"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/376 E., 2023/882 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/122 E., 2017/1024 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde karşılıklı olarak görülen ve istinaf incelemesinden geçen itirazın iptali ve tazminat davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının kiralananı hasarsız ve eksiksiz olarak teslim ettiği halde depozito bedelinin iade edilmediğini, davalının yapılan şifahi bildirimlere rağmen tahliye sırasında hazır bulunmaması nedeniyle taşınmazın durumunu noter aracılığıyla tespit ettirmek ve bu sebeple masraf yapmak zorunda bıraktığını, depozito bedeli ile masrafların tahsili için takip başlattıklarını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, davalının icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP ve KARŞI DAVA
Davalı vekili; tahliyeden sonra yaptırılan tespitte kiralananın hasarlı olduğunun belirlendiğini, davalının depozitoyu uğradığı zarara karşılık mahsup etme hakkı olduğunu, zararın 98.500,00 TL ve eski hali getirme için üç aylık bir zamana ihtiyaç olduğunun belirtildiğini, depozito bedelinin tazminat alacağından mahsubu ile davalının borcu bulunmadığını savunarak asıl davanın reddini ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiş, karşı davasında ise; karşı davalının kiracı olduğu 01.12.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesini diğer davalı ...'ın müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, tespit dosyasında belirlenen söz konusu hasar ve zararları gidermek için davacının 263.586,95 TL ödediğini, delil tespiti ve ihtarname için toplam 990,61 TL masraf yaptığını, davalının bildirdiği tarihte kiralananı tahliye etmemesi nedeniyle tahliye davası açmak ve avukatına 5.900,00 TL vekalet ücreti ödemek zorunda kaldığını, yurt dışından kesin dönüş yaptığından davalının kiralananı tahliye etmemesi nedeniyle daha küçük bir evde kalmak zorunda kaldığı gibi eşyalarını depoda muhafaza etmeye mecbur bırakıldığını, 24.150,00 TL depo masrafı ödediğini, davacının maddi zararının toplam 294.627,56 TL olduğunu, kendi konutuna yerleşmemesi nedeniyle sosyal yaşamlarının etkilendiğini, ailesi ile birlikte yıprandığını ve manevi olarak zarara uğradığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100.000,00 TL maddi tazminatın ve 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 30.11.2017 tarihli ve 2016/122 E., 2017/1024 K. sayılı kararıyla; kiralananın geç tahliye edilmesinin manevi tazminata hükmedilmesini gerektirmeyeceği, avukata ödenen ücret yönünden vekalet sözleşmesinin taraflar arasında hüküm ifade ettiği, bilirkişi tespit raporunda belirtilen olgular da dikkate alınmak hazırlanan rapor doğrultusunda davacı/karşı davalı kiracının karşılaması gereken hasar bedelinin 80.125,00 TL, 45 güne karşılık gelen onarım süresi kira kaybının 7.500,00 TL, delil tespiti giderleri 854,20 TL ile noter masrafları136,41 TL olmak üzere toplam maddi tazminat tutarının 88.615,61 TL olduğu, bu meblağdan 7.500,00 USD güvence bedeli tutarının takip tarihi itibariyle karşılığı olan 19.145,10 TL ve noter emanet tutarı olan 3.194,45 TL'nin toplamı olan 22.339,55 TL'nin mahsubu sonucu davalı/karşı davacının alacağının 66.276,06 TL olduğu, güvence bedelinin mahsubu sonucu davacı/karşı davalı kiracının bir alacağının kalmadığı, davacı/karşı davalının icra takibinde kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle; itirazın iptali istemli asıl davanın reddine, davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine, karşı davacının manevi tazminat talebinin reddine, karşı davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 66.276,06 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 18.06.2020 tarihli ve 2018/696 E., 2020/1010 K., sayılı kararıyla; kira sözleşmesinde kiralanan "tam ve mükemmel konak" durumunda olduğunun belirtildiği, ancak tarafların e-mail yazışmalarında teslimden sonra kiracının bir kısım eksiklik ve bozuklukları kiraya verene bildirdiği, tespit dosyası ve Mahkemece alınan raporlar ile diğer belgeler kapsamında hor kullanma olarak kabul edilebilecek hasarları; iç kapılar, mutfak dolapların, bahçe aydınlatması, otopark kapısı yönünden oluştuğu %25 eskime payı düşülerek 23.375,00 TL hor kullanmadan kaynaklı zarar olduğu, bu kalemlerin onarılabileceği takdiri 15 gün için kira kaybının 4.500,00 TL olacağı, geç tahliye söz konusu olmadığından buna dayalı tazminat talebinin reddi gerektiği, sözleşmede yazılı 6.500,00 USD depozito bedelinin tahliye tarihi itibariyle karşılığının 18.070,00 TL olduğu, hor kullanma nedeniyle kiraya verenin uğradığı zararın toplam 27.875,00 TL olması nedeniyle davacı kiracının depozito tutarının iadesini talep edemeyeceği, hasarın depozito tutarından fazla olduğu, karşı davacının da maddi tazminat talebi olarak sadece 27.875,00 TL talep edebileceği, diğer maddi tazminat taleplerinin yerinde olmadığı, karşı davadaki maddi tazminat talebinin depozitodan mahsubu ile 9.805,00 TL kısım bakımından kabulü gerektiği, karşı davacının manevi tazminat talebi hakkında İlk Derece Mahkemesinin red hükmünün ve gerekçesinin yerinde olduğu gerekçesiyle; davacı tarafın asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı ve davalıların karşı davaya yönelik istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine, karşı davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 23.375,00 TL hor kullanma tazminatı ve 4.500,00 TL kiralananın tadilatı için geçecek süre nedeniyle kira kaybı olmak üzere toplam 27.875,00 TL maddi tazminat miktarından, karşı davalının halen karşı davacı uhdesinde bulunan depozito bedeli olan 6.500,00 USD (18.070,00 TL)'nin mahsubu ile bakiye 9.805,00 TL'nın karşı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile karşı davacıya verilmesine, karşı davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin reddine, karşı davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece verilen 2020/9870 E., 2021/11509 K. sayılı ilamla; tarafların sair temyiz itirazları reddedilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin hor kullanma ve onarım süresi yönünden bilirkişi raporunu yeterli görmemesi halinde ek bilirkişi raporu veya yeni bir heyetten rapor alması gerekirken, hakimlik mesleğinin gereği dışında teknik bilgi gerektiren dava konusu uyuşmazlıkta kendi yaptığı değerlendirme sonucu karar vermesinin, karşı davada yargılama giderinden olan delil tespiti ile ihtarname masraflarının haklılık durumuna göre hüküm altına alınması gerekirken reddine karar verilmesinin ve alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili talep edilmesine rağmen faiz yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olmasının, usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle, karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma sonrası alınan bilirkişi raporu doğrultusunda karşı davacının hor kullanma tazminatı olarak talep edebileceği bedelin 19.000,00 TL, kiralananın tadilatı için geçecek 45 günlük süreye denk gelen kira bedelinin 13.566,00 TL olduğu, toplamda 32.566,00 TL'den 6.500,00 USD'ye karşılık gelen 18.070,00 TL depozito bedelinin mahsubu sonucu karşı davacının alacağının 14.496,00 TL olarak belirlendiği; asıl davada kiracının depozito tutarının iadesini bu hasar nedeniyle talep edemeyeceği gerekçesiyle; asıl davanın reddine, asıl davada davalının kötüniyet tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine, karşı davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 14.496,00 TL'nin karşı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karşı davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı/karşı davalı ... vekili ve davalı/ karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı/karşı davalı vekili; davalının depozitoyu iade yükümlülüğünü yerine getirmediğini, kiralananı düzenli kullandığını, kiralananda zarara sebep olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hor kullanma bakımından fahiş ve hatalı tespitlerde bulunulduğunu, buzdolabı ve çamaşır makinalarının hiç kullanılmadığını ve garajda muhafaza edildiğini, raporun yalnızca davalı/karşı davacının talepleriyle bağlı kalınarak hazırlandığını, panjurların ömrünün eve taşındığı tarihte zaten tükenmiş olup davacının tamir ettirdiğini, depozito bedelinin tahliye tarihindeki kur üzerinden hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı/karşı davacı vekili; hüküm altına alınan maddi tazminatın gerçek zararını karşılamaktan uzak kaldığını, kira sözleşmesi ve kanun hükümleri gereğince kiracının diğer kötü ve olağan kullanımdan doğan zararları da karşılaması gerektiğini, hor kullanım olarak nitelendirilen hasar kalemlerinin de eksik hesaplandığını, geç tahliyeden kaynaklanan zararların da tazminat hesabına dahil edilmesi gerektiğini, keşfen yerinde görerek düzenlenen delil tespiti raporundaki teknik tespit ve bedellerin neden esas alınmadığının açıklanmadığını, faturaların değerlendirilmediğini, dava tarihinin esas alınmasının hatalı olduğunu, manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; asıl davada depozito bedelinin iadesi için başlatılan takibe vaki itirazın iptali, karşı davada ise hor kullanma ve geç tahliye iddalarına dayalı tazminat istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
09.05.1960 tarihli ve 21/9 ile 04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları.
3. Değerlendirme
Bölge Adliye Mahkemesince uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapıldığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş yönlerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, depozito bedelinin iadesi şartları oluşmayıp tazmini gereken hor kullanmadan kaynaklı zararın depozito bedelinden yüksek olduğu, tek taraflı hazırlanan ve itiraza uğrayan tespit dosyası bilirkişi raporuna dayalı olarak hesaplama yapılamayacağı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine,25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.