"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı bankanın, müvekkili aleyhine Bursa 12. İcra Müdürlüğünün 2015/5731 sayılı dosyası ile takip başlattığını, kredi kartı için başlatılan takibin kesinleştiğini, müvekkilinin psikolojik olarak hasta olması nedeniyle Bursa 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/2189 E., 2009/1103 K. sayılı ilamı ile vesayet altına alındığını, vasi olarak kardeşi Kürşat'ın atandığını, müvekkili aleyhine açılan her davanın hukuken ehliyeti olmadığından dolayı batıl olacağını, hukuken işlem yapma yetkisi bulunmayan müvekkillerinin kredi sözleşmeleri ile borçlandırılması ve icra takibi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalı bankaya borçlu olunmadığının tespiti ile lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davalının, borçlusunun kısıtlı olduğunu bilme imkanını bilemeyeceği gibi araştırma gibi bir sorumluluğu da bulunmadığını, kısıtlı borçlunun tam ehliyetli biri gibi davranarak kredi ve kredi kartı kullandığını, borçlunun ifası esnasında ehliyetsiz olduğunun belirtilmemesinin kötü niyetli olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 452 nci maddesine göre kendisini ehil bir kişi gibi gösterip hukuki işlem yapan ve bu suretle karşı tarafa zarara uğratan ehliyetsiz kişinin bu zarardan sorumlu olacağını savunarak, davanın reddi ile davalı lehine tazminata hükmedilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı kısıtlının şizofren hastası olduğu, vesayet kararının 2008-2009 yıllarında müracaat edilerek alındığı, 2009 tarihli sağlık kurulu raporunda kısıtlının hastalığının 6 yıl öncesine dayandığının bildirildiği, davacı vasisinin vesayet makamından 2008 yılında kredi çekmek için izin istediği, mahkeme tarafından kredi çekilmesine izin verilmediği, dava konusu kredinin alınması için 03.12.2013 tarihinde, kredi kartı için 25.12.2013 tarihinde vasilik kararından sonra müracaat edildiği, davacı vasisine ait olan Acarnur Ltd. Şti. adına vasinin imzası ile davalı bankaya hitaben kısıtlı için çalışma ve maaş bildiriminde bulunulduğu, vasinin kredi çekiminden ve kredi kartı alımından haberdar olduğu, daha önce mahkemeden kredi için izin talebinde bulunan vasinin, bu hususta vesayet mahkemesinin izin vermesi gerektiğini bildiği halde kısıtlının kredi çekmesine göz yumduğu, vasinin davalı bankaya karşı dürüst davranmadığı, sebepsiz zenginleşmede iade borcunun doğması bakımından fiil ehliyetinden yoksun olmanın sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; ayırt etme gücüne sahip kısıtlıların yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça yaptıkları hukuki işlemlerin hükümsüz olacağını, bankaların kredi vermeden önce sağlık raporu istediğini, bu raporun davalı banka tarafından istenmemesinin basiretsizlik örneği olup, kısıtlının kötü niyetini ispatlayan bir unsur olmayacağını, basiretsiz davranan bankanın söz konusu araştırmaları yapmadan krediye onay vermesi durumunun kısıtlıyı ilgilendirmeyeceğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kısıtlının davalı bankadan aldığı kredi ile kredi kartından kaynaklanan borçlar nedeniyle sorumlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Dairemizin emsal niteliğindeki 09.02.2010 tarihli ve 2010/51 E., 2010/1678 K. sayılı ilamı,
2. 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeye ve özellikle vasinin kredi çekiminden ve kredi kartı alımından haberdar olduğu, daha önce mahkemeden kredi için izin talebinde bulunduğu ve talebinin reddedildiği, bu hususta vesayet makamının izin vermesi gerektiğini bildiği halde vasinin davalı bankaya karşı dürüst davranmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 439 uncu maddesi uyarınca ONANMASINA,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.