Logo

3. Hukuk Dairesi2023/3546 E. 2024/3704 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların, borcun ödendiğini iddia ederek ileri sürdükleri, borcun başka bir şirkete devredildiğine ve davacıya bir taşınmaz devredilerek borcun ödendiğine dair protokole, davacının imza atmadığı ve davalılarca borcun nakline ilişkin davacının onay verdiğinin ispatlanamadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2795 E., 2023/1066 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 44. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/347 E., 2022/213 K.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilerek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalılar vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.11.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir

Belli edilen günde gelen davacı vekili ile davalılar vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saat 14.00'te Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; taraflar arasında yazılı olmayan bir komisyonculuk sözleşmesi bulunduğunu, davacının hayvanların kesimi ile kesilen etlerin davalılara teslimine aracılık ettiğini, taraflar arasında 08.01.2016 tarihinde başlayan ticari alışverişin 2016 yılı sonuna kadar sürdüğünü, davalıların borçlarını ödememeye başlayınca borcu gösterir bir belgeyi istediklerini, davalıların da davacıya kendi bünyelerinde tuttukları cari hesabın bir dökümünü verdiklerini, cari hesap dökümünün alt kısmının "..., ...'a bu mukabilde borcumuz" kaydı ile davalı ... tarafından imzalandığını, davalılara son teslim edilen ancak bedelleri ödenmeyen etlere dair mezbahadan alınan teslim formlarının bulunduğunu ileri sürerek, davalıların Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2019/15702 Esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazın iptaline, %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili; davalı şirketin ticaret sicil müdürlüğü kayıtları ile de sabit olduğu üzere 09.11.2017 tarihinde kurulduğunu, dolayısıyla ... Et Şirketi yönünden davanın husumetten reddinin gerektiğini, borcun sebebi olarak gösterilen ...'in imzasına havi cari hesap ekstresinin kendisini bağladığını, ... açısından da husumet itirazlarının bulunduğunu, ...'in dosya borcunu ödediğini, davalıların dava dışı ... İnş. Oto. Emlak Gıda Hayvan İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti.den alacaklı olduğunu, ... ve ...'in söz konusu şirketten olan alacağına karşılık taşınmazın maliki olan ve ... İnş... Şti.nin borcunu üstlenen ...'ın Ankara İli Çankaya İlçesi ... Mahallesi 7300 Ada 3 parsel 4 nolu bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmazını davacı ...'a cari hesap ekstresindeki borcuna istinaden devrettiğini savunarak, davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı ... Canlı Hayvancılık Limited Şirketinin davacı tarafından ileri sürülen alım satım tarihinde hukuki varlığının mevcut olmadığı ve böylece kendisine husumet yöneltilemeyeceği, davalılar ... ve ... yönünden ise davalıların savunmasındaki davalı ...'in ... İnşaat Oto. Emlak Gıda Hayvan İth. İhr. Tic. Ltd. Şti.den alacağına karşılık bu şirketin borcunu üstlenen ... tarafından şirkete ait taşınmazın davacının davalıdan alacağına karşılık direkt olarak kendisine devrinin yapıldığı yönündeki savunması karşısında gerek mali müşavir bilirkişinin raporun son parağrafında "davacının bu gayrimenkul devrinin ne sebeple yapıldığına ilişkin belge sunamadığı" yönündeki belirlemesi ve gerekse taşınmazın cari hesap karşılığında davacıya devrinin yapılıp yapılmadığının tespiti açısından alınan bilirkişi raporunda taşınmazın davalı savunmasında geçen şirket yetkilisi ... tarafından davacıya devrin yapılmış olduğu yönündeki belirleme ve davacının mezkur şirket yetkilisi ... tarafından yapılan bu devrin ne sebeple yapıldığına dair bir delil bildirememesi karşısında söz konusu taşınmazın davalının alacaklı olduğu dava dışı mezkur şirket tarafından davalıya olan borcu sebebiyle davacının davalıdan olan alacağına karşılık devrinin yapıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davalı ... Limited Şirketi yönünden davanın husumet yönünden reddine, diğer davalılar yönünden davanın ıspat edilememiş olması sebebiyle reddine, dava yargılamayı gerektirdiğinden davalılar lehine icra inkar tazminatına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; borcun ödenmesi için devredildiği iddia edilen taşınmazı, dava dışı şirketten kendi mal varlığı ile satın aldığını, davalılar ile dava dışı şirketler arasında yapılan protokolün kendisini bağlamadığını, bu protokolde imzası bulunmadığını, bu nedenle alacağa mahsuben bu taşınmazı aldığının kabul edilemeyeceğini, bunun ispat yükünün de kendisinde olmadığını, taşınmazı devreden ... şirketi kayıtlarında davalı ... yönünden taşınmaz devrine dayalı olarak borç kapama - mahsup kaydı bulunmadığını, kaldı ki redde gerekçe gösterilen taşınmaz devrinin de borcu kapamaya yeterli olmadığını, Mahkemece devir tarihi itibariyle taşınmaz değerinin tespitinin gerektiğini, malları davalı tarafa teslim ederek 345.000,00 TL bakiye alacağı bulunduğunun davalı tarafın da kabulünde olduğunu, davanın kabulü ile avans faizi yürütülerek icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalılardan ...'e ait işletme tarafından tutulan 07.11.2016 tarihli cari hesap ekstresi kapsamında, taraflar arasında gerçekleşen hukuki ilişki çerçevesinde davacıya 345.000,00 TL borçlu olduğunun davalılardan ... tarafından kabul edilerek cari hesap dökümünün alt kısmına da "..., ...'a bu mukabilde borcumuz" kaydının düşülmesi suretiyle imzalanması karşısında davacının 345.000,00 TL alacağını ispatladığı, belirtilen cari hesap ekstresinin davalı ...'e ait işletme tarafından tutulduğunun anlaşıldığı, dava konusu borçtan davalı ...'ın da sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, davalılar dava dışı şirket tarafından davacıya taşınmaz devri yapılmak suretiyle borcun ödendiğini savunmuşlar ise de sunulan 01.12.2016 tarihli protokolde davacının imzasının bulunmaması, davalıların davacıya olan borç karşılığı taşınmaz devrinin yapıldığını ispatlayamamaları dikkate alındığında borcun ödendiğinin kabul edilemeceği, dava konusu icra takibinde işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de davacının takip tarihinden önce davalıları usulüne uygun temerrüde düşürmediği, bu nedenle davacının işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı, dava konusu alacak ticari nitelikte bulunmadığından ticari temerrüt faizi istenemeyeceği gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalı ... Canlı Hayvancılık ... Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, davalılar ... ve ... yönünden davanın kısmen kabulü ile, davalılar ... ve ...'in Ankara 11. İcra Müdürlüğünün 2019/15702 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının kısmen iptali ile takibin 345.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, icra inkar tazminatı koşulları oluştuğundan hükmolunan alacağın (345.000,00 TL) %20'si oranında takdir edilen 69.000,00 TL icra inkar tazminatının davalılar ... ve ...'den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; davacının alacaklı olduğu kabul edilmesine rağmen temerrüt koşulları oluşmadığından faiz talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararlaştırılan vadede ödenmeyen borca ilişkin temerrüt koşullarının oluştuğunu, davalıların tümünün aynı vekil tarafından temsil edilmesi nedeniyle ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek, bu yönlerden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalılar vekili;

-İcra takibine konu edilen davalı müvekkillerden ...'in imzasına havi 28.11.2016 tarihli cari hesap sözleşmesi olduğunu, borcun sebebi olarak gösterilen ... imzasına havi cari hesap ekstresinin başka bir kişi şirketi ve diğer müvekkil ...'i ilgilendirmediğini, borçtan müteselsil olarak ...'in sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını;

-Davalılardan ...'ın ... adına ödemeler yaptığının her iki tarafın kabulünde bulunduğunu, ...'ın, diğer davalı ile kardeş olması nedeniyle aynı sektörde çalıştığını, dolayısıyla kardeşi adına ödeme yapabildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkil ...'in, davacının iddia etmiş olduğu borç ile maddi bir bağlantısı bulunmadığını, borcun sebebi olarak gösterilen ... imzasına havi cari hesap ekstresindeki borçtan müteselsil olarak ...'in sorumlu tutulmasının hukuken beklenilemeceğini;

-... tarafından borcun ödendiğini, ödemenin gerek banka aracılığıyla gerekse elden gerekse de alacağa karşılık devir ile yapıldığını, ödemelerin cari hesaplara da işlendiğini, müvekilinin ... İnş. Ltd. Şti.nden alacaklı olduğunu, bu alacağına istinaden taşınmazın maliki olan ve ... İnş... Şti.nin borcunu üstlenen ...'ın, Ankara İli, Çankaya İlçesi, ... Mahallesi, 7300 Ada, 3 parsel 4 nolu bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmazı direkt davacısı ...'a cari hesap ekstresindeki borcuna istinaden devrettiğini;

-08.01.2016-31.12.2016 tarihleri arası ibraz edilen cari hesap ekstresinde taraflar arasındaki alışveriş toplamının 1.583.939,15 TL olduğunu, talep edilen 07.11.2016 tarihinde görünen 345.000,00 TL'lik borç girişinden önce yapılan ödemeler incelendiğinde banka, elden ödeme, çek vb, ödeme araçları olduğunun görüldüğünü, 07.11.2016 tarihinden sonra 31.12.2016 tarihinde "daire devri" ve "elden ödeme ..." ibarelerinde de kayıtlarda yer aldığını;

- İlk takip tarihinden itibaren asıl alacağa asal faiz işletilmesinin haksız olduğunu, müvekkilinin takip tarihinde değil, karar tarihinde kabul anlamına gelmemek ile birlikte borçtan haberdar olduğunu,

- Haksız olarak başlatılan icra takibi nedeniyle, icra inkar tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, icra inkar tazminat koşullarının oluşmadığını;

-... Şirketi açısından dava husumetten reddedilmesine rağmen, kötüniyet tazminatına hükmedilmediğini belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazların iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

A- Davalılar vekilinin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;

1. Davacı eldeki dava ile, davalılardan cari hesap kapsamında alacaklı olması nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalılardan ...'e ait işletme tarafından tutulan cari hesap ekstresinin alt kısmında 07.11.2016 tarihi itibariyle davacıya 345.000,00 TL borcu bulunduğu kayıtlı olup, davalılardan ... tarafından "..., ...'a bu mukabilde borcumuz" kaydının düşülmesi suretiyle imzalanması karşısında, mevcut borçtan her iki davalının da sorumlu olduğuna dair Mahkemece yapılan tespitler dosya kapsamına uygundur.

2. Davalılar mevcut bu borcun ödendiği savunmuşlar ve delil olarak 01.12.2016 tarihli protokol ile tapu ve cari hesap kayıtlarına dayanmışlardır. Dava dışı şirketler ile davalı ... tarafından imzalanan protokolde; davalı ...'in, ... İnşaat Şirketinden alacaklı olduğu, bu şirketin Ankara İli, Çankaya İlçesi, ... Mahallesi, 7300 Ada, 3 Parsel 4 no.lu taşınmazı ... Şirketinden vadeli olarak satın aldığı, mülkiyetinde olan taşınmazı ...'e devredilmesine muvafakat ettiği, ...'in devri kabul ettiği, ...'in sözleşme dışı davacı ...'a 345.000,00 TL borçlu olduğu, ... Yatırım Şirketinin Şadi Demirelli'ye verilen vekalet ile ...'in ... İnşaat Şirketinden alacağına mahsuben ...'in borçlusu olduğu ...'a devredileceği düzenlenmiştir.

3. 01.12.2016 tarihli Protokole konu Ankara İli, Çankaya İlçesi, ... Mahallesi, 7300 Ada, 3 Parsel 4 nolu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde; ... Ltd. Şti. adına kayıtlı iken 09.12.2016 tarihinde davacı ...'a satışının yapıldığı görülmüştür.

4. Davalı ...'in ticaret kaydının olmaması ve davaya konu işlemlerin gerçekleştiği tarihlerde mükellefiyet kaydının bulunmamasından dolayı yasal defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılamadığı bilirkişi raporunda belirtilmiştir.

5. Davalılardan ...'in yasal defterlerinde bilirkişi tarafından yapılan incelemede; davalı ... tarafından davacı adına 2016 yılında 5 adet ve toplam 625.839,58 TL tutarında müstahsil makbuzu düzenlendiği, bahse konu makbuzlar karşılığı davacıya toplam 625.839,58 TL ödeme yapıldığının kayıtlı olduğu ve yapılan ödemelerin mahsubu sonrasında 31.12.2016 tarihinde davacıya borçlu olmadığının kayıtlı olduğu belirtilmiştir. Yine davalı tarafından dosyaya delil olarak sunulan 01.01.2016 – 31. 12 2016 tarihli cari hesap ekstrenin incelenmesinde 2016 yılında davacıya toplam 1.238.939,15 TL nakit/çek ödeme yapıldığı, 31.12.2016 tarihinde “ daire devrinden açıklaması “ ile 345.000,00 TL ödeme yapıldığının kayıtlı olduğu görülmüştür.

6. Davacı, 01.12.2016 tarihli protokolde imzası bulunmaması nedeniyle, bu protokolün kendisini bağlamayacağı ve protokolde borcun ödenmesi için devri yapılması kararlaştırılan taşınmazı davaya konu borçtan bağımsız olarak tapu maliki şirketten satın aldığını beyan etmiştir. Davacının 01.12.2016 tarihli protokolde imzasının bulunmaması ve tapu kayıtları dikkate alındığında davacının bu protokol nedeniyle sorumlu olduğu kabul edilmemekle birlikte; protokolde taşınmaz bilgileri ve hangi borç için kime ve kimin tarafından devredileceğinin açıkca yazıldığı ve akabinde taşınmazın davacıya tapuda dava dışı borçlu şirket tarafndan satışının yapıldığı ve davalının cari hesap ekstresinde de 31.12.2016 tarihinde “daire devrinden açıklaması“ ile 345.000,00 TL ödeme yapıldığının kayıtlı olduğu anlaşıldığından, bu durumda taşınmazın borcun ödenmesinden bağımsız olarak satın aldığını ispat yükü davacıda olup dosyaya buna ilişkin bir delil sunulmamıştır. Hal böyle olunca davalıların mevcut borcun ödenmesi için taşınmazın davacıya dava dışı şirket tarafından devrinin yapıldığı savunması karşısında, davacı adına tapuda tescil edilen taşınmazın borcun ödenmesi amacıyla dava dışı şirket tarafından yapıldığı ve bunun aksinin davacı tarafça ispat edilemediği dosya içerisinde yer alan belgelerden anlaşılmış olup, bu durumda Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne ilişkin karar usul ve Kanuna aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirmiştir.

B-Davacının temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; davalı ... Canlı Hayvancılık Limited Şirketinin davacı tarafından ileri sürülen alım satım tarihinde hukuki varlığının mevcut olmadığı ve böylece kendisine husumet yöneltilemeyeceği anlaşıldığından davacının bu davalıya ilişkin temyiz itirazlarının reddine, davacının sair temyiz itirazlarının bozma kapsamına göre incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davacı vekilinin davalı Şirkete yönelik temyiz itirazlarının reddine, sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmağına,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA,

28.000,00 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine,

Peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Uyuşmazlık, cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazların iptali istemine ilişkindir.

Davacı, davalılarla aralarında ticari alışverişlerinin bulunduğunu, bu ilişkinin 2016 yılı sonuna kadar sürdüğünü; davalıların borçlarını ödememeye başlayınca kendilerinden borcu gösterir bir belge istediklerini; davalıların da kendi bünyelerinde tuttukları cari hesabın bir dökümünü verdiklerini, cari hesap dökümünün alt kısmının " ..., ...'a bu mukabilde borcumuz" kaydı ile davalı ... tarafından imzalanıp verildiğini; bu belgeye istinaden yapılan icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.

Davalı taraf, borcu kabul etmekle birlikte, dava dışı 3. kişi ile yapılan protokolle borcun nakledildiğini ve davacıya gayrimenkul devri yapılarak borcun 3. kişi tarafından ödendiğini savunmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince; yukarıda açıklanan gerekçeyle, davanın kısmen kabulü ile takibin 345.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Borcun devri, bazen kanun gereği kendiliğinden gerçekleşir. Örneğin, miras bırakanın borçlarının ölüm nedeniyle mirasçılarına geçmesi gibi. Borcun devredilmesi kanun gereği değil de alacaklı ve borçlunun istek ve arzusuyla gerçekleşecekse bunun için aralarında bir sözleşme yapmaları gerekmektedir. Başka bir ifadeyle, borcun naklinde, alacaklının onayı ile birlikte sözleşme ve sözleşme altında imzasının da bulunması gerekmektedir. Davalıların dayandığı borcun nakline ilişkin 01.12.2016 tarihli protokolde ise, bu dosya davacısının (alacaklının) imzası bulunmamaktadır. Dolayısıyla, borcun nakli sözleşmesi mevcut değildir. Bu protokole dayalı olarak hüküm kurulamaz. Sayın Çoğunluk da, bu durumu gerekçesinde kabul etmiş ve "davacının bu protokol nedeniyle sorumlu olduğu kabul edilmemekle birlikte" ifadesini kullanmıştır.

Öte yandan, Sayın Çoğunluk bozma gerekçesinde; davalı taraf borcu kabul etmekle birlikte, protokolle borcun nakli nedeniyle, dava dışı 3. kişi tarafından gayrimenkul devri yapılarak davacının devraldığı taşınmaz bedelini ödediğini ispatlaması gerektiğini vurgulayarak, bu hususun ispatlanamadığını belirtmiştir. Oysa, davacı, borcun nakli ile ilgili protokole imza atmamış bulunduğuna ve 3. Kişi ile de gayrimenkul satışından ötürü bir uyuşmazlığının olmadığına göre; bu davada, tapuda 3. kişiden satın aldığı taşınmaz bedelini ödediğini, tapu senedinde belirtilen bedel dışında, ayrıca ispat etmesine gerek bulunmamaktadır. Davalı, cari hesap borcunu ödediğini ispat etme yükümlülüğündedir. İspat külfeti ters çevrilerek bozmaya ilişkin karar verilmesi bizce isabetsizdir.

Ayrıca; Sayın Çoğunluğun borcun naklinin gerçekleştiği düşüncesi kabul edilse bile; borcun nakli ile birlikte, eski borçlunun taraf sıfatı kalmaz. Bu durumda da, mahkemece, davanın esastan reddi yerine, davalılar aleyhine açılan davanın borcun nakli nedeniyle davalıların taraf sıfatı bulunmadığından husumet yönünden davanın usulden reddi gerekir.

Dosyadaki bilgi ve belgelere, Bölge Adliye Mahkemesi kararında açıklanan gerekçelere ve özellikle davacının dayanılan protokolde imzasının bulunmaması ve borcun nakline onay verdiğinin davalı tarafça kanıtlamamış olmasına göre, kararın ONANMASI düşüncesinde olduğumdan, Sayın Çoğunluğun bozma gerekçelerine iştirak etmediğime dair karşı oyumdur. 19.11.2024