlaşılmakla davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.