Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3376 E. 2024/2269 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Elektrik çarpması sonucu ölüm nedeniyle açılan tazminat davasında, davalı şirketin sorumluluğu, tazminat miktarı ve kusur oranının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Desteğin kusur oranının tazminat hesabında gözetildiği, davalı şirketin kusursuz sorumluluktan doğan illiyet bağının kesildiğini ispatlayamadığı, hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile vekalet ücretinin yerinde olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1851 E., 2023/218 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/219 E., 2022/174 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili; 10.05.1975 doğumlu ...'in dava dışı ...'nin ikametgahına 28.06.2016 tarihinde klima montajı yaparken deldiği duvardan geçirdiği klima motoruna ait bakır borunun evin 1,5 metre yakınından geçen davalı şirkete ait yüksek gerilim hattına değmesi sonucu elektrik akımına kapılarak vefat ettiğini, ortaya çıkan zarardan davalı şirketin sorumlu olduğu ileri sürülerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar için ayrı ayrı 250,00'er TL olmak üzere toplam 500,00 TL maddi, davacı eş ... için 85.000,00 TL, davacı çocuk ... için 45.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş, 04.02.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebi davacı eş ... için 265.668,75 TL, davacı çocuk ... için 38.854,19 TL olmak üzere toplam 304.522,94 TL'ye yükseltilmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davalı şirketin kusurlu olmadığını, ceza dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, tanık dinlenmesine muvafakatlerinin olmadığını, dava konusu olayın meydana geldiği yerdeki hattın kime ait olduğunun tespiti gerektiğini, olayın ... adlı şahsın evinde ve bu şahsın işini yaparken meydana geldiği iddia edildiğinden bu kişinin de davaya dahil edilmesi gerektiğini, dava konusu evin kaçak olup olmadığının araştırılması ve bu konuda denetleme yetkisi olan belediyenin davaya dahil edilmesi gerektiğini, davalı şirkete ait tüm trafo ve hatların bakımının yapıldığını, tüm uyarı levhalarının bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yüksek gerilim hattının yapıya olan mesafesi gerekli sınırda tutulmadığından davalı şirketin kusurlu olduğu, desteğin muhtemel yaşam süresinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1989/4 -586 E., 1990/1999 K. sayılı kararı gereğince PMF 1931 yaşam tablosu esas alınarak bilirkişi raporunun hazırlandığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 257.693,95 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi, davacı ... için 36.388,81 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili; desteğin gelir düzeyinin yüksek olduğunu, tazminat hesaplamasında ölenin kazancı ve asgari ücretin artış oranı hesaplanmadan rapor düzenlendiğini, davanın ıslah dilekçesi doğrultusunda kabul edilmesinin gerektiğini, manevi tazminat miktarının düşük olduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; kusur oranının objektif olarak belirlenmediğini, olayda enerji tesisinde arıza olmadığı gibi herhangi bir bakım onarım eksikliğinin de olmadığını, aldırılan bilirkişi raporları arasında çelişkiler olduğunu, elektrik çarpılmasının meydana geldiği yapının "kaçak yapı" vasfı taşıması sebebiyle yapı müteahhiti/maliki ve Hani Belediyesinin sorumlulukları bulunduğunu, yapının "kaçak yapı" vasfı taşıması ve inşa edildiği tarih itibariyle enerji nakil hattından sonra inşa edilmiş olması sebebiyle müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, ... Obi'nin yalnızca %10 oranında kusurlu olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığını, olayın tamamen desteğinin dikkatsiz ve tedbirsiz davranması sonucu meydana geldiğini, müvekkilinin sorumluluğunu doğuracak nedensellik bağının gerçekleşmediğini, davalı şirketin kuvvetli akım tesisleri yönetmeliği çerçevesinde tüm önlemleri aldığını, ıslah talebinin zamanaşımının süresi içinde yapılmadığını, davacı tarafa 16.01.2019 tarihli celse ile ıslah için bir haftalık kesin süre tanındığı halde belirtilen ve kesinlik arz eden bir haftalık süre içinde ıslah talebinin sunulmadığını, dava konusu olayı müvekkil işletmesinin kendi olanaklarıyla önlemesi mümkün olmadığından hükmedilen tazminattan kaçınılmazlık nedeniyle indirim yapılması gerektiğini, tazminat bilirkişi raporunun eksik, hatalı ve hükme esas alınamayacak nitelikte olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatlarının fahiş hesaplandığını, geçmiş dönem, gelecek aktif ve pasif dönem yüksek hesaplandığını, davacıların Sosyal Güvenlik Kurumundan ödeme alıp almadığı hususunun araştırılması gerektiğini, bilirkişi raporunda desteğin ve davacıların muhtemel ömürlerinin normalden fazla hesapladığını, muhtemel ömürlerin hesaplanmasında PMF 1931 yaşam tablosunun uygulanması gerektiğini, desteğin tehlikenin varlığını bilerek ve isteyerek enerji nakil hattına müdahale ettiğinden zarardan indirim yapılması gerektiğini, olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin doğru olmadığını, hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğunu, müvekkilinin kusur oranına göre değil de müştereken sorumlu olduğundan bahsedildiğini, davacı tarafların kendilerini tek vekil marifetiyle temsil ettirdikleri gözetilmeden maddi ve manevi tazminat tutarları yönünden vekalet ücretine hükmedilmesinin haksız olduğunu, harç miktarlarının hatalı hesaplandığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükme esas alınan kusur bilirkişisi raporunun olaya ve dosya kapsamına göre yerinde olduğu, tazminat raporunun kaldırma kararında belirtildiği şekilde PMF 1931 yaşam tablosuna göre ve kusur oranları gereğince düzenlendiği, olayın 28.06.2016 tarihinde meydana geldiği, olayın aynı zamanda kovuşturma konusu olması nedeniyle sekiz yıllık ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği, davanın 18.10.2016 tarihinde açıldığı, ıslahın 04.02.2019 tarihinde yapıldığı, zamanaşımı süresinin dolmadığı, desteğin kusur oranının tazminat hesabında dikkate alındığı, bu nedenle yeniden kusur indirimi yapılamayacağı, davalının kusursuz sorumluluk ilkesi gereği illiyet bağının kesildiğini ispat edemediği, hükmedilen maddi tazminat miktarında bir hata olmadığı, desteğin yaşı, olay tarihi, olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur oranları, sosyal ekonomik durumlarına göre davacılar yararına takdir edilen manevi tazminatın yerinde olduğu, Mahkemece kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde ve faizin olay tarihinden itibaren yürütülmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Taraf vekilleri; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, elektrik çarpması sonucu desteğin ölümü nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 71 inci maddesi

2. Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği'nin 5 inci maddesi

3. Değerlendirme

Hükme esas alınan ve tarafların olaya ilişkin sorumluluklarının belirlenmesine yönelik bilirkişi raporunda yer alan değerlendirmelerin denetime elverişli ve yürürlükteki mevzuata uygun olduğu, desteğin gelirinin yıllık gelir vergisi beyannamelerinde belirtilen değerler kullanılmak suretiyle hesaplandığı, zamanaşımı süresinin dolmadığı, desteğin kusur oranının tazminat hesabında dikkate alındığı, davalının kusursuz sorumluluk ilkesi gereği illiyet bağının kesildiğini ispat edemediği, hükmedilen maddi tazminat miktarında bir hata olmadığı, davacılar yararına takdir edilen manevi tazminatın yerinde olduğu, kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde ve faizin olay tarihinden itibaren başlatılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.