Logo

3. Hukuk Dairesi2023/33 E. 2023/387 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinin bitimini müteakip tahliye edilmeyen lojmandan kaynaklanan kira alacağı isteminin miktarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: ... Konut Yönetmeliğinin 10 kat fazla kira cezası öngören hükmünün Danıştay tarafından iptal edilmiş olması ve mahkemenin Kamu Konutları Yönetmeliği'nin 34. maddesindeki düzenleme çerçevesinde değerlendirme yapmaması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/378 E., 2021/1882 K.

KARAR : Davanın reddine

Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ... Konut Yönetmeliği uyarınca ...'de lojman tahsis edilen davalı ile 13.09.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin düzenlendiğini, ...'den İstanbul'a atanan davalının Yönetmelik'in 19. maddesi uyarınca görevinin son bulduğu tarihten itibaren iki ay içerisinde (16.04.2015 tarihinde) lojmanı boşaltması gerektiği halde boşaltmadığını, 16.04.2015 tarihinden dava tarihine kadar Yönetmelik'in ilgili hükümlerine göre geciken her ay için aylık kira bedelinin 10 katı tutarında tahsil edilmesi gereken haksız kullanım bedelinin 5.352,75 TL olduğunu ileri sürerek; davalının mecurdan tahliyesine, 5.352,75 TL kira alacağının dava tarihinden itibaren ÜFE-TÜFE ortalaması oranında işleyecek gecikme faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; mahkemenin yetkisiz olduğunu, dava konusu lojmanı 22.07.2015 tarihinde tahliye ettiğini, kira sözleşmesinde belirtilen iki aylık sürenin henüz dolmadığını, tayin kararının kendisi açısından 24.08.2015 tarihinde kesinleştiğini, aylık kira bedelini düzenli olarak ödediğini, davacı vakfa herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının " kira bedelinin 10 katı olarak ödenmesine " ilişkin işlemi ile bu işlemin dayanağı olan ATGV Konut Yönetmeliği'nin " Konutta Oturma Süreleri" başlıklı 15. maddesinin (b) bendinin 2. ve 3. cümlelerinin iptali istemiyle 22.05.2015 tarihinde idare mahkemesinde dava açtığını, bahse konu hukuka aykırı düzenlemelere daha önce yürürlükte olan Yönetmeliğin 23. maddesinin 3. fıkrasında da yer verildiğini, ilgili maddenin idare mahkemesi kararıyla iptal edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 02.02.2016 tarihli ve 2015/1173 E., 2016/167 K. sayılı kararıyla; alacak istemi yönünden davanın kabulüne, kiralanan yargılama sırasında tahliye edildiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı, davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairece verilen 18.02.2019 tarihli ve 2017/5294 E., 2019/1205 K. sayılı ilamla; davalı tarafından ... 4. İdare Mahkemesinde açılmış olan 2015/1734 E. sayılı dava dosyasının eldeki dava açısından bekletici mesele yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bekletici mesele yapılan dava dosyası hakkında Danıştay 12. Dairesince 2018/4421 E. sayılı dosyada verilen kararla ... işleminin iptaline karar verildiği, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 2020/2567 E. sayılı kararı ile kararın onandığı gerekçesiyle, subut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; tahliyenin yargılama sırasında gerçekleştiğini, davanın açılmasına davalı sebebiyet verdiğinden red kararının ve davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, 10 kat cezayı kapsayan hükmün sözleşmede kararlaştırıldığını ve davalının hüküm ile bağlı olduğunu, davacının özel hukuk kişisi olması nedeniyle Mahkemenin vakfın hukuki kişiliğinin idari yargı çerçevesinde netleştiğine dair gerekçesinin de yerinde olmadığını ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kira alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.... (ATGV), Adalet hizmetlerinin en iyi biçimde gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla Medeni Kanun hükümlerine göre kurulmuş özel hukuk hükümlerine tabi bir tüzel kişiliktir. Lojman tahsis ve iptal işlemleri; Vakfın organları kararıyla yapılmakta olup, Vakıf ile kendilerine konut tahsis edilen görevliler arasında yapılan kira sözleşmeleri özel hukuk hükümlerine tabidir. ATGV Konut Yönetmeliği'nin 23 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen hükmün amacı, lojman sayısının yetersiz olması ve lojman sırası bekleyen diğer görevlilerin mağdur olmamaları için lojman tahliyelerinin keyfi bir biçimde uzatılmasını engellemektir.

2.Kamu Konutları Yönetmeliği'nin 34 üncü maddesinde; "20 nci maddenin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca İdarece konutta oturmasına izin verilenler hariç olmak üzere, 33 üncü madde gereğince konutta oturma süresini doldurduğu veya konutta oturma hakkı sona erdiği halde konutu tahliye etmeyenlerden, konutu on beş gün içerisinde tahliye ederek boşaltması, aksi takdirde bu sürenin bitiminden itibaren işgaliye bedeli alınacağına ilişkin olarak İdarece yapılacak tebligata rağmen, konutu tahliye ederek boşaltmayanlardan, yeni bir tebligata gerek olmaksızın, konutun tahliye tarihine kadar geçecek süreler için ödenmesi gereken kira bedeli yerine işgaliye bedeli tahsil edilir. Bu bedel; konutun tahliye edilmesi gereken tarihten sonraki üç ay için, ödenmesi gereken kira bedelinin (yakıt, elektrik, su vb. hariç) iki katı, daha sonraki aylar için ise dört katı olarak uygulanır. Ancak, bu şekilde oturulan süreler 33 üncü madde ile belirlenmiş olan sürelerin uzatılması sonucunu doğurmaz ve oturanlar yönünden bir hak teşkil etmez." düzenlemesi mevcuttur.

3. Değerlendirme

1. Davacı ile davalı arasında imzalanan 13.09.2011 başlangıç tarihli ve beş yıl oturma süreli sözleşmenin 'Hususi Şartlar başlıklı 6 ncı maddesinde; "....özel tahsisli konutlarda oturanlar, tahsise esas görevin son bulduğu tarihten itibaren iki ay ; başka kurumda aynı veya eş değer bir göreve nakledilenler , nakil tarihinden itibaren ihtara gerek kalmadan en geç iki ay içinde konutları boşaltmak zorundadırlar.", 7 nci maddesinde; " Tahsis edilenlerin tayini, emekliye ayrılması, istifa ya da göreve son verilmesi halleri, yine bu gibi görevle ilişiğinin kesilmesi sonucu doğuracak diğer hallerde bu işlemlerin kesinleşmesini takip eden iki ayın sonunda herhangi ihtara gerek olmaksızın lojman tahliye edilecektir. Aksi halde 12.02.1999 tarihli Temsilciler Meclisi tarafından alınan karar doğrultusunda yönetmeliğin 22. maddesi uyarınca konutu tahliye etmeyenlerden aylık kira bedeli 10 katı fazlası ile tahsil edilir. " hususları kararlaştırılmıştır.

2. Danıştay 12. Dairesinin 23.10.2019 tarihli ve 2018/4421 E., 2019/7962 K., sayılı kararıyla; ... Konut Yönetmeliğinin 15. maddesinin (b) bendinde yer alan düzenleme ve bu düzenlemeye dayanılarak tesis edilen işlemin iptaline karar verilmiş, karar kesinleşmiştir. Bu çerçevede, sözleşmenin 7 nci maddesinde yer verilen düzenlemenin dikkate alınamayacağı, ancak Mahkemece; Kamu Konutları Yönetmeliği'nin 34 üncü maddesinde yer alan düzenleme çerçevesinde tarafların iddia ve savunmaları incelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

3. Bozma sebebine göre, davacının yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1.Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

2.Bozma sebebine göre, davacının yargılama giderine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Kanun'un Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.