Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3528 E. 2024/2527 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Arsa tahsis sözleşmesinin belediye meclis kararıyla iptal edilmesi sonucu ifanın imkansız hale gelmesi nedeniyle davacı tarafından talep edilen rayiç bedelin tahsiline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının daha önce belediyeye başvurarak tahsis bedellerinin iadesini talep etmesi ve bu talebi doğrultusunda ödeme yapılmış olması, davacının bu ödemeyi ihtirazi kayıt koymadan kabul etmesi ve irade fesadı iddiasını ispatlayamaması karşısında, yapılan ödemenin borcu sona erdiren bir nitelik taşıdığı gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/351 E., 2020/127 K.

DAVA TARİHİ : 14.07.2015

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, dar gelirli ailelere konut edindirmesi kapsamında davalı ... ile aralarında sözleşme düzenlendiğini, arsa tahsisi yapıldığını, satış bedelinin taksitler halinde ödendiğini, tahsis kararının iptal edildiğini, imar planı değişikliği ile ifanın imkansız hale geldiğini, davalı belediyenin sözleşmeyi geçersiz sayarak 15.09.2005 tarihinde müvekkilinin dilekçesini irade fesadı ve baskı ile alarak ödediği bedeli üzerine bir miktar daha ekleyerek iade ettiğini, ödenen paranın gerçek zararı karşılamadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 3.000,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, davacı tarafından davalı kuruma yapılan başvuru üzerine ödenen arsa tahsis bedelinin davacının talebi doğrultusunda değer artışı da ilave edilmek sureti ile iade edildiğini, bu yönde taraflar arasında ibraname düzenlendiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17.02.2006 tarihli 2015/551 E., 2016/41 K. sayılı kararıyla, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karara yönelik süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 24.01.2017 tarihli ve 2016/12047 E., 2017/715 K. Sayılı ilamıyla, 6745 sayılı Kanun'un 12 nci maddesiyle 775 sayılı Gecekondu Kanunu'na eklenen geçici 10 uncu madde düzenlemesinden bahsedilip, anılan yasa kuralı uyarınca değerlendirme yapılmak üzere bozulmuştur.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 23.02.2018 tarihli ve 2017/2270 E., 20187125 K sayılı kararıyla verilen davanın reddine ilişkin karara karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 22.04.2019 tarihli ve 2018/2607 E., 2019/5279 K. Sayılı kararıyla; anılan yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edildiğinden söz edilip davadan önce ödeme olgusu olup olmadığı var ise bunun borcu sona erdirip erdirmediği hususuna da atıf yapılarak araştırma bozması yapılmıştır.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin ilam başlığında tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bilirkişi raporunun usule uygun, denetime ve karar vermeye elverişli olduğu, davalı belediyenin kendi kusuruyla sözleşmenin imkansız hale gelmesine sebebiyet verdiği ve davacının uğradığı zarardan sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 3.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Mahkemenin 2017/270 E., 2018/125 K. sayılı kararına istinaden davacıya ödeme yapılmış olması halinde ilgili ödemenin infazda dikkate alınmasına karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının usule aykırı olduğunu, dava konusu edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafında kabul ettiği üzere ve Belediyeye yazılı olarak başvurmak suretiyle yapmış olduğu ödemenin tarafına ödenmesini ve arsa tahsis işleminin de iptal edilmesini istediğini, Belediyenin de davacının yapmış olduğu bu başvuruyu dikkate alarak davacıya ödeme yaptığını, 775 sayılı Gecekondu Kanunu'nun geçici 10 uncu maddesi gereğince depo edilen bedelle ilgili hüküm kurulmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan arsa tahsis sözleşmesi ve sonrasında belediye meclisinin arsa tahsislerinin iptaline ilişkin kararı ile ifanın imkansız hale gelmesinden kaynaklı rayiç değerin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).

2. Bundan başka, Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş olan bu kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).

3.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 131 inci maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu 113 üncü madde).

3. Değerlendirme

1.Dava, taraflar arasında yapılan arsa tahsis sözleşmesi ve bilahare belediye meclisinin arsa tahsislerinin iptaline yol açan kararı ile ifanın imkansız hale gelmesinden kaynaklı rayiç değerin tahsili isteğine ilişkin olup, tahsisi yapılan arsa satış bedelinin davacı tarafından taksitler halinde davalı belediyeye ödendiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Dosya kapsamı ile davadan önce davalı ... tarafından davacıya ödeme yapıldığı anlaşılmakta olup, öncelikle belirtilen bu olgu kapsamında borcun sona erip ermediği hususunun açıklığa kavuşturulması ve varılacak sonuç çerçevesinde tarafların diğer iddia ve savunmalarına göre karar verilmesi gerekeceği açıktır.

2.Bilindiği ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 131 inci maddesinde işaret edildiği üzere; asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur, keza aynı yasanın 132 nci maddesinde " Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir." düzenlemesi olup, benzer düzenlemelere 818 sayılı Borçlar Kanunu'nda da yer verilmiştir.

3.Eldeki bu davada, davacı; Şahinbey Belediye Başkanlığına hitaben 07.09.2005 tarihli dilekçesi ile "Belediyeniz encümeninin 17.10.2003 tarih ve 2095 sayılı kararı ile tarafıma tahsis edilen 10 parselde kayıtlı taşınmazın bedeli olarak ödemiş olduğum meblağın tarafıma ödenmesi ve arsa tahsisinin iptali hususunda gereğinin yapılmasını arz ederim." şeklinde talepte bulunmuş, buna göre de kendisine davalı ... tarafından ödeme yapılmış olup, davacının yapılan ödemeyi olduğu gibi kabul ettiği, ödeme esnasında ise herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği anlaşılmaktadır. Bu haliyle davacının talebine uygun yapılan ödemenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 131 inci maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunu 113 üncü madde) işaret edilen ve borcu sona erdiren hallerden biri olduğu sonucuna varılmaktadır. Davacı, ödemenin irade fesadı ve baskı ile kabul edildiğine ilişkin iddiasını da ispatlayabilmiş değildir. Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.