"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/454 E., 2023/566 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/108 E., 2018/318 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tescil davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın asıl davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacı vekili; davacı Bankaya borçlu davalı şirkete 25.06.2013 tarihinde akdedilen sözleşmelere dayanılarak kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine icra takiplerine başlandığını, borçlu davalı şirkete ait Ankara 1 inci Organize Sanayi Bölgesi içindeki Ankara Sincan ... Mahallesi 100632 Ada 11 Parsel 2550 Sayfa 15.821,21 m² prefabrik atölye binası ve arsası niteliğindeki taşınmaz üzerinde davacı Banka lehine tesis edilen ipoteğe ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yürütülen takipte icra satışı neticesi 22.10.2015 tarihinde davacı Banka tarafından alacağa mahsuben satın alındığını, davalı şirkete diğer davalı ... ile imzaladığı 03.01.2012 tarihli düzenleme şeklinde arsa tahsis sözleşmesi gereğince 19.882 m²lik arsa tahsis edildiğini, ücretinin davalı şirket tarafından davalı ...’ye ödendiğini, bedeli ödenmekle birlikte imar uygulamasındaki eksiklik nedeniyle adına tescili yapılmayan 4.061.31 m²'lik kısmın OSB uhdesinde kaldığını, 4.061,32 m² yüzölçümlü taşınmazın tahsis hakkının borçlu şirkete ait olduğunu ancak şirketin bu kısmın kendi adına tescilini talepten imtina ettiğini, diğer taraftan taşınmazın davacı Banka tarafından satın alınmakla birlikte bakiye alacaklarının bulunduğunu, borçlu şirket hakkında Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2014/6615 E. sayılı dosyasından yürütülen takipte davalı ...'ye borçlu adına tahsisli taşınmazın borçlu şirket adına tescili için İcra Müdürlüğü tarafından davacı Banka'ya yetki verildiği, davalı ...'ye müzekkere yazıldığını buna rağmen tahsis işleminin gerçekleştirilmediğini, davalı ... tarafından 03.04.2012 tarihli düzenleme şeklinde arsa tahsis sözleşmesi uyarınca diğer davalı şirkete devri yerine getirilmediğinden alacaklı sıfatı ile alacaklarını tahsil imkanlarının engellendiğini ileri sürerek; Ankara ili Sincan İlçesi ... Mahallesi 100632 Ada 43 Parselde kain 4.061,31 m² yüzölçümlü taşınmazın diğer davalı borçlu şirket adına tapuda devri konusunda icbarını talep etmiştir.
2. Birleşen davada davacı vekili; davacı şirketin ticari ilişkisi nedeniyle kendisine intikal eden çeklerin keşideci/davalı şirket tarafından ödenmemesi nedeniyle icra takipleri yapıldığını, Organize Sanayi Bölgesi kayıtlarında OSB mülkiyetinde gözüken Sincan ilçesi ... Mahallesi 100632 ada 43 parseldeki 4.061,31 m²'lik taşınmazın malikinin davalı şirket olduğu, davacının alacaklarını tahsil amacıyla yapılan icra takip dosyalarından taşınmazın borçlu davalı şirket adına tescil edilmesi için 2004 sayılı Kanun'un 94 üncü maddesi gereğince dört takibe ilişkin olarak yetki belgeleri alındığını ileri sürerek; davacının yapmış olduğu icra takiplerindeki alacaklarının tahsili amacıyla davalı ... adına kayıtlı olan Ankara ili Sincan ilçesi ... Mah. 100632 ada 43 parselde kayıtlı 4.061,31 m²'lik taşınmazın diğer davalı şirket adına cebri tescili için tapu iptali ve tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl ve birleşen davada davalı ... vekili; davacının 2004 sayılı Kanun'un 94’üncü maddesi uyarınca yetki almadığını, daha önce tescil için icra dairesince gönderilen yazıların yasaya aykırı olması nedeniyle işlem yapılmadığını, tahsis konusu taşınmaz için ödenmesi gereken bedelin ödenmediğini ve davalı şirketin bu parseldeki tahsis hakkından da feragat ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Asıl ve birleşen davada davalı şirket vekili;fiilen müvekkili şirketin zilyetliğinden çıkan ve maddi karşılığı olan bedelin davacı Banka tarafından fiilen iktisap edildiğinden müvekkilinin fiili ve hukuki yararı kalmayan 4.061,31 m²’lik bölüm üzerindeki tahsis talebinden feragat ettiklerini bildirerek, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; alınan bilirkişi raporunda, davacı Banka tarafından davalı şirketin 100632 ada 11 parsel 15.821,.21 m²'lik taşınmazı üzerine ipotek işlemi yapıldığı ve Ankara 5.İcra Müdürlüğünün 2014/4250 sayılı dosyası ile taşınmazın davacı Banka tarafından satıldığı, dava konusu 100632 ada 43 parsel 4.061,10 m²'lik taşınmazın toplam 19.882 m²'lik taşınmazın ifraz edilmesi sonucunda oluştuğu, davalı şirket adına tescil edilmediğinden ipotek konusu olmadığı, davalı şirket tarafından 4.061,10 m²'lik taşınmazın tahsis hakkından 06.04.2016 tarihinde feragat edildiğinden taşınmazın malikinin davalı ... olduğu gerekçesiyle, konusu kalmayan asıl ve birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Asıl davada davacı vekili; davanın hiçbir aşamasında 43 Parsel sayılı 4.061,10 m²’lik taşınmaz üzerinde müvekkilinin ipotek hakkının devam ettiğine ilişkin bir iddialarının olmadığını, davalı şirket tarafından bedeli ödenmekle birlikte imar uygulamasındaki eksiklik nedeniyle adına tescili yapılmayan 4.061,31 m²’lik kısmın OSB uhdesinde kaldığını, bu taşınmazın tahsis hakkının borçlu şirkete ait olduğunu, müvekkilinin 2004 sayılı Kanun'un 94’üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yetki aldığını, bu konuda icra dairesince OSB’ye yazılan yazıların gereğinin yerine getirilmediğini, hükme esas alınan feragatin geçersiz olduğunu, davalılar arasında akdedilen Düzenleme Şeklinde Arsa Tahsis Sözleşmesinin “Arsa Tahsisinin İadesi” başlıklı (8.) maddesi uyarınca katılımcının dilediği zaman parsel tahsis işleminden vazgeçmesine daire bir düzenleme bulunmadığını, bunu ancak inşaata başlama süresi sonuna kadar veya inşaata başlamadan önce yapabileceğini oysa somut olayda inşaat bittiği için davalı borçlu şirketin paranın iadesini talep hakkının kalmadığını, yine “…alıcı peşin alımda bedelini ödediği veya vadeli alımda peşinatı yatırmak suretiyle ve yıllık taksitlerini de ödemiş olduğu halde, inşaat başlama süresi sonuna kadar ve inşaatına başlamadan önce dilediği zaman parsel alımından vazgeçme isteği ile yatırmış olduğu paraları geri isteyebilir…” hükmünden de anlaşılacağı üzere kısmi tescil ve kısmi feragatin söz konusu olmayacağını, davalı şirketin arsa tahsis sözleşmesine göre 19.882 m²’lik arsanın 15.821,21 m²’lik kısmını adına tescil ettirerek iradesini tescilden yana kullandığını, bundan sonra imar sorunu nedeniyle adına tescili sağlanamayan 4.061,31 m²’lik taşınmaza ilişkin olarak yatırmış olduğu paranın iadesini isteme hakkının bulunmadığını, 4.061,31 m² yüzölçümlü taşınmazın davalı şirket adına tescil edilmemesinin sebebinin imara ilişkin eksiklikler olduğunu ve davalının yeniden iradesini bildirmesine ihtiyaç bulunmadığını; imardaki eksikliğin giderilmesini müteakip tescil işleminin davalı ... tarafından re’sen gerçekleştirilmesi gerektiğini, davanın konusunun bizatihi yolsuz tescile dayandığını ve davanın konusuz kaldığından söz edilemeyeceğini ileri sürerek, kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, özellikle feragat üzerine bedelin iade edilmiş olması karşısında bu talebin farklı bir davanın konusu haline geldiği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2004 sayılı Kanun'un 94/2 inci maddesi gereği tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 4 ve 5 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Asıl davada davacı banka, davalı şirket ile aralarında imzalanmış olan genel ticari kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacak nedeniyle davalı borçlu şirket aleyhine başlatılan icra dosyasından alınan yetki gereği, tahsis hakkı borçlu şirkete ait olan ancak diğer davalı ... adına kayıtlı taşınmazın davalı borçlu şirket adına tescilini talep etmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı banka ve davalı şirketin ticari işletmesinden kaynaklandığı açıktır.
2.Eldeki dava, 6102 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 06.04.2016 tarihinde açılmıştır. 6102 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi'nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
3. 6335 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Kanun'un 5 inci maddesi uyarınca; ticari davalar, Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Kanun’un 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 1 inci maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re'sen incelenir.
4.Göreve ilişkin açıklanan maddeler birlikte değerlendirildiğinde; işbu davaya bakma görevi, ihtisas mahkemesi olan Asliye Ticaret Mahkemesine aittir.
5. Bu sebeple, İlk Derece Mahkemesince; uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
6. Bozma nedenine göre, asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesince asıl dava hakkında verilen kararın aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca usulden BOZULMASINA,
3. Bozma sebebine göre, asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.