"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2844 E., 2023/1072 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/15 E., 2022/281 K.
Taraflar arasındaki noter senedinin sahte olduğunun tespiti ile iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılardan ... vekili ile ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılardan ... vekili ile ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacı aleyhine İstanbul 6. İcra Müdürlüğünde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, takip dosyasının dayanağı olan Balıkesir İli, ......, İlçesi, ......,adresinde kain ve tapunun 6553 parselinde kayıtlı gayrimenkul üzerindeki ipoteğin davacının imzası taklit edilmiş bir vekaletnameye istinaden ipotek alacaklısı banka lehine tesis edilmiş olduğunu, tesis edilen ipoteğe ilişkin vekaletnamenin sahte ve dolayısıyla ipotek belgesinin geçersiz olduğundan bahisle ipoteğin kaldırılmasına ve ipotek belgesinin iptaline, borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesi talepli açtıkları davada verilen kararın Yargıtayca bozulduğunu ve bozma ilamı gereğince işbu davanın açılması için taraflarına süre verildiğini, 18.05.1998 tarihli ve 26150 yevmiye sayılı vekaletnamedeki imzanın davacıya ait olmadığını, sahte vekaletnamenin düzenlendiği tarihte davacının yurt dışında olduğunun, pasaport sahifesi ve davacının yurt dışında yaptığı alışverişlerle ilgili kredi kartı hesap bildirim cetveli ile sabit olduğunu, buna ilişkin sahte vekaletname tanzim etmek suretiyle resmi evrakta sahtecilik suçundan ilgililerin cezalandırılması için açılan davada alınan bilirkişi raporu ile, bahse konu imzanın davacıya ait olmadığının ortaya konmuş olduğunu ileri sürerek; Beyoğlu 5. Noterliğinin 18.05.1998 tarihli ve 26150 yevmiye sayılı noter senedinin (vekaletname) sahteliğinin tespitine, davacı yönünden iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili; davalının Beyoğlu 5. Noterliğinde, tanzim tarihi olan 18.05.1998 günü noter ... adına imzaya yetkisi bulunan noter görevlisi olarak çalıştığını, ceza yargılamasında vekaletnamede davacı adına atılan imzanın aslında kime ait olduğunun tespit edilemediğini, davalı hakkındaki davanın ortadan kaldırılmak suretiyle düştüğünü, davaya konu vekaletnamenin hazırlanabilmesini teminen, vekaletname tanzim tarihinden evvel tarafların tüm kimlik bilgileri (nüfus cüzdanı suretleri) Noterliğe gönderilmiş olup, vekaletname hazır hale getirildikten sonra da, noter katibi olan davalının hazırladığı belgeleri, Komili Sabun A.Ş.nin merkezine götürerek vekalet verenlere imzalattığını, davalının olayın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu, zira hazırladığı belgeleri bir başkasının vasıtası ile firma merkezine göndermeyip doğru kişilerin imzaladığından emin olmak maksadıyla bizzat kendisinin götürdüğünü, gerekli olan tüm önlemleri aldığını, vekaletnameyi imzalayan kişinin davacı olmasa da, ona çok benzeyen bir kişi olduğunu, aksi durumda davalının imzayı tasdik etmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... vekili; sahteliği iddia edilen vekaletnameyi davalının düzenlemediğini, vekaletnameye resmiyet kazandıran kişinin diğer davalı ... olduğunu, bu nedenle davalının husumet ehliyeti bulunmadığını, vekaletnamenin, düzenleme şeklinde yapılan hukuki işlemlerdeki usule uygun olarak düzenlenmiş olup geçerli olduğunu, davalının denetim ve gözetim görevini yerine getirmede hiç bir kusuru bulunmadığını, ortada bir sahtecilik söz konusu ise bunu yapanın davalı olmadığı gibi bu sahteciliği anlamasının da mümkün olmadığını, sahtecilik suçunun ispat edilemediğini, ceza davasında yargılanan sanıkların da beraat ettiklerini, davalının dava konusu vekaletnamenin tanziminde hiç bir kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ... vekili; davalı bankanın bu davada davalı olarak taraf sıfatının bulunmadığını, davanın dava konusu edilen vekâletnameye resmilik kazandıran kuruma karşı açılması gerektiğini, Noterlik Kanunu gereğince davalı bankanın noter tarafından düzenlenen vekâletnameye kanunen ve hukuken resmilik kazandırma ya da vekalet düzenleme yetkisi bulunmadığını, davalı bankanın Taksim Şubesi ile Komili Sabun Kozmetik San. A.Ş. arasında akdedilen kredi sözleşmesi gereği davacının maliki olduğu hissesinde noterde adına kayıtlı düzenlen vekaletname ile vekil tayin edilen dava dışı Mehmet Gündüz tarafından davalı banka lehine ipotek verildiğini, davalının davacı tarafın iddialarını bilmesinin hukuken mümkün olmadığını, noterde tesis edilen vekaletnameye güvenerek işlem yaptığını, dava konusu hakkında Adli Tıp Kurumunda imza incelemesi yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm deliller ile evrak asılları üzerinde Adli Tıp Kurumunca düzenlenen imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporundan dava konusu vekaletnamede bulunan imzanın davacıya ait olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile Beyoğlu 4. Noterliğinin 18.05.2019 tarihli ve 26150 yevmiye numaralı noter senedinin sahte olduğunun tespitine, davacı yönünden senedin iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılardan ...vekili ile Vakıflar Bankası vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı banka vekili; davalı bankanın noterden onaylı vekaletnameye güvenerek ipotek tesis işlemini gerçekleştirdiğini, bilirkişi incelemesi sonrasında vekaletnamedeki imzanın davacının elini ürünü olmadığının tespit edildiğini, ancak imzaların karşılaştırmalı tespitinin ayrıntılı bir şekilde yapılmadan rapor tanzim edildiğini, davalı bankanın işbu davada davalı olarak taraf sıfatının bulunmadığını, davanın dava konusu edilen vekâletnameye resmilik kazandıran kuruma karşı açılması gerektiğini, davalı bankanın Noter tarafından düzenlenen vekâletnameye kanunen ve hukuken resmilik kazandırma ya da vekalet düzenleme yetkisi bulunmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili; davaya konu vekaletnamenin imzaya yetkili noter başkatibi davalı ... tarafından düzenlendiğini, bu nedenle davalının sorumluluğu bulunmadığını, denetim ve gözetim görevini ihmal etmediğini, işlem sırasında kendisini davacı olarak tanıtan ve davacının kimliğini elinde bulunduran, fiziken davacıya benzeyen kişinin noter başkatibini yanıltmasının söz konusu olduğunu, ortada bir sahtecilik söz konusu ise bunu yapanın davalı veya başkatibi olmadığı gibi yapılan sahteciliği anlamalarının da mümkün olmadığını, vekaletnameyi düzenleyen başkatip Ahmet’in ve davalının olayda hiçbir kusurunun bulunmadığını, inceleme konusu 18.05.1998 tarihli ve 26150 yevmiye numaralı vekaletname davalı tarafından düzenlenmediğinden belgenin davacının eli mahsulü olmaması ile doğrudan bir ilgisi olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan imza incelemesinde davaya konu Beyoğlu 5. Noterliğinin 18.05.1998 tarihli ve 26150 yevmiye sayılı vekaletnamesindeki davacı imzasının davacının eli ürünü olmadığı mütalaa edilmiş olmakla, alınan raporun taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, yeni bir imza incelemesi yapılmasının davaya katkısının olmayacağı, kaldı ki ceza yargılamasında da beraat kararına rağmen sonradan zamanaşımı nedeniyle düşürülen kamu davasında alınan bilirkişi raporunda da söz konusu vekaletnamedeki imzanın davacı eli ürünü olmadığının ayrıca belirlendiği, davaya konu vekaletname ile davalı banka lehine tesis edilen ipotek sebebiyle davalı bankanın da davada taraf olmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, yine davalı noter ve noter katibinin ise 1512 sayılı Noterlik Kanunu kapsamında doğru kişinin vekaletnameyi imzalaması konusunda sorumluluğunun bulunduğu, ayrıca bu vekaletnamenin ipotek tesisinde banka işlemlerinde de kullanıldığı gerekçesiyle, istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalılardan ...vekili ile Vakıflar Bankası vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekilleri; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, noter senedinin sahteliğinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 208 inci maddesinin dördüncü fıkrası; "Resmî bir senetteki yazı veya imzayı inkâr eden tarafın bu iddiası, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabilir. Asıl davaya bakan hâkim, gerekirse bu konuda imza veya yazıyı inkâr eden tarafa, dava açması için iki haftalık kesin bir süre verir." şeklindedir.
3. Değerlendirme
Temyiz olunan kararda; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa yukarıda yer verilen hukuk kurallarının doğru şekilde uygulandığı, dava konusu vekaletnamedeki imzanın davacıya ait olmadığının belirlendiği, verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı, uyuşmazlık konusunun Beyoğlu 5. Noterliğinin 18.05.1998 tarihli ve 26150 yevmiye sayılı noter senedi olduğu sabit olup İlk Derece Mahkemesi kararında Beyoğlu 4. Noterliğinin 18.05.2019 tarihli ve 26150 yevmiye numaralı noter senedinin yazılmasının maddi hataya müstenit olup mahallinde her zaman düzeltilebileceği anlaşılmakla, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.